logo

18 Ekim 2018

Trump, Bin Selman’ı kurtarabilecek mi?


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Türkiye’deki medya organlarında adamın ismini kısaltarak yazmak istediklerinde hep hatalı yazıyorlar. Veliaht Selman diyorlar. Bu da belki Türkiye’de ve genellikle Batı’da son ismin soyadı olarak kullanılmasından ve isimde kısaltma yapılması durumunda sadece soyadının verilmesinden kaynaklanıyor. Oysa Selman, veliahtın değil babasının yani kralın adı. Veliahtın adı ise Muhammed bin Selman. Kısaltma yaparken hiç olmazsa Bin Selman veya İbnu Selman demek gerekir ki babasının adıyla karışmasın.

Bu adam bilindiği üzere ABD’nin yönettiği ve yönlendiği bir saray darbesiyle veliaht yapıldı. Babası yaşlı olduğundan veliaht olmasından hemen sonra da değişik karanlık işler çevirmeye başladı. Veliaht yapılmasıyla birlikte kendini krallık koltuğuna oturmuş gibi hissetmeye başladı. Babası da önünü fazla açtı. Muhaliflerini devreden çıkarmak ve etkisiz hale getirmek için muhtelif karanlık işler çevirdi. Adam sanki bir devlet adamı değil tam anlamıyla bir mafya çetesinin lideri. Mafya çetesini de fiili olarak oluşturmuş durumda.

Sosyal medyada da bir mafya çetesi var. Ara sıra Suudi Arabistan’ın politikalarını eleştiren Arapça twitter mesajlarına verilen cevaplara bakıyorum, hiçbir fikri unsur yok; ağız dolusu çirkin küfürlerle saldırıyorlar. Bu saldırılar tabii saldırıya maruz kalanın değil saldıranların seviyesini gösteriyor. Birçoklarının ortak görüşüne göre Muhammed bin Selman sosyal medyada böyle çirkin şekilde saldırı mesajları atmaları için bir çete kurmuş durumda ve onları sürekli besliyor. Sosyal medyada onun adına hakaret ve küfür ifadeleri taşıyan mesajların hep aynı imzaları taşıması veya aynı üslubu kullanması bu iddiayı haklı çıkarıyor.

Şimdi ABD, saray darbesiyle veliaht yaptığı adamının konumunu muhafaza etme konusunda zorlanıyor. Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak önce “Bu işin arkasında Suudiler varsa onları çok şiddetli bir şekilde cezalandıracağım” diyen Trump çok geçmeden çark etti ve Kaşıkçı’yı “serseri katillerin” öldürmüş olabileceği iddiasını ortaya attı. Kenar bir sokakta bir köşeye sıkıştırılarak öldürülmüş olsaydı bunu söylemenin belki bir anlamı olurdu. Ama resmi evrakları almak üzere gittiği konsolosluk binasında gerçekleştirilen cinayet hakkında böylesine saçma bir iddianın ortaya atılması belki bir serserinin yapabileceği bir şeydir. Dünyanın en güçlü devletinin başkanının bunu söyleyebilmesi ise önemsediği ve saray içi darbeyle veliaht yapılmasını sağladığı adamının mevkisinin sarsılmasından dolayı köşeye sıkışmasından kaynaklanıyor.

Trump adamını kurtarabilmek için veliaht Muhammed bin Selman’la görüştüğünü ve Kaşıkçı’nın öldürülmesi hakkında bir ilgisinin ve bilgisinin olmadığını söylediğini dile getirdi. Tabii adamın; “Öldürülmesi emrini ben verdim ve benim gönderdiğim adamlar cinayeti işledi” demesini beklememek gerekir. Ama onun cinayetle irtibatının ortaya çıkarılması için Suudi Arabistan’dan iki farklı uçakla gönderilen on beş kişilik suikast timinin içinde bulunan şahısların Bin Selman’la ilişkilerine, ona yakınlıklarına, onunla ne gibi konularda birlikte olduklarına bakmak gerekir.

Batı’da birçok gazeteci Kaşıkçı cinayetinin Bin Selman’la ilişkisinin olmadığını iddia etmenin tamamen saçma olduğuna dikkat çekti. Fakat gördüğümüz kadarıyla Trump yönetimi bu olaydan dolayı Bin Selman’ı kaybetmemek için senaryo üretmenin çabası içine girmiş durumda. Bu amaçla Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu hızlı bir şekilde Suudi Arabistan’a ardından da Türkiye’ye gönderdi.

Ama bu olayla Bin Selman’ın irtibatının ortaya çıkarılması için gereken her şey yapılmalıdır. Bugün veliaht prens iken bütün bu karanlık işleri çeviren bu adam yarın kral olması durumunda İslâm âleminin yeni bir belası olacaktır.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
387 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...