logo

30 Ekim 2018

Sıra İnönü’yle barışmakta


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Atatürk’ü siyasi çekişmelerin dışında tutarak bir Cumhuriyet Bayramı kutlamayı başardıysak… Tamamen değilse bile büyük ölçüde başardıysak…

‘Cumhuriyet elden gidiyor’ yaygaralarının gölgesinde geçmediyse bu bayram…

Rejim nöbetleri, gösteriler, bağırtı çağırtılar dindiyse bir nebze…

Ve Erdoğan’ın, Atatürkçülüğü CHP’ye bırakmama tavrının bu dindirmede hakkı inkar edilemezse…

Aynı gerekçeler ve tavır, neden İnönü için de geçerli olmasın?

Sonuçta, Atatürk’ten devraldığı cumhuriyet mirasını geriletmedi. Hatasıyla sevabıyla daha ileri taşıdı.

Babadan oğula geçen yönetim sistemini geri getirse bu söylenemezdi.

Fakat ülkeyi tek parti rejiminden çok partili demokrasiye geçiren kişidir İnönü.

Milli Şef iken seçime girip kaybettiğinde iktidarı bırakmayı bilmiştir.

Rejimin henüz oturmadığı, siyasi gericilik yani karşı devrim tehlikesinin daha atlatılmadığı, çok partili sisteme hazır olunmadığı gibi mazeretlerin arkasına saklanmamıştır.

“Atatürk’ten sonra Cumhuriyet’in ikinci Reis-i Cumhuru ve kurucusuyum. Ben gidersem kurduğumuz cumhuriyet de yıkılır gider, bensiz ayakta kalamaz” dememiştir.

Bunların da mı bir hatırı yok?

Atatürk gibi, İnönü karşıtlığı ve taraftarlığı üzerinden siyasete de artık son verme zamanı gelmedi mi?

Atatürk’ü istismar konusu olmaktan çıkaran Erdoğan, İnönü’yü de insaflarına terk etmeyip istismarcıların elinden alabilir.

‘İsmet Paşa siyasi rekabet üstü bir ortak değerimizdir’ denmesi kafidir.

Hem bir partinin ya da ideolojinin sembolü olarak kullanılmasına neden fırsat verilsin ki…

Sadece Cumhuriyet’in banilerine ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarına vefa gereği değil. Aynı zamanda siyasetin makulleşmesi ve normalleşmesi için de İnönü’yle barışmak şart.

Unutulmasın; Abdi İpekçi’yle tarihi söyleşisinde bu normalleşmenin temelini atan kişidir İnönü.

“Halk, Cumhuriyet’i de devrimleri de benimsemiştir. Cumhuriyet, bütün değerleriyle millete mal olmuştur” diyerek irtica vehmini kovan odur.

1968’de ‘İnönü Atatürk’ü Anlatıyor’ başlığıyla basılmıştı o söyleşi.

“İrtica, yani karşı devrim korkusu bir vehimdir” demiyor muydu orada?

“Acaba devrimler halka mal oldu mu, olmadı mı?” endişesini bertaraf etmiyor muydu?

Cumhuriyet’i kuranlar olarak henüz hayattayken bunu test etmek istediklerini, onun için çok partili demokrasiye geçtiklerini söylüyor… Ve “Evet, devrimler halka mal olmuştur” hükmünü vermiyor muydu?

Şunu dediği de unutulmasın: “Aşırı uçlar, sağda da solda da bulunur. Her toplumda bunlar görülür. Aşırı uçlarla da hukuk içinde mücadele edilir. Halkı rahatsız etmeden…”

E yani İsmet Paşa’nın ‘irtica tehdidiyle mücadele’ görünümlü inatlaşmalara alet edilmesine yine de göz yummak reva mı? Hala mı kutuplaşma ve zıtlaşma aracı olarak kalsın?

(KARAR)

Etiketler:
Share
261 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...