logo

25 Eylül 2018

‘Yok mu o ‘vicdan tüccarları’


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Kocaeli’de bir baba intihar ettiğinde, alamadığı pantolon yüzünden liseli oğlunun okul kapısından geri çevrilmesini kendine yediremediği doğru mu diye soruyorsanız, suçlu bulundu, ayağa kalkın!…

Valilik ve savcılık açıklama yaptı, İsmail Devrim’in psikolojik sorunları yüzünden kendini astığını deklare etti, gerisi yalan dedi, yetinmiyor musunuz…Yetkililer psikologluğu bıraksın, üstünkörü tahlillerle annenin iddialarını savuşturmasın, başından savmak yerine işin aslını araştırsın, çocuk okula alındı mı alınmadı mı, gerçeği ortaya çıkarıp tatminkar cevaplar versin diye üsteliyor musunuz hala… İşte yakalandınız, siz duygu sömürüsü yapıyorsunuz, kesin ajitasyon peşindesiniz!

Velev ki AHBAP Başkanı Haluk Levent gibi gayet sorumlu davrandınız, babanın bunalımıyla ekonomik bunalım arasında bir bağ kurmadınız, yetkilileri yardım eli uzatmamakla suçlama kolaycılığına sapmadınız, aksine makul ve yatıştırıcı bir dille yaklaştınız, durumunu bildirse kaymakamın bile çocuğa sahip çıkacağını söylediniz, okulu dahi zan altında bırakmaktan kaçındınız… Geçmiş olsun, yandı çıranız, ‘aklamak sana mı kaldı, kime çalışıyorsun’ diyen muhalif fanatizme hedef olmaktan kurtulamayacağınız gibi, iktidar taraftarlığı adına kılıç sallayanların militan tepkilerinden de paçayı sıyıramazsınız… Mutlaka bir projesinizdir, CIA’den Soros’tan para alıyorsunuzdur, gerçeği bilmek değildir istediğiniz, insani duyarlılık bahanesiyle darbe ve ayaklanma kışkırtıcılığı yaptığınız sabittir, ihanet içinde suçüstü basıldığınızın resmidir!

Yeni havaalanı çalışanısınız diyelim, kötü çalışma koşullarından şikayetçisiniz, açılış tarihinin yaklaşmasını fırsat bildiniz, zaman baskısı altındaki patronlarınızın daha önce çekmeyi başaramadığınız dikkatini çekmek için harekete geçtiniz, daha önce bir türlü duyuramadığınız sesinizi ilgililere duyurmak için eylem yaptınız, ne gününde maaş alamadığınız yakınması işverence yalanlandı ne de diğer taleplerinize haksız, yanıltıcı ve şımarıkça diyen bir yetkili çıktı, bilakis temsilcilerinizle masaya oturuldu ve çözme sözü verildi… Yine de neredeydi aklınız, gürültü koparmak için açılışa haftalar kalmasını mı beklediniz, muhakkak Gezi kalkışması gibi bir provokasyon amaçlıyorsunuzdur, büyük bir projeyi durdurarak milletin moralini bozmak ve motivasyonunu kırmak üzere kullanılan bir maşasınız, sizi gidi istismarcılar, eller havaya, bu sefer halkı kandırıp sokağa dökemeyeceksiniz!

***

Bu minvalde bir gidiş, olağan şüpheli daima vicdan tüccarları. Milletin asabını bozdurmamak için en sıradan hak arama eylemlerine bile yasak konmasının önü açılıyor, müdahale ve susturmalar meşrulaştırılıyor.

Sormayı, sorgulamayı, hak aramayı fiilen imkansızlaştıranların gösterdikleri gerekçe standart: Kriz tüccarlarının, kaos ve kargaşa bezirganlarının, bunalım fırsatçılarının varlığı…

Fakat dön dolaş elde sadece ‘vicdan tüccarları’ var, suç sürekli onlarda. Üstlerine ya kalıyor ya da yıkılıyor. Yedikleri onca dayağa rağmen vicdanlarını susturup bir kenarda uslu ve kayıtsızca oturamıyor, çenelerini tutamıyorlar. Yatacak yerleri yok.

Kriz, kaos, bunalım tüccarlarıysa hep görünmez el, onlar bir türlü somutlaştırılamıyor.

Olmadı; göz aldatmacasıyla milletin moralini bozuyor, kriz varmış algısı oluşturup vatandaşın aklını karıştırıyor, yanılsama yaşatarak insanları bunalıma sevk ediyor diye döviz kurlarının ekranlarda gösterilmemesi öneriliyor.

Yani…

Ele avuca gelmeyen ‘kriz tüccarları’yla en fazla eylemlerinin sonuçlarını gözden saklayarak, yok sayarak yürütülen bir mücadele söz konusu. Aynı mücadele, her defasında kendiliğinden ele gelen ‘vicdan tüccarları’na karşıysa doludizgin girişilerek veriliyor, bakın şu işe!

(KARAR)

Etiketler:
Share
493 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...