logo

20 Şubat 2019

Tereddi ya da


Abdurrahman Dilipak
a.dilipak@gmail.com

Tereddi, soysuzlaşma, yozlaşma, gerilemek. Soysuzlaşmak, aşağı düşmek gibi anlamlara gelir. Terakki ise bunun karşıtıdır. Gelişme, ilerleme, yükselme.

Geriliyor muyuz, ilerliyor mu? Bu biraz da baktığınız yerle ilgilidir. Mesela paranız artarken itibarınızı kaybedebilirsiniz. Ya da para kaybedebilirsiniz ama itibarınız artabilir mesela. İnsanın ikisini birden kaybettiği ve kazandığı da olabilir.

İttihat ve Terakki, birlik ve ilerleme demek. Ama birlik ve ilerleme için “din”den kurtulmak gerek. Bu fikir cumhuriyetle ortaya çıkmadı idi. 1880’de ölen Ziya Paşa, “İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki / Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı” der. Tanzimat sonrası, hatta Lale devrinden sonra bütün fikirler açıktan konuşulmaya başlanmıştı “aydın”lar arasında. İttihat Terakkiciler arasında bu fikirde olanların sayısı da az değildi. Nihayetinde cumhuriyet dönemindeki tek parti zihniyeti de İttihat Terakkinin siyasi ayağı değil mi idi. Daha sonra onlar da aslına rücu etti ve militerleştiler.

Mahmut Esat Bozkurt meclis kürsüsünden haykırmak ister (Şahid Karabekir) “İslam’ın ilerlemeye engel olduğu düşüncesi.İslam kaldıkça kimsenin yüzümüze bakmayacağı düşüncesi” (…) Din ve ahlakı olanlar aç kalmaya mahkumdur.” Bu fikirler siyasete egemen olduğunda bu lakırdıların konuşulduğu zaman 10 Temmuz 1923. Ana fikir şu: “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar. Yoksul kalmaları kaçınılmazdır. Böyle kimselerle ülke zenginleştirilemez. Onun için din ve namus anlayışını kaldırmalıyız. Partiyi bunu kabul edenlerle güçlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz. Böylece kalkınma çabuk ve kolay olur.” (Kazım Karabekir anlatıyor /Uğur Mumcu Ağustos 1990)

Mehmet Akif de Safahat’ta demiyor mu idi: “İrticaın sizin lehçede manası bu mu?” diye

Terakki Vakfı Okulları, 1877 yılında Selanik’te Mekteb-i Terakki adıyla kurulmuştu. Şişli Terakki, Selanik’teki Alatini efendinin sponsorluğunda kurulan Şimon Zwi mektebinin devamı idi. Şimon Zwi mektebi mütegallibenin devamı olan yeni Cumhuriyetin kurucuları daha sonra, Moiz Kohen adını “Tekinalp”e çevirip, “Din yok milliyet var” diye sahne alacaklardır. O da tutmayınca, “Türkün dini Kemalizmdir” diye çıkacaklardır ortaya.

Dün dündür, bugünse bugün. Artık CHP iktidarda değil. Ama o malum aşiret için “giden ağam, gelen paşam” Şamanizm’den başlayıp, NLP ile devam edip, bir nesli dönüştürmek için Transandantal Meditasyon için çıkıyorlar ortaya.

Sıra “Helal Disco”ya geldi. Ankara’da açılıyor. “Eğlenmek bizim de hakkımız”! değil mi! Tabii ki helal. Helal şarap, helal şampanya, helal bira, helal likör! Düğün salonu gibi, “kına gecesi salonu” değil, doğum günü partilerinin verildiği, eğlence partilerinin yapıldığı bir disco’dan söz ediyorlar. Artık Kâbe’nin hemen karşısındaki AVM’de bile satılıyor bunlar. Yan taraftaki kuleye çıkıp, Kâbe’ye tepeden bakarak şampanyanızı yudumlayabilirsiniz. Ee artık bizim “Disk Jokey”lerimiz de olur!

Ne var bunda. Kına gecesi yapmıyorlar mı? Onun VIP versiyonu. Daha profesyonelcesi. Hem zaten yöneticisi Kur’an Kursu mezunu, hafize. Tabii ki mahremiyet kurallarına uygun. Erkek giremez. Cep telefonu yasak. “Disko, dans müziğinin bir tarzıdır. Funk, soul, pop ve salsa ögeleri içerir”miş.

Hay Allah, bizim emekli birkaç eski kafalı hoca gitmişler, belediye başkanını ziyaret etmişler. Sabah namazında bizim camiye de buyurun, dua edelim de Allah bizi korktuğumuzdan emin eylesin demişler. “Eski kafa” adamlar. “Başkan adayı, programımızı tanıtım grubumuz hazırlıyor, onlar reklam ajansları ve halkla ilişkiler uzmanları, kamuoyu araştırma şirketleri ile çalışıyorlar” demiş. Kibarca yolcu etmişler. Sonra kendi aralarında konuşuyorlarmış, 3 nesil geçti onların zamanı ile bugün arasında, bunlar o günlerde kalmış. XYZ kuşağından haberleri yok amcaların” demişler.

Bir emekli Prof. gidip, bazı konularda aday olan zatı uyarıp, nasihat edecek olmuş, “Siz İlahiyat Profesörüydünüz değil mi” diye sormuş. Sonra da arkadaşlarına dönmüş. “İşine bak, bilmediğin şeye karışma” demeye getirmiş kaba bir şekilde.

Cafeler kesmiyor artık gençlerimizi, Diskotek lazım bize, biraz oynamamız gerek. Dansing lazım. Rock’n Roll eşliğinde zikir çeken dervişlerimiz var artık. Bunlar hayatın gerçekleri. Biraz horon teper, zeybek oynar. “Yerli ve Milli” Kafkas halk oyunları var, halay çekeriz. Gençlik bunu istiyor. Biraz da biz kam alalım dünyadan!

Diskotek deyince mütedeyyin hanımlar için ayrı yer, aile için karma, erkekler için ayrı olmalı. Fonda enstrümantal “telaal bedrü”.

Bir arkadaş memlekette bir SPA’ya gitmiş. Tayland masajı da yapılıyor. Erkek masör de var, kadın da. Erkek masörler dolu. Aralarında bir de emekli müftü var. Grub bir işadamı grubu. Müftü fetvayı veriyor. Masörler gayrimüslüm, üstelik sağlık için yapılan bir iş sözkonusu. Caizdir. Helal!

Zaten artık memlekette herkes için her türlü fetva var. Hormonlu, geni ile oynanmış fetvalar herkese her konuda çözüm imkanı sunuyor..

Bir grub işadamı yurtdışında SPA’ya gitmişler. Yine masaj konusu. Bizim eski radikallerden biri, ben kadın masöre gitmem diyor. Erkek masöre gidiyor. Meğer adam gaymiş, Gay’lar gidiyormuş ona!..

Deizm’i geçtik, agnostik oldu insanlar. Yıllarca tekrar tekrar yazıp durdum, bizi önce atomize edecekler. Sonra nötralize, ardından agnostik. Bu gerçekleşti. Bu nasıl mı oldu. Artık aklımız ve imanımız servetimiz ve gücümüze yön veriyor. Servetimiz ve gücümüz aklımız ve imanımıza hükmediyor. İnandığımız gibi yaşamayınca yaşadığımız gibi inanmaya başladık. Bu iş bu kadar basit.

CHP döneminde laikleştiremediler ama AK Parti döneminde AKP’liler üzerinden sekülerleştirildik.

Sonuçta Ahmet Cevdetler kazandılar.

Artık ilahiyatlarda bile namaz kılan %50’lerde. Bunun sorumlusu kim? Kaldı ki, muamelattan yoksun bir ibadet sadece seremoni ve ritüelden ibarettir. İbadetin ruhu yokolur, yapılan iş şekil ve cesetten ibaret kalır. Zaman içinde bu iş “münafıklık alameti”ne dönüşür. Çünkü o iş bir ibadet değil, insanları aldatmaya dönük bir istismara ve aldatmaya dönüşür.

Hadi diyelim ki, necasetten temizleniyoruz da, “Hadesten taharet” ne olacak hiç düşündünüz mü. Sahi “Hades” ne demekti, çevrenizdekilere sorun bakalım. Gençlerin 32 farz seviyesinde bile dinle bağları kalmadı neredeyse. Bağışlayın, sizi gereksiz şeylerle meşgul ediyorum. Biliyorum sizin “para kazanmak” gibi daha ciddi işleriniz var.

Prof. Dr. Fikret Akınerdem’in 14 Nisan 2017’li “İslam Terakkiye Manidir Hristiyan Olmamız Gerekir” başlıklı bir makalesi var. Orada bir olay anlatılır: Kazım Karabekir, 1923 senesinde mecliste yaşadığı ilginç bir olayı şöyle anlatıyor: Tevfik Rüştü Bey konuşuyordu: “Ben kanaatimi millet kürsüsünden de haykırırım. Kimseden korkmam. Teşkilâtı Esasiyemizde dinimiz apaçık yazılmalıdır” diyordu. Ben söz aldım ve sordum: “Teşkilâtı Esasiye’de dinimizin İslâm olduğu yazılıdır. Tevfik Rüştü Bey? Hangi kanaati haykıracaksın? Teşkilâtı Esasiye’ye hangi dini yazdıracaksın? Hıristiyanlığı mı? Mahmut Esat Bey söz aldı ve sertçe cevap verdi: “Evet Hristiyanlığı. Çünkü İslamlık terakkiye (ilerlemeye) manidir. Bu dinle yürünmez mahvoluruz. Ve bize kimse de ehemmiyeti vermez” dedi.

Halide Edip’i dinlemiş olarak Avukat Yusuf Türel de 6 Şubat 1995 tarihli Türkiye Gazetesi’nde yayınlanan A. İhsan Gülcü ile röportajında Halide Edip’ten naklen bir olay anlatılır: Bir gün Naci Şensoy ve Ferruh İlter ile Halide Hanım’ı ziyarete gittik. Halide Hanım’a, bizde ve diğer devletlerde İslam’a karşı yapılan saldırıların nereye varacağını sordum. Şöyle konuşmuştu: “Bir toplantıda isimlerini vermek istemediğim kişiler bana, ikna kabiliyetim olduğunu ifade ederek, Avrupa devletleri arasına girebilmemiz için İslamiyet’i bir tarafa bırakıp onların inançlarına yakın, daha ziyade Protestanlıka yakın bir çizgiye gelmemiz için yazılar yazsanız iyi olur. Bu hurafelerle hem geride kaldık hem daima geriye itileceğiz dediler. Ben onlara, hayır beyefendiler ben bu kanaatte değilim. Belki çaput bağlama gibi bazı hurafeler olabilir, ama bunlar dinin esasları değildir. İslam en mükemmel dindir. İlim adamları kürsülere çıktığı zaman hurafeler ortadan kalkar dedim”.

“Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım”. Bugünlük de bu kadar! Selâm ve dua ile.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
566 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...