logo

Yeryüzünün mağdur hakları için…


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Dışişleri Bakanlığı biraz geç de olsa Çin hükümetinin Uygur Türkleri’ne yönelik eski çağlardan kalma toplama kampları uygulamasını eliştiren bir açıklama yapmıştı. Böyle bir tavrın eksikliği, sadece bizim için değil bütün İslam ülkelerinde epiyidir hissediliyordu. Özellikle, Uygur Türkleri’nin çaresizliği ve sahipsizliği dikkate alınırsa böyle bir yaklaşım bugün sonuç üretmese bile kayda geçirmek açısından değerlidir.

Ne yazık ki Uygur meselesi tamamıyla dışımızda kaldı ve uzun süre başta toplama kampları olmak üzere bütün insanlık dışı asimilasyon programlarının haberlerine dahi erişilemez oldu. Sadece bizim değil bütün dünyanın… BBC ve Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşların çalışmaları olmasa dünya olup bitenden haberdar dahi olamayacaktı. Duyarsızlık ve ilgisizlik bu boyuta ulaşmış bulunuyor. Mesele bu noktaya vardığı için de Türkiye’nin uluslararası meselelerde ahlaki ve insani tutum koyma özelliği geliştirmesi ve unutturmaması gerekir.

Sadece Uygur meselesi değil… Rusya’nın ilhakıyla tamamen oldu bittiye mahkum olan ve kapalı kapılar ardına saklanan Kırım meselesinde de benzeri bir alaka şarttır. “yapanın yanına kar kalıyor dünyası” ne kadar mesafe alırsa alsın yaşanan zulmü ve baskıları görmek, duyurmak ve o halklarla dayanışma içinde olmak hala bir önleyici tedbirdir. Bu insani reaksiyonu hissettirip uluslararası kuruluşları harekete geçirmek de bir mücadele yöntemidir. Meseleyi çözmese bile baskıyı azaltır, iletişim kanallarını geliştirir ve ayıpları yüze vurmayı sağlar.

***

Dünyanın bugün geldiği nokta otokratik ve kapalı rejimleri eskiye oranla daha denetimsiz ve serbest bırakmış durumda ama bunun devam etmeyeceğini varsaymak zorundayız. Azınlık toplumları, dezavantajlı gruplar ve etnik, dini veya ideolojik gerekçelerle baskı gören gruplar ortak insanlık meselesi olmaya devam etmelidir. Aksi halde dünya her geçen gün yaşanmaz bir gezegen olmaya doğru gidecektir.

Bu yüzden, bir ülkenin gücünün yapılanları önleme kabiliyeti için yetersiz kalması eylemsizlik için gerekçe olmamalı. Bir ülkenin değil birden çok ülkenin, birliklerin ve paktların gücü bile bazı sorunları çözmeye yetmez ama duyarlılık da bir çözümdür. Kapalı rejimlerin pervasızlığını ve ilkel tutumlarını cesaretlendiren sessizlikten hiç şüphesiz çok daha iyidir. Dünyada insani değerler şu sıralarda ilgi kaybına uğrasa da bu rejimlerin anladığı tek dil hala uluslararası tepkilerdir. Düzenli, ısrarlı ve aktif tepki…

Türkiye’nin hem kendi çapıyla hem de uluslararası kurumları harekete geçirme imkanlarını seferber ederek ahlaki ve insani dış politika tatbikatına daha fazla mesai ayırması bu bağlamda isabet olacaktır. 4 milyon Suriyeli’ye ev sahipliği yapan ve benzeri insani krizlerde inisiyatif almaktan çekinmeyen bir ülke olarak sicili en zengin ülkelerden birisi olarak bu alanda tartışmasız uzmanlığı da vardır.

Tepki ve reaksiyonlaın sıklığı artmalı ve arkası gelmelidir… Ki, baskılar ve çağdışı uygulamalara karşı duyarlılığın ciddiyeti hissettirilebilsin. İnsani hassasiyet herşeyden önce devamlılık ve takip gerektirir, unutmayalım.

(KARAR)

Etiketler: » » » » »
Share
497 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...