logo

Söyle Habertürk, sana bu haberi kim yaptırdı?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Haberin başlığı şöyle:

“SGK’lıysan ilaç yok. Değilsen parasıyla var!”

Sanıyorsunuz ki, SGK’lıların bir sıkıntısı haberleştirilmiş..

Bu ihtimal ile, haberi tıklıyorsunuz..

Bu sefer haberin başlığı, abrakadabra metodu ile..

Bir anda değişiveriyor:

“Döviz kurundaki yükseliş ilaçları vurdu!”

Haberi okumaya başlıyoruz..

“Döviz kuru etkisiyle piyasada yüzlerce ilacın bulanamadığı belirtiliyor” şeklindeki bir cümle ile başlıyor..

Daha bir dikkat kesiliyoruz..

“Acaba, ilaçların isimleri de verilecek mi?” diye..

Yok, onların öyle bir dertleri yok..

“Hastalar için hayati önem taşıyan fiyatı yüksek olan bazı ilaçların kimi piyasada bulunamıyor” diye haberi süslemeye devam etmişler..

Aynı internet sitesinde..

Yakın tarihte..

Kurban Bayramı’nın hemen akabinde..

“Dondurmada şarbon var mı” diye bir köye yazısı bile çıkmıştı..

O zaman da Habertürk’ü eleştirince..

“Canım bir iddiayı dile getirdik. Ne olmuş yani” dediler..

Profesörlerin, “Hayvanda şarbon olma ihtimali vardır da.. Dondurmada olma ihtimali sıfırdır” açıklamalarını görmezden gelerek..

Yani, onlar bir palavrayı ortaya atacaklar..

O palavranın olabilme ihtimali % 1 bile olsa..

“Ne olmuş? Yüzde sıfır diyebiliyor musun” diye palavralarında ısrarcı olur iken..

İhtimal sıfır ise..

Bu sefer de..

“Bir iddia idi..” deyip, meseleyi kapattıklarını sanıyorlar..

“Şarbon aşağı, şarbon yukarı” iddialarının.

Hatta “Dondurmada şarbon var mı” palavrasının üzerinden 2,5 ay geçti..

Var mı “şarbon”dan bahseden Allah’ın bir kulu?

Yok..

Peki..

“Biz bir zamanlar, şarbon ile yatıp, şarbon ile kalkıyorduk.. Diyarbakır’da kime hizmet ettikleri malum olan sözde oda temsilcilerinin açıklaması dışında.. Bir tane şarbondan ölen insan vakası duymadık. Bu yalanları kimler uydurdu.. Kimler kamuoyunu yanılttı” diye, sorgulama yapan kimse var mı?

Yok..

Unuttuk gitti..

Yalanı atan, attığı ile kaldı.

Kaç kişi tedirginliğe sevkedildi ise..

Kaç kişi endişelendi ise..

Kaç kişi, siyasi iktidara karşı “Acaba her şeyde bir ihmaller zinciri mi yaşıyoruz” diye şüpheye düştü ise..

“Kâr; kârdır” mantığı ile, yollarına devam ettiler..

“Dondurmada şarbon var mı?” yazısından dolayı, kimse hesaba çekilmediği için..

Aynı ekip..

Bu sefer de..

“SGK’lıysan ilaç yok. Değilsen parasıyla var!” başlığı ile karşımıza çıkıyor..

Sorsak Eczacılar Odası Başkanı’na..

Sorsak, Sağlık Bakanlığı’na..

Sorsak bir savcıya..

“Bir eczaneye giden kişi.. SGK’lı olarak bir ilacı istese.. Cevabı ‘Yok’ olsa.. Hemen sonrasında, ‘Nakit para ile almak istiyorum’ dese.. Eczane de biraz önce kalmadığını söylediği o ilacı çıkartıp verse.. Bunun müeyyidesi nedir” diye..

Herhalde herkes ittifakla..

“O eczane kapatılır..”

Hatta “O eczane sahibinin ruhsatı bile iptal edilebilir” diyeceklerdir..

Böyle vahim bir ihtimal karşısında, Habertürk’ün uyanık muhabirinin ne yapması gerekir?

Varsa böyle bir eczane, yerinde tespitte bulunup, haberleştirmesi gerekir..

Yok, Habertürk muhabirinin böyle bir tespiti yok..

Onun derdi başka..

O habere girerken, “SGK’lıysan ilaç yok. Değilsen parasıyla var!” diye başlıyor.

Sonra sonra..

Yavaştan yavaştan..

Esas derdini açığa vuruyor:

“Eczacılar, ilaç endüstrisinin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, 2019 yılında belirlenecek olan kur oranının bu tip sorunlar yaşanmaması adına önemli olduğunu belirtiyor..”

Hah işte..

Bunu baştan söylesene, muhabir hanım..

En başından desene: “İlaç sanayicileri, şöyle güzel bir yüksek kurlu fiyatlandırma istiyor.. SGK’yı hortumlamak istiyor.. Parası ile ilaç alan vatandaşları soymak istiyor.. Bunun için de, bizi aracı kılmak istiyor..” desene..

Niye lafı dolandırıyorsun?..

“İlaç bulunamıyormuş” da..

Bulunan ilaç da, SGK’lıya verilmiyormuş da.

Nakit para ile almak isteyenlere veriliyormuş da..

Bırakın bu palavraları..

Siz bu haber için, hangi ilaç sanayicisi ile konuştunuz, bu haber için ne talep ettiniz, onu söyleyin..

Nitekim haberin sonuna doğru itiraf etmişler zaten..

“Sabit kur ile güncel kur arasında çok büyük bir uçurum bulunmaktadır” ara başlığı ile..

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Turgut Tokgöz’den görüş almışlar..

“İlaç endüstrisi olarak zor bir dönemden geçiyoruz” demiş, Tokgöz..

İyi de..

Bu halkın sorunu değil ki..

Bu, patronların sorunu..

Bu SGK’lıların sorunu değil ki..

Bu, ilaç fabrikatörlerinin sorunu.

Her zaman kaymak yenmez..

SGK “Toplu alım yapacağım” deyince, bayram etmek güzel..

Kendiniz anlaşmışsınız.

“Doları, ortalama bir kurdan sabitleyelim” demişsiniz..

Sabitlenmiş.

Bu işte kâr da var.. Zarar da..

Bu sene zarar edersiniz.

Gelecek sene kâr edersiniz..

Ama ilaç patronlarının durumundan daha önemlisi..

Habertürk’ün durumu..

SGK’lıların sorununu dile getiriyormuş gibi yapıp..

Ardından ilaç fabrikatörlerinin derdini haberleştirmesi..

“SGK’lı ilaç bulamıyor” derken..

“İlaç fabrikatörleri, para kazanamıyor”un haberini yapmaları..

Şimdi biz, başlıktaki soruya devam edelim..

O haberi, hastalar mı yaptırdı?

Yoksa..

İlaç üreticileri mi yaptırdı?

Söyleyin Habertürk’ün muhabirleri, editörleri..

Patronları..

Söyleyin de bilelim..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » »
Share
496 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...