logo

22 Ekim 2018

Ulucamii önünde bin Fatiha…


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Yolumuz Maraş’aydı, her gidişimizde olduğu gibi elbette Bahaeddin Karakoç’u da görecektik…En taze şiirini kendisinden dinleyecektik. İşte Kitap Fuarı’nın açılışında gençlerle, çocuklarla çekilmiş resimleri de gözlerimizin önündeydi. Gençler mi ona neşve veriyordu, o mu gençlere şevk aşılıyordu?

Maraş’a ilk 1977’de gitmiştik; Ulucamii filmi için. Cuma namazını kılarken ekibimiz Maraş’ın o unutulmaz cumasını hatırlatan resmi çekecekti. Maraş Ulucamii’nde öğle namazındaydık bu defa. Ulucamii’nin güney illerimize has şemsiyeli minaresinin önündeydi tabut. Her cihetten “Fatiha” sesleri yükseliyordu. Her defasında ellerimizi kaldırıyor Fatiha’ya duruyorduk. Biri bitmeden biri başlıyordu Fatihaların. Belki bin Fatiha okuduk, cenaze namazına kadar.

Şehir ordaydı, Ulu çınarın önünde şehrin erkânı saf tutmuştu. Ülkemizin birçok şehrinden gelen şairler, yazarlar el bağlamıştı…

Güne şiirle başlayan, her günü şiirle tamamlayan, zamanı şiirle yaşayan şairi uğurluyorduk.

Oyun biter, perde iner

Yalancı yağmurlar diner

Kâinat raks ile döner

Mutlaka davettir şiir

Şiir onun için “mutlak gerçeğe, mutlak güzele yönelmenin dillenişi ve kalbin dirilişi” idi. “Ana sütü gibi helâl bir söz”dü.

Şiirimizin aksakalıydı o. (Aksakal “şeyh”in türkçesidir.)

Karın sesini duyan şairdi. “Şair bir ses avcısıdır” derdi.

Şiire yılmadan usanmadan emek veren, gelenekle bağını koparmadan yeni olan ve sözü dosdoğru söyleyen bir edebiyatçıydı Karakoç.

Sözü özüne kefildi. Kalubeladan beri şairdi. Acelesi vardı. Leylü nehar âşıktı. Bayrağı direkte aşkı yürekte sallanırdı…

On dokuz şiir kitabı yayınlamıştı. İlave olarak Maraş’ta Dolunay dergisini çakarmış ve Dolunay şiir şölenleri düzenlemişti…Şiire verilen emeğin yanında yaşadığı şehirde bir edebiyat zemini oluşturma çabalarının verimleriydi bunlar.

Bahaeddin Karakoç Maraşlı ve ömrünü Maraş’da geçirdi. Taşra engelini hiçe sayan ve şehrinde kalarak sınırları aşan bir şairdi. Onun Ankara seferleri, İstanbul seferleri mutlaka şiir yükünün taşınmaz olduğu ve artık kitaplaştırmanın gerektiği zamanlardır.

Nereye gidersen git, heybene gönül doldur

Bir kovan parçalama bir parmak acı bala

Yontuldukça yer kapla ve her zaman güzel kal

Temiz kal, fazlanı at, eksiğini tamamla

Azıksız çıkma yola!

Hepimiz şahidiz ki, Bahaeddin Karakoç yola azıksız çıkmadı!

(KARAR)

Etiketler:
Share
487 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...