logo

Yeni yılımız kutlu olsun mu?


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Böyle bir sual doğal olarak itikadi tartışmalara kapı açar.

‘Hristiyanların yeni yılı niye kutlu olsun ki, bize ne’ diyenler çıkar.

Ama hangimize sorulsa bugünün tarihi, 1 Ocak 2020 deriz.

Bildiğimiz 2020.

Güzel olsun mu 2020?

‘İleriki yıllarda, 2020 güzel bir seneydi, şöyle şöyle hayırlı kapılar açıldı, şu, şu, şu dertlerden kurtulduk, felaha erdik’ diyeceğimiz kadar güzel.

Olsun mu?

Din diyanet gözetmeden, bizimki de, Hristiyanlarınki de, Mayalarınki de, Çinlilerinki de… Kutlu, güzel, esenlik içinde geçsin mi?

Geçsin tabii, niye geçmesin.

Yani mümkünse güzel olsun. İnsanlar, bu sene ve gelecek senelerde mutlu olsun.

Ama nasıl?

Herkesin kafası bozuk.

Ve kafası bozuk olanlar başkalarının da kafalarının bozulması için uğraşıyorlar.

Öfkeli olmamız gerekiyor.

Diş bilememiz gerekiyor.

Burnumuzdan solumamız, kaşlarımızı çatmamız.

Kime karşı?

Kafası bozuk olan büyüklerimizin işaret ettiği taraflara karşı.

Dünyayı daha güzel yapabilirdik aslında.

Kötülükler, kötülerin de menfaatine değil.

Yaptığı kötülüğün ceremesini kötü olan da çekmek zorunda kalıyor sonunda.

Fakat kötülük bir gıda. Bazı insanlar o gıdayı bulamayınca, yiyemeyince, bunalıma giriyorlar, hayattan beziyorlar.

Bu yazıya başlamadan birkaç saat önce Semerkant’ın, Doğu’nun Limanları’nın, Afrikalı Leo’nun, Tanios Kayası’nın, Ölümcül Kimlikler’in, Çivisi Çıkmış Dünya’nın yazarı Amin Maalouf’un yeni kitabına “Uygarlığın Batışı”na biraz göz gezdirdim. (YKY, çeviri Ali Berktay.)

Bir edebiyatçının bakışı, bir sosyoloğun, bir tarihçinin, bir matematikçinin bakışından lezzetlidir.

Ya da ben edebiyatı sevdiğim için bana öyle geliyor.

Kitabın sonuçta ne söyleyeceğini henüz bilmiyorum. Daha başlardayım.

Ama, girizgahından, tarzından, hatta kitabının adından, içinde yaşadığımız zaman için güzel şeyler söylemeyeceği anlaşılıyor.

“İnsanlık gözlerimizin önünde başkalaşıyor” diyor Maalouf, “Serüveni hiç bu kadar vaatkar ve hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı.”

Biliyorsunuz, Lübnanlıdır Maalouf. Dinlerin, kültürlerin, uygarlıkların harman olduğu yer Doğu Akdeniz.

“Eğer farklı ulusların ve tektanrıcı dinlerin mensupları dünyanın bu bölgesinde birlikte yaşamaya devam etseler ve yazgılarını uzlaştırmayı başarsalardı, tüm insanlık ahenk içinde bir arada yaşama ve refah konusunda ilham alabileceği, yolunu aydınlatacak anlamlı bir model bulmuş olacaktı. Ne yazık ki bunun tam tersi cereyan etti, nefret ağır bastı, birlikte yaşama konusundaki yetersizlik kural haline geldi.”

“Doğu Akdeniz’in ışıkları söndü. Sonra karanlık gezegene yayıldı.”

Afganistan’ın, Yemen’in, Lübnan’ın, Irak’ın, Suriye’nin, Mısır’ın, Cezayir’in (Filistin hariç; ben doğdum doğalı zulüm kesintiye uğramadı Filistin’de) nispeten sakin olduğu seneleri, ben de biraz hatırlıyorum.

Az bir kısmına yetiştim.

Çok mu iyiydi o yıllar?

Ne gezer!

Ya bugünkü halleri?

Suriye’ye bakın, Irak’a bakın, Yemen’e, nereye bakarsanız bakın.

Uzun uzun tasvir etmeyeyim. Berbat!

Ortadoğu’nun kadim ve medeni şehirlerinden bir kaçını antik adlarıyla sıralıyor Maalouf. Sonra diyor ki…

“Bu yerlerin en kadim uygarlıklarının mirasçısı olan sakinleri, tıpkı bir deniz kazasından sonra olduğu üzere, sallara binmiş kaçıyorlar.”

İnsanlığın, bu korkunç hallere nihayet verecek bir eczayı keşfetmesini isterim.

Bu sene, gelecek sene, beş sene, on sene, yüz sene sonra iyiliğin, selametin, esenliğin galip gelmesini isterim.

Sadece kendimiz için değil, başkaları için de…

Fakat kabiliyetlerimizi tam aksi istikamette kullandığımızı esefle görüyorum.

Ümitsiz miyim?

Ortalıkta ümit verici bir işaret görmememe rağmen, ümitsiz değilim.

Yeryüzünde iyilerin kötülerden daha çok olduğunu düşünüyorum.

Kötülerin, kötülüğün gürültüsü iyiliğin sessiz güzelliğini bastırıyor.

İyilerin iyiliği sebebiyle, beklemediğimiz bir yerden bir Rahmet kapısı açılabilir.

Bu sene ve daha sonra… Kötülüğün gürültüsüne pabuç bırakmadan iyi olmaya devam etsin iyiler.

(KARAR)

Etiketler:
Share
380 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...