logo

Ruhun sevinci


Yıldız Ramazanoğlu
y.ramazanoglu@gmail.com

Kur’an’da muhkem ve müteşabih ayetler var. Ayetlerin çoğu muhkem ve şüphe kabul etmez, yorum götürmez biçimde anlamları açık. Murat edilen maksatlarla lafızları uyum içinde. Bu ayetler için ‘Sana Kitabı indiren odur, onun bir bölüm ayetleri muhkemdir (anlamı apaçık) ki bunlar kitabın anasıdır’ denilmekte Ali İmran 7’de.

Müslümanlar olarak çoğu kez ‘ol mahiler ki derya içredirler deryayı bilmezler’ misali o apaçıklığın ve genişliğin değerini bilmeden, kendimizi küçücük kutucuklara mahkum edip, çatışmaların, küçük hesapların içinde boğulabiliyoruz. Öteki bilinçlerin kendi yollarındaki arayışın gücüyle İslam’ın apaçıklığıyla karşılaşması ve bundan büyük bir heyecana kapılarak ihtida etmesi elbette kalpleri dalgalandırıyor. Bu sevinci illa aşağılık kompleksi suçlaması ve İslam seninle mi şereflenecek yaklaşımıyla analiz etmek ne kadar doğru? Vahiy hiç kimsenin inhisarında değil ve ruhun sevinciyle karşılaştığımız her yerde bu sevince katılmak en güzeli. İrlandalı şarkıcı Sinead O’Connor Müslüman olduğunu açıklayınca bir yandan sevinmeyi kınayanlar bir yandan bu dönüşümü aşağılayanlar karşısında farklı insanlarla karşılaşma anlarımı hatırladım.

Maraş’ta Ermenilerle komşuluk yapan dedem babaannem ve amcalarımın anılarında karşılıklı saygı, komşuluk emniyeti ve insani alış veriş vardı. Sonra Almanya’ya mühendislik okumaya giden amcam yanında İslama yeni intisap etmiş sarışın bir aileyle birlikte bize geldiğinde onların yüzlerindeki ışıltıyı, heyecanı, küçük kızları Angelika ve Petra’yı yedi yaş çocuğu olarak zihnime kazımıştım. Anne ve babamın bu güzel insanların ilkeler ibadetler toplumsal değerler gibi meselelerdeki sorularına cevap vermedeki yetersizlikleri, hepimizin onlar gibi yeni baştan başlamamız gerektiğine işaretti. Aileyi ehil alimlerle buluşturma çabalarımızı hatırlıyorum. Geniş ailemizde yaşanan muhasebe ve heyecanı da.

Yıllar sonra uzun zaman süren iletişimimizde kendisine herhangi bir tebliğde bulunmadığım İsveçli arkadaşım, Müslümanlığı benimseyince bana sitem etmişti. Namaz diye olağanüstü bir halden ona hiç söz etmeden bencilce bu mucizeyi kendime sakladığım için. Oysa onun namaz sevinci, secdede duyumsadığı hakikatler, ayetleri ezberleme gayreti bende yoktu, yeniden öğrenmem hissetmem gereken öyle çok şey vardı ki.

Fatih’te çalışırken Şazeli tarikatından İngiliz arkadaşlarım oldu. Kalbi kötülüklerden kirlenmelerden zulmetten arındırmak için büyük emek veriyorlar, sonra da bu arınmayı korumak için nefislerini tezkiye ediyorlardı. İslam’ın her türlü ayrımcılığı, üstünlük iddiasını yerle bir eden, birliğe çağrı yapan yaklaşımı onları büyülerken, biz enti püften gerekçelerle ayrışıyor muyuz yoksa diye endişelenmemek mümkün mü? Zamanla endişelenmeye başladım tabii, çünkü herkes çevrelerindeki insanların meşrebine göre belli gettolara sıkışma tehlikesiyle karşı karşıya.

Afganistan’da Taliban’a esir düşüp Kur’an’ı bir kez olsun İngilizcesinden okuma sözü vererek kurtulan ve İngiltere’ye dönünce Müslümanlığı seçen gazeteci Yvonne Rindley’le Türkiye’de ve yurtdışı karşılaşmalarımızda sohbet etme imkanım olmuştu. Onun dünyayı temelden kavrayan siyasal bilinci, İslam dünyasını romantize etmeden hakikatiyle algılayabilmesi, çok önemli çalışmalara yazılara analizlere imza atması elbette hepimiz için kazanım. İyi insanlar daime yoldadır ve her inançta her meşrepte her ülkede milyonlarca var. İslamın evreni insanlığı temelden kavrayışındaki sağlamlıkla buluşmak için kendini tepeden tırnağa inkara gerek yok, yol hali nice güzellikleri değerleri toplamak için uzun bir süreçtir çünkü. Roger Garaudy’nin ‘ben İslam’a bir elimde Marks bir elimde İncil’le geldim’ demesi, hakikat arayışındaki duraklarına ihtimam göstermesi kıymetli.

Eski bir dansçı olan Rabia Brodbeck ile Türkiye’ye ilk geldiği günlerden itibaren tanışmış ve güzel sohbetler etmiştik. İnancının kabuğunda kalmamak ve derin sulara dalmak, İslamın bütün inceliklerine vakıf olmak istiyordu. Böyle sahabelerin ilk iman heyecanını hatırlatan, korku ve ümit arasında biraz telaş biraz dinginlik çokça yatışmış bir kalple içimizi dalgalandıran insanların yanında yaşadığımız güzelliği, ruhun heyecanıyla karşılaşmanın enginliğini kendimize çok görmemeliyiz.

Yıllar önce İran’ın fazla bilinmeyen Arak şehrinde Hz. Fatıma’yı anma toplantısına katılmıştım. Güney Amerika’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya yeni ihtida etmiş kadınlardan Fatıma’yı dinlemek sarsıcıydı. Komplekslerimiz ele alınsın tabii ki ama ruhun sevincine de kim engel olabilir ki.

(KARAR)

Etiketler:
Share
545 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...