logo

19 Aralık 2018

Şu tarihselcilik meselesi…


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Bu sıralar ‘tarihselcilik’ tartışmalarına daha sık rastlıyorum.

Felsefi tarihselcilik tartışması değil rastladığım. Popper’ın adı hiç geçmiyor tartışmalarda. Ne de Hegel’in, Marx’ın, Schlegel’in…

Daha çok ‘müslümanlar’ arasında geçiyor tartışma. Konusu da, dini anlamak, Kur’an-ı Kerim’i, Hadis-i Şerifleri anlamak, yorumlamak. Onlardan, eğer gerekiyorsa bir hüküm çıkarmak.

Benim şimdiye kadar okuduklarımdan anladığım şöyle bir şey dünyada hala tedavülde olan tarihselcilik:

Zaman ve mekana, tarihsel döneme, coğrafyaya, yerel kültüre, herhangi bir olayın geçtiği ortama özel bir önem atfediyorsun.

Bir durumu, bir olguyu, bir vakayı izah ederken zaman ve mekanla ilgili verileri esas kabul ediyorsun.

Biraz daha ileri giderek, bu verilerden hareketle bir takım prensipler oluşturuyorsun.

Bu prensiplerle, bugünün nasıl yorumlanması gerektiğini, hatta geleceğin nasıl şekilleneceğini tespit ediyorsun.

Kendi halinde bir vatandaş olarak, bu bakış açısının ürettiği teorileri, geliştirdiği prensipleri, hatta bütünüyle tarihselci metodu kainatı anlamada istifade edebileceğim bir imkan olarak görürüm.

Asla kaldırıp atmam.

Fakat bu metotla iktifa etmem.

Eğer aklım eriyorsa başka bakış açılarına, başka izah şekillerine de müracaat ederim.

Bir ‘felsefe’ olarak, bir dünyayı, olguları yorumlama yöntemi olarak tarihselcilik fazla sorun çıkarmıyor.

***

Sosyologlar, filozoflar, kendi aralarında tartışıyorlar. Orada hayat devam ediyor.

Fakat, sıra dine, Kur’an-ı Kerim’e gelince kıyamet kopuyor.

Vay sen nasıl böyle dersin!

Nasıl böyle düşünürsün!

Sen sapıksın!

Sen kafirsin!

Sen zındıksın! Falansın, filansın…

Bunu hangi yetkiyle yapıyorlar bilmiyorum.

Müslümanlığın, bilhassa Sünni Müslümanlığın, Hristiyanlıktaki ‘Kilise’ye tekabül eden bir müessesesi yok.

‘Var’ diyecekler çıkabilir. Tarihten örnekler de bulunabilir.

Benim bütün tarih okumalarımdan anladığım, o müesseseler ‘dini’ olmaktan çok siyasidir.

‘Tarihten örnekler bulunabilir’ dedim ya tam burada duralım.

Tarihten örnekler bulmak, tarihselciliğin bir çeşididir.

Ben şu yaşıma geldim, işine geldiği zaman tarihselcilik yapmayan, tarihi bir olguyu ortaya attığı görüşe mesnet olarak göstermeyen, işine geldiği zaman tarihi kullanmayan ne imam, ne müezzin, ne vaiz, ne müftü, ne akademisyen ne de siyasetçi gördüm.

Hatta ne de köşe yazarı!

***

Herkes tarihselciliğin hoşuna giden bir tarafından tutmuş.

Fakat adını koymamış.

Ama herkes, faydacı, oportünist anlamda tarihselciliği kullanan herkes, paçalarından tarihselcilik akan herkes, kendi tarihselciliğini bir ‘prensip’e bağlayan sayıları da pek az olan ‘tarihselci ilahiyatçılar’a saldırıyor.

Ne adına?

Ve nasıl öyle tekfirci bir dil kullanıyorsun?

‘Yanlış’ de. Hatta ‘şundan şundan ve şundan dolayı yanlış’ de, ‘doğrusu da şudur’ de.

İnsanlar senin dediklerini beğenirse senin görüşünü tercih etsin.

Mezhepler tarihini siyasi tarihle birlikte okursanız, bir çok ‘tali’ itikat maddesinin siyasi sebeplerle teşekkül ettiğini görürsünüz.

Allah’a, Ahiret’e, Peygamber’e, Kitab’a iman eden insanlar, farklı bakıyor, farklı düşünüyor diye linç edilebilir mi?

Bunca lafı niçin ettim?

Tarihselci miyim?

Hayır, değilim.

Kur’an-ı Kerim’i anlamaya çalışırken tarihi şartlara, var ise, ulaşılabiliyorsa sebeb-i nüzule, ayetin nazil olduğu ortamdaki ilk algılanış şekline özel bir önem atfedilmesini -yine bir vatandaş olarak- çok faydalı görüyorum.

Fakat bazı tarihselcilerin yaptığı gibi her defasında tarihsel şartlara istinad edilerek ayetin veya hadisin anlamının sınırlandırılmasını, daha ilmi tabirle ‘tahsis’ edilmesini sınırlandırıcı buluyorum.

İnsanların, Kur’an-ı Kerim’i anlama konusunda özgür olmalarını tercih ediyorum.

Niyet temizse, ‘ihlas’ yani ‘içtenlik’ varsa Cenab-ı Rabbülalemin doğruya ulaştırır.

Zaten asıl sınandığımız şey ‘içtenlik’tir.

Artistlik, bu dünyada revaçtadır ama ahirette işimize yaramaz.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » »
Share
481 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...