Son Dakika
Meşhur bir Çin atasözü var; “Bir kişiye her gün bir balık vereceğine, balık tutmayıöğret.” Aslında “öğrenmeyi öğrenme” kavramının da mantığı bununla aynı.
Ortaokul ve lise öğrencileri ile çalışırken şunu tespit ettim. Bu dönemde yaşanan sıkıntı ve problemlerin çoğunun temelinde okul öncesi ve ilköğretim 1,2 v,3.sınıflardayapılan hatalar ya da bu dönemlerde kazanılması gereken bazı davranışların kazanılmamasından kaynaklanıyor.
Öğrenci her gün okuldan gelince ödevi yaptırılmış ama öğrenci kendi kendine ödev yapma alışkanlığı kazanmamış. Ödev olduğu için ya da özeti istendiği için bazıkitaplar okunmuş fakat okumanın gerçekten faydası bilinerek kitap okunmamış. Yaz tatilleri hep boş geçmiş. Ödev olduğu zaman ders çalışılmış, ödev yoksa bayramyapılmış. Düzenli bir ders çalışma alışkanlığı kazanılmamış. Yazılı haftası iyi not almakiçin çalışılmış, yazılıdan çıkınca hepsi tarih olmuş. Gerçek manada öğrenmek için çalışılmamış. Okul, dersler, ödevler bir öğrencinin gerçek görevi şeklinde değil deokul bir meşgale alanı, dersler sınıf geçmek için gerekli basamaklar olarak görülmüş.
Bir gün, öğretmenleri tarafından çok şikayet edilen bir 6. sınıfa derse girdim. Genel deşikayet konusu; öğrencilerin ders dinlememesi, çok gürültü yapmaları, dersi kaynatmaları vs.
Sınıfla tanışıp biraz konuştuktan sonra baktım ki 6. sınıf olmalarına rağmen yani 12 yıllık eğitim 5 yıllık okul geçmişleri olmalarına rağmen öğrenciler nasıl ders dinlenir, nasıl not tutulur, nasıl derste soru sorulur hiç haberleri yok. Öğrencilerin bunlarıbildiğini farz edip ders anlatıyoruz ama hiç kimse şu ana kadar bu öğrencilere bahsettiğim konularda başlık atıp konu işlememiş. Sadece kızmış ya da uyarmış. Dolayısıyla öğrenciler öğrenmenin ilk adımı olan bu basamağı bilmeyince nasılilerlesin ki?
Bir öğrencimizin evine ziyarete gittik. Öğrenci görünüşte çok düzenli, çalışkan, sorumluluk bilinci yerinde örnek bir öğrenci. Fakat sınavlarda puanı bir türlü yükselmiyor. Ders çalışma saatlerinde, yatma kalkma saatlerinde bir problem yok. Ayrıntıya inip baktığımızda öğrencimizin derste geçirdiği zaman o kadar verimsiz ki. Öğrenci gerçekten nasıl matematik, fen, Türkçe çalışılır bilmiyor. Nasıl çalışılır konusunda bir bilgilendirme olmamış.
Birçok öğrenci ve veli ile görüşmelerimde şu sonuca vardım. Öğrencilerin ciddi bir çoğunluğunun “nasıl etkili ve verimli ders çalışılır” konusunda bilgisi yok. Çalışıyor gözüküyor, çalışmaya çalışıyor… Dolayısıyla bir süre sonra verim alamıyor ve moral motivasyonu bozulup çalışmayı bırakıyor. Böylelikle başarısızlığı öğreniyor
Üniversite Sınavında istediği yere yerleşemeyen mezun öğrenciler ile görüştüğüm de çoğunda çalışma yöntemleri konusunda sıkıntı var.
Öğrenmeyi öğrenme konusunda öğrencilerin kendilerine şu soruları sorması gerekiyor:
1- Dersi verimli dinliyor muyum?
2- Ders esnasında güzel not tutuyor muyum?
3- Derde anlamadığım yerleri soruyor muyum?
4- Konuların anlamadığım kısımlarını tespit edip eksikleri tamamlıyor muyum?
5- Çözemediğim soruları araştırıyor muyum?
6- Ciddi manada uyguladığım bir ders programım var mı?
7- Her dersi aynı şekilde mi çalışıyorum? Farklı teknikler mi kullanıyorum?
8- Bir uyku düzenim var mı?
9- Yemek yeme düzenim var mı?
Bu sorular ışığında öğrenmeyi bilip bilmediğimiz konusunda kendimizideğerlendirebiliriz.
Etiketler: ders » fen » lise » matematik » moral » motivasyon » Mustafa Tezcan » öğrenci » öğrenme » ortaokul » türkçe » tutmayıöğretYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR