logo

08 Mart 2019

Selman El-Avde için idam talebi


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Anlaşıldığı kadarıyla, Arap Baharı olayları karşısında ciddi bir sarsıntı geçiren ve Suriye’deki tıkanmadan istifade ederek başlattıkları fitne hareketleriyle bazı ülkelerde halkların kazanımlarını geri alan bazılarında da bir istikrar oluşmasını engelleyen dikta rejimleri şimdi muhaliflerini etkisiz hale getirmenin en kestirme yolu olarak ‘idam’ yöntemini kullanıyorlar. Mısır’daki Sisi cuntası bu amaçla birçok kişiyi idam etti. Daha birçok kişi hakkında da idam kararı verilmiş durumda. Bu kararların infaz edilmesi için de uygun şartların oluşması bekleniyor.

Suudi Arabistan yargı mekanizması da sırf siyasi görüşlerinden dolayı tutuklanmış olan ilim ve fikir adamı Selman El-Avde hakkında idam kararı çıkarabilmek için yargı savaşını başlatmış durumda. İdam talebinin gerekçeleri ise El-Avde’nin Katar’a karşı abluka kararı alınması üzerine yayınladığı twitter mesajında bu meselenin diyalogla çözülmesi tavsiyesinde bulunmuş olması ve yürüttüğü sosyal faaliyetler.

Sahve (Uyanış) Grubu’nun ileri gelenlerinden sayılan Selman el-Avde, Eylül 2017’nin başlarında bir tweet mesajında, veliaht prens Muhammed bin Selman’ın Katar Emiri Temim bin Hamed Ali Sâni ile görüşme yapması durumunda bundan iyi şeylerin çıkmasını ümit ettiğini dile getirmesi sebebiyle hapse atıldı. Yani bütün suçu Katar’la meselenin diyalog yoluyla çözülmesi yollarının araştırılmasının daha uygun olacağına dair fikir beyan etmesiydi. Ama rejim ondan aynen “saray uleması”nın yaptığı gibi “Kralımız Katar’a abluka kararı almakla en doğru olanı yapmıştır. Aslında Katar çok daha fazlasını hak ediyor ama bizim kralımız insaflı olduğu için şimdilik abluka ile yetiniyor. Gerek görürse ordularını Katar’ın üzerine sevk ederek o yüksek gökdelenlerini ahalisinin tepesine yıkabilir ve buna da hakkı var” demesini bekliyordu. İşte bunu demediği ve diyalogdan yana tavır sergilediği için Suud diktası onu zindana attı ve şimdi de başsavcılık, hakkında idam talebinde bulunuyor.

Selman El-Avde’nin oğlu Abdullah, kişisel twitter hesabında yayınladığı mesajda babası hakkında üç kez ertelenen gizli duruşmanın 6 Mart tarihinde babası bulunmaksızın gerçekleştirildiğini dile getirdi. Abdullah, başsavcının, babası hakkında, yayınladığı twitter mesajları, ilmi ve kültürel çalışmaları sebebiyle yöneltilen tutarsız ithamlara dayanarak idam talebini tekrar ettiğini dile getirdi. Abdullah El-Avde, başsavcının idam talebine gerekçe olarak babasına yönelttiği suçlamaların tamamen fasafisodan ibaret olduğuna dikkat çekti.

Diğer yandan Selman El-Avde’nin avukatları da, sırf Riyad ile Katar arasındaki kriz hakkında yayınladığı twitter mesajlarından dolayı müvekkillerinin idama mahkûm edilmesi endişesi taşıdıklarını dile getirdiler.

Selman El-Avde’nin oğlu Abdullah, Suud yargısının babası hakkında idam talebinde bulunma hazırlığı içinde olduğuna daha önce de dikkat çekmişti. İnsanları sırf inançlarından ve düşüncelerinden dolayı idama mahkum etmeye kalkışan Suud yönetiminin bir yandan da reformcu olduğu iddiasıyla dünyayı kandırmaya çalıştığını dile getirmişti.

Gerçi Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda korkunç bir cinayetle katledilmesinden sonra reform numaraları artık çökmüştür. Ama unutmamak gerekir ki Kaşıkçı’yı yargısız infazla korkunç bir cinayetle idam eden Suudi Arabistan ile bugün sırf düşüncelerinden dolayı Selman El-Avde’yi yargı kararıyla idam etmeye çalışan Suudi Arabistan’da hüküm süren zihniyet aynıdır. Yargısız infazdan dolayı aldığı tepkiler sebebiyle belki şimdi idamlarını en azından bir yargı kararına bağlamaya çalışıyor. Ama bu yargı organı adalet ve hukuku icra eden bir yargı organı değildir.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » »
Share
502 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...