logo

25 Ekim 2019

Tunus’un yeni cumhurbaşkanı


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Tunus’ta cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu 13 Ekim Pazar günü gerçekleştirildi. Seçimlerin sonucu büyük ölçüde önceden tahmin ediliyordu. Çünkü başta Nahda Partisi olmak üzere ikinci tura kalamayan siyasi partilerin ve adayların büyük çoğunluğu ikinci turda Kays Said’i destekleyeceklerini açıklamışlardı. Fakat yine de diğer aday Nebil El-Karuvi’nin elindeki medya imkanlarının sunduğu avantaj ve bir de onun birinci tura demir parmaklıkların arkasında girmiş olması sebebiyle “mağdur” gibi sunulması sebebiyle “acaba kazanır mı?” diye insanlarda bir tereddüt daha doğrusu bir endişe vardı.

Gerçi Nebil El-Karuvi siyasi görüşlerinden dolayı değil kara para aklama ve vergi kaçırma gibi ticari konularla ilgili suçlamalardan dolayı hapise atılmıştı. Ancak yine de onun seçimlerin birinci turunda meydanlarda kendini ifade etme ve propaganda faaliyetleri yürütme imkanı elde edememesi bazılarının ona “mağdur” olarak baklamalarına ve meyletmelerine neden olmuştu. Yıldızının birden parlamasının da zaten bir sebebi elindeki medya imkanları idiyse de ikinci sebebi de böyle “mağdur” kisvesine bürünmesi idi.

Fakat dediğimiz gibi birinci turda elenen adayların çoğunun ikinci turda Kays Said’e oy verilmesi çağrıları yapması sebebiyle o büyük bir farkla, oyların %73’ünü alarak seçimi kazandı ve Tunus’un yeni cumhurbaşkanı oldu.

Kays Said’in kazanmasından ziyade Nebil El-Karuvi’nin kaybetmesi birçoklarını rahatlatmıştır ve ülke açısından son derece olumlu bir gelişme olmuştur. Çünkü onun kazanması Tunus’un başına da bir Sisi kopyasının geçmesi anlamına gelecekti. Gerçi onun Tunus’ta Sisi’nin Mısır’da kurduğu gibi bir dikta rejimi kurması için şartlar ve zemin elverişli değildi. Ama ülkede İslamî kesime karşı izleyeceği tavrın Sisi’nin tavrından çok farklı olmayacağı tahmin ediliyordu. Bu adamın eski diktatör Zeynelabidin bin Ali ile ilişkilerinin olduğu biliniyor. Batıcı laik kimliğine son derece önem veren ve İslamî kesimin siyaset alanındaki başarılarından da ciddi şekilde rahatsız olan biri. Zaten Mısır, BAE ve Suudi Arabistan da onun kazanmasını arzuladığını belli etmiş, ona destek verdiklerini hizmetlerindeki medya organlarının sergilediği tavırla dolaylı bir şekilde izhar etmişlerdi.

Cumhurbaşkanlığını kazanan Kays Said’in herhangi bir siyasi partiyle ilişkisi yok ve seçime de zaten bağımsız aday olarak girdi. Fakat toplumun değerlerine daha saygılı biri olarak biliniyor. Eski cumhurbaşkanı Sibsi’nin ülkede İslam miras hukuku yerine Batı miras hukukunun uygulanması için teklifte bulunması üzerine çıkan tartışmada konunun kendisine sorulması üzerine; “Bu konuyu İslam açıklığa kavuşturmuştur, bizim tartışmamız gereksizdir” demişti.

Filistin davasına büyük önem veren ve Arap ülkelerinin siyonist işgal rejimiyle ilişkilerini normalleştirmelerini bir ihanet olarak gören tutumunu cumhurbaşkanlığı seçimi aşamasındaki muhtelif açıklamalarında dile getirdi. Bu yüzden onun kazanması Filistin’de, İslamî Direniş Hareketi (Hamas) başta olmak üzere tüm direniş örgütlerini de memnun etti. Bu memnuniyetlerini kazandığının belli olmasından hemen sonra kendisini arayıp tebrik ederek de ortaya koymaya çalıştılar. Rakibi El-Karuvi’nin ise işgal rejimiyle ilişkilerin normalleştirilmesine karşı olmadığı biliniyordu.

Kays Said aynı zamanda Arap Baharı olarak bilinen halk ayaklanmalarını desteklemiş ve dikta rejimlerine başkaldıran halkların yanında durmuştu.

Yeni cumhurbaşkanı açıklamalarında Tunus’taki farklı siyasi oluşumlara ve gruplara karşı tamamen tarafsız davranacağını ve eşit mesafede duracağını ifade etti. Kendisinin siyasi çizgisinin ise muhafazakâr bir çizgi olduğu biliniyor.

1958’te Tunus’ta doğmuş olan Kays Said hukuk alanında yüksek tahsil yapmış, sonra yine bu alanda akademik çalışmalarda bulunmuş ve üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmış bir anayasa profesörü.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
498 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...