logo

Yeni Zelanda katliamı 31 Mart seçimlerinin beka sorunu olduğunu açıkça gözler önüne serdi


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Yeni Zelanda’nın ChristChurch kentindeki iki camiye Cuma namazı sırasında teröristler(!) tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 49 kişi şehit olurken 20’si ağır olmak üzere 48 kişi de yaralandı. 30 kişinin El Nur, 10 kişinin de LinWood Camii’nde, 9 kişinin ise kaldırıldıkları hastanede hayatlarını kaybettiği yetkililer tarafından açıklandı. Terörist saldırıyı gerçekleştiren 1 bayan 3 erkek terörist yakalanarak gözaltına alındı. Operasyonların sürdüğünü açıklayan Yeni Zelanda Emniyet Müdürü Mike Bush kent çevresindeki bazı araçların altına yerleştirilmiş el yapımı bombaların tespit edilerek güvenlik birimleri tarafından imha edildiğini bildirdi. El yapımı olduğu belirtilen bombaların sayısı belirtilmedi. Ancak bomba uzmanları tarafından yerleştikleri yerlerden güvenli şekilde çıkartıldıkları açıklandı. Yeni Zelanda ve Avustralya polis yetkilileri eylemi organize eden terörist(!) Tarrant ve arkadaşlarının hiçbirinin istihbarat ve güvenlik birimlerinin arşivlerinde kayıtlarının olmadığını kamuoyu ile paylaşmışlardı. Cani Brenton Tarrant’ın ChristChurch şehrindeki iki camiye düzenlenen silahlı saldırıda 49 masum insanı Müslüman’ı öldürürken ortaya koyduğu alçakça kararlılık ve tavır, silah kullanmadaki profesyonellik ve soğukkanlılık, bir taraftan silahsız masum insanları çoluk çocuk demeden katlederken diğer bir teröristin sosyal medyadan canlı yayın yapması eylem öncesinde 74 sayfalık bir ‘manifestoyu ’ kamuoyu ile paylaşması bu terör eyleminin arka planında emperyalist küresel güçlerin istihbarat birimleri veya devlet dışı aktörlerinin mi devrede olduğu sorusunu sormamıza neden olmuştu. Zira ‘manifesto’, Erdoğan ve Türkiye karşıtlığı İslamofobinin yerini Türkofobiye bıraktığını gözler önüne seriyor. Türkiye’nin kendi içinde yaptığı sistem değişikliğinin dış politikada hızlı karar alma, bütünlük ve hızlı refleks imkânı yanısıra tam bağımsız küresel bir Türkiye’nin inşasına hizmet ettiği görüldüğü için Türkiye’nin ve Başkan Erdoğan’ın önü mü kesilmeye çalışılıyor? Manifesto ‘’Müslüman ülkelerin lideri Erdoğan ve Türkiye‘’ karşıtı cümlelerle dolu. En önemlisi de içinde Erdoğan ve Merkel’in de dahil olduğu bir suikast listesi var. Yeni Zelanda’daki camilere yapılan terörist katliamını Türkiye’ye taşımak isteyen Ekşi Sözlük yazarı yakalanarak tutuklandı. Görüldüğü gibi binlerce km ötede Müslümanlara yönelik olarak gerçekleşen bir katliam dakikalar içinde sosyal medya platformlarından halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik eden, toplum içerisinde ayrışmaya yönelik nefret söylemleri ile paylaşımlarda bulunan hainler tarafından Türkiye’ye taşınmak istenmektedir. Bu durum Türkiye’nin beka mücadelesinin aynı zamanda istiklal mücadelesi olduğunun açık bir göstergesidir. 31 Mart seçimleri bu açıdan tartışılamaz bir şekilde açık bir beka mücadelesidir. Bu katliamda Yeni Zelanda’nın seçilmesinin en önemli nedeni yabancı düşmanlığı veya korkusudur.(Zenofobi) Avustralya ve Yeni Zelanda gerçekten bu bakımdan dünyada benzeri olmayan iki örnek ülkedir. Burada, her ırktan, her etnik gruptan, her milletten, her dinden, mezhepten insanlar yüz yıllardır barış içinde bir arada yaşarlar. Dünyanın dört bir yanından gelen, hem de ipten kazıktan kurtulmuş gelen her milletten insan, dünyanın en huzurlu devletini kurmuş ve barış içinde bir arada yaşıyorlar. Esasen Avustralya vatandaşı olan katil de arkasında bıraktığı manifestosunda Yeni Zelanda’yı seçme nedenini “en güvenli ve beklenmedik yerde bile size huzur yok” mesajını vermek olarak açıkladı. Katliam için seçilen yer dünyanın en huzurlu ülkesi olarak bilinen Yeni Zelanda aynı zamanda bir göçmen ülkesi, yani dünyanın her yanında katlanılmaz sorunlarla karşılaşan insanların yeni bir hayat kurabilmek için sığındıkları en güvenli limanlardan biri. Göç alan ülke olmak dolayısıyla çok kültürlülük denilen ortam için de ideal bir uygulama alanı sunabilmiş bir ülke. Bu neden bana Kaşıkçı katliamını hatırlattı nedense! Kaşıkçı cinayetinde de Küre çetesi Kaşıkçı’nın infazını Türkiye’nin sığınmacılar için güvenli bir liman olmadığını göstermek için Türkiye’de planlamıştı. Ancak bu cinayetle Türkiye’nin imajını bozarak gözdağı vermek isteyen Küre çetesi açıkça duvara tosladı. Türkiye Kaşıkçı’nın infaz edilmesi olayında uluslar arası medyaya yön verecek girişimlerde bulunuyor. Devlet olarak, siyasi irade, kararlılık, iletişim, istihbarat, diplomasi ile bir bütün olarak bu olayda oyun kurucu pozisyonu yakalayarak bölgede ve dünyada ağırlığını bariz bir şekilde hissettiriyordu. (DEVAM EDECEĞİZ)

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
609 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...