logo

Patlayan lağımda; rüşveti isteyen de, rüşvet istenilen de CHP’li!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile eski CHP milletvekili Sinan Aygün arasındaki 25 milyon liralık rüşvet iddiasında, iki taraf da CHP’li..

“Benden istediler” diyen de CHP’li..

“İstediği iddia edilen” de CHP’li..

Bu durumda, bize bir şey söylemek düşer mi?

Düşmez..

“Koltuğa oturalı daha 8 ay oldu. Topu topu 8 ay.. 8 ayda 25 milyon götürmeye kalktı iseniz.. Hem de kendi partinizin milletvekilliğini yapan birisinden bunu götürmeye kalktı iseniz.. Ankaralıların hali harap!” deyip kenara çekilmemiz, “Mansur Yavaş’a oy verenler düşünsün. CHP düşünsün” dememiz gerekir..

Ama, muhataplarımız rahat..

Ayak üstünde on fırıldak..

Konuyu izah etmek üzere Halk TV ekranlarına çıkartılan Mansur Yavaş’ı izleyen partilileri, gözlerini kapatmış, “Yaşa varol Başkan” diyor..

Başkan’ın adamlarının, 25 milyon rüşvet istediği iddialarına, Belediye Başkanı Mansur Yavaş, daha makul bir izah getirmeden..

Partililer slogan atıyor: “Büyük Başkan!”

Nasıl bir körlük bu?

Yoksa..

İşi hepten utanmazlığa vurup..

“Biz yüz binlerle uğraşacak ufak hesaplar peşinde olmayız. Milyon milyon götürürüz” mealinde mi, “Büyük Başkan” sloganı atıyorlar, anlamak mümkün değil..

Mansur Yavaş’ı ekrana çıkartıp,aklamaya çalışan sözde gazeteci, hepten skandal..

CHP’yi açıktan destekleyen Uğur Dündar..

“Ben gazeteciyim.. Ben taraf değilim” diyor.

Bin bir algı oluşturarak zar zor Belediye Başkanlığı koltuğuna oturttukları Mansur Yavaş’ı kurtarmak için, CHP’li Sinan Aygün’ü gözden çıkartmışlar..

Suçluyorlar da suçluyorlar..

Bir yandan da, “Açıklama yapabilir. Yayınlarız” diyorlar..

Sinan Aygün açıklama yapıyor..

Hatta, Mansur Yavaş’ı, hemen bir gün sonra aynı kanalda, aynı moderatörle tartışmaya davet ediyor..

İlk kaytaran, “Ben tarafsız gazeteciyim” diyen Uğur Dündar oluyor:

“Benim yarın imza günüm var!”

Hemen ardından..

Mansur Yavaş da tornistan ediyor:

“Ben bundan sonra, ancak hakimin moderatörlüğünde o kişi ile bir arada olurum!”

Oysa, 10 dakika önce..

Sinan Aygün’ü suçlamaları arasında, hırsızlıktan, yetim malı yemekten, gasptan, iftira atmaktan, aklınıza gelen onlarca suçtan sorumlu tutuyordu..

Bir dakikada, tornistan yaptı..

Canlı yayından kaçtı..

Daha durun..

Bunlar daha nelerden kaçacaklar..

Halkın içine çıkamaz hale gelecekler..

Ben iddia etmiyorum, Mansur Yavaş’ın kendisi anlatıyor:

“Sinan Aygün’ün kızkardeşi, bizde CHP’den meclis üyesi.. Konuyu bize aktardı..”

Güzel güzel anlatıyor, Mansur Bey..

Dersiniz ki..

İki dakika önce..

“Bunlar, 50 bin metrekare inşaat yapılacak yerde, alavere dalavere ile 95 bin metrekare inşaat yaptılar.. Yetim malı yediler. Halkın hakkını gaspettiler” diye suçladığı adam, Sinan Aygün değilmiş gibi..

Güzel güzel..

Sinan Aygün’ün kızkardeşi ile konuyu konuştuklarını anlatıyor.

Beyim..

Söz konusu rüşvet ile işleri kapatmak değilse..

Olay mahkemeye gitmiş, mahkemeden de Sinan Aygün aleyhine karar çıkmış ise..

Sen de zaten, Sinan Aygün’ün inşaatını yetim malı yemek olarak değerlendiriyorsan..

Sinan Aygün adına, kızkardeşi ile neyi konuşuyorsun?

Konuşurken, “Her şeyi şeffaf yapacağız” diye verdiğin söz, hiç aklına gelmiyor mu?

Yolsuzluk olmaması için, belediyenin tüm ihalelerini internetten, canlı yayınlayacağının sözünü vermiş iken..

Yüz milyonlarca liralık ranttan bahsettiğin bir hukuksuzluğu, halktan gizli, kapalı kapılar ardında nasıl konuşabiliyorsun?

Haydi muhatabın meclis üyesi idi, üstelik bir kadın idi.. Nezaketen, muhatabını kırmamak için konuştun..

Peki..

İki meclis üyesinin, Sinan Aygün’ün ayağına gitmesinin ne manası var?

“Yetim malı yiyen” diyordun ya..

“Çalan”, “Rantiyeci”, hatta “FETÖ’nün parası ile yapılan inşaat” diyordun ya..

Bu inşaat hakkında, yıkım ve ruhsat iptali kararı verilmiş iken..

Sahibinin ayağına, iki meclis üyen, nasıl gidebiliyor?

“Şeffaf yönetim ilkesi” dediğiniz bu mudur?

Yüz milyonlarca liralık rant devşirdiğini iddia ettiğiniz bir işadamının ayağına gidip..

Ne konuşmayı arzuluyordunuz?

Ki..

Orada tuzağa düştüğünüzü iddia ediyorsunuz?

Kıvırmak için..

“Biz 25 milyon istemedik. Sinan Aygün’ün, emsal artışı alırken taahhüt ettiği ama yapmadığı okulun ederi 25 milyon liradır dedik” mavalı ile, olayın üstünü kapatmaya çalışıyorsunuz?

Yalanlar öyle üst üste geliyor ki..

Aynı Mansur Yavaş, röportajın başında, Sinan Aygün’ün emsal artışını yaptırırken, okul inşa taahhüdünde bulunulduğunu, kazanılan rant yüzlerce milyon lira iken, okulun değerinin sadece 1 milyon olduğunu söylüyordu..

Üç dakika önce 1 milyon lira olan okul değeri..

Rüşvet istenilen rakama ulaşması için, Mansur Yavaş’ın ağzından, “Arkadaşlarımız, yapılmayan okulun değerini söylemişler” tevili ile, bir anda 25 milyona çıkıveriyor..

Neresinden bakarsanız bakınız..

Lağım patladı..

Etrafı pislik götürüyor..

Bu işten CHP’li Sinan Aygün de..

CHP’li Mansur Yavaş da..

Temiz çıkamaz!

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
419 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...