logo

06 Temmuz 2019

Sudan’daki anlaşma


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Sudan’da Ömer El-Beşir yönetimine karşı başlatılan sivil hareketi yöneten meslek örgütleri gösterileri Ordu Komutanlığı’nın yani Türkiye’deki karşılığıyla Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne taşıdıklarında askerlerden, kendi hesaplarına El-Beşir yönetimine karşı darbe gerçekleştirmelerini istemişlerdi. Askerin darbe gerçekleştirmesi üzerine de bunun kendi isteklerinin yerine getirilmesi olduğunu düşünerek devrim olarak nitelendirmişlerdi. Ordunun darbeden sonra gerekli düzenlemeleri yapıp yönetimi kendilerine devretmelerini umuyorlardı. Ama bu umdukları gerçekleşmedi. O yüzden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri adıyla bir koordinasyon komitesi oluşturarak darbecileri yönetimi bir an önce sivillere devretmeye zorlamak amacıyla kitlesel eylemleri, gösterileri sürdürdüler.

Mayıs ayında Askeri Geçiş Konseyi ile Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri arasında bazı ön şartlarda anlaşma sağlandığı açıklandı. Fakat daha sonra Askeri Geçiş Konseyi sivil hareketin kendisinden isteneni yerine getirmediği, eylemlere devam ettiği iddiasında bulunarak anlaşmayı dondurduğunu açıkladı. Ancak bunda Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın Askeri Geçiş Konseyi’yle irtibatının rolü olduğu tahmin ediliyor. Çünkü bu ülkeler Sudan’da sivil yönetime geçilmesini değil Mısır’daki Sisi yönetimine benzer bir cunta yönetiminin kontrolü ele almasını istiyorlardı.

Sivil hareketin Askeri Geçiş Konseyi’nin kararına tepki göstererek eylemler ve gösteriler düzenlemesi üzerine de özellikle Askeri Geçiş Konseyi’nin başkan yardımcısı ve Cancevid gerillalarını organize ederek Darfur’da ciddi saldırılar gerçekleştirmesiyle tanınmış Muhammed Hamdan Daklu’nun kararıyla Haziran ayı başlarında göstericilere saldırı düzenlendi ve büyük bir katliam gerçekleştirildi.

Sivil hareket Askeri Geçiş Konseyi’ne karşı mücadelesini sürdürdü ve 30 Haziran tarihinde de başkent Hartum başta olmak üzere muhtelif şehirlerde “milyonluk gösteri” başlığı altında gösteriler düzenledi.

Geçtiğimiz Çarşamba gecesi Afrika Birliği’nin Sudan’da uzlaşma sağlanması için arabuluculuk yapmak üzere görevlendirdiği temsilcisi Muhammed Hasan Lebat’ın basın toplantısında yaptığı açıklamaya göre Askeri Geçiş Konseyi ile artık Özgürlük ve Değişim Güçleri olarak anılan sivil hareket arasında bir anlaşma sağlandı.

Anlaşmanın en önemli maddesini üç yıllık bir geçiş süreci belirlenmesi oluşturuyor. Bu süre için bir Devlet Başkanlığı Konseyi ve bir de teknokratlar hükümeti oluşturulacak. Devlet Başkanlığı Konseyi’nde dönüşümlü bir iktidar olacağı belirtildi. Parlamentonun oluşturulmasının Devlet Başkanlığı Konseyi’nin oluşturulmasına kadar erteleneceği belirtildi.

Şiddet olaylarının da soruşturulması konusunda anlaşma sağlandığı ifade edildi. Açıklamaya göre bu olayların soruşturulması için bir komite oluşturulacak. Şiddet olayları denirken tabii ki göstericilere karşı askerin ve polisin başvurduğu şiddet, gerçekleştirilen katliamlar ve cinayetler anlaşılıyor. Bu olaylar belki soruşturulacaktır ama olaylardan birinci derecede sorumlu olan ve Askeri Geçiş Konseyi’nin başkan yardımcılığı görevini yürüten Muhammed Hamdan Daklu’nun yani Hamideti olarak anılan diktatörlük heveslisi şahsın sigaya çekileceğini, onun olaylardaki sorumluluğunun gün yüzüne çıkarılacağını ve hak ettiği cezanın verileceğini sanmıyoruz.

Özgürlük ve Değişim Güçleri liderlerinden ve Sudan Kongre Partisi Başkanı Ömer Ed-Dikayr anlaşmanın geçici organların oluşturulması için yolu açacağına ve göstericeleri öldürenlerin hesaba çekilmesi için imkan sağlayacağına inandığını ifade etti.

Asıl önemli olan ise anlaşmanın uygulamaya geçirilmesi sürecidir. Bu süreçte ne kadar ittifak ve istikrar sağlanabileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
447 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...