logo

10 Şubat 2019

O bina niçin çöktü?


Rasim Özdenören
riozdenoren@gmail.com

Aldığımız her nefes bir yandan hayatta kalmamızı sağlarken, bir yandan da bizi bir nefeslik miktarda ölüme yaklaştırıyor. Kalbimizin her atışı da öyle: bir yandan hayatta kalmamızın önünü açarken bir yandan da bir o kadar ölüme yaklaştırıyor.

Her hareketimizin, her olgunun, olayın, her kıpırdanışın, açan her çiçeğin, düşen her yaprağın bir bedeli var… O olgu, o hareket, o şey her ne ise bir ödeşme ile o hale geliyor veya o halde duruyor.

O olgunun olması bir bedel talep ediyor. Çünkü o son hale gelebilmesi için bir bedel ödemiştir.

Konulan her kural bedelini ödeyerek kural haline gelmiştir. O kuralın ihlali de kendi bedelini talep eder. Kaçınılmaz sonuç budur!

Birkaç gün önce İstanbul Kartal’da sekiz katlı bir binanın çöktüğü haberi geldi. İlk açıklamaya göre binanın 3 katı kaçak yapılmış, en alt kattaki bir atölyenin de işletme ruhsatı bulunmuyormuş. Durumun mahiyeti kovuşturma sonunda ortaya çıkartılacak. Bizi burada işin bu yanı ilgilendirmiyor. Olayın bizi ilgilendiren yanı şu: mukavemet hesabı beş kat üzerinden yapılmış ise, o beş katın üzerine hesabı yapılmamış fazladan üç kat daha ilave edilirse, o üç katın bedeli, binanın yıkılması ile ödenir.

Veya bina resmi verilere göre sekiz kat olarak inşa edilmiş olabilir. Fakat mukavemet hesabı yanlış yapılmış veya mukavemet hesabı da doğru yapılmış, ama kullanılan malzeme nitelik veya nicelik bakımından istenen evsafa uygun değil… Sonuç gene aynı: işin tabiatı bedelini tahsil eder. Bina yıkılarak ödeşir. Hem de ne ödeşme!

Sınıfını kopya çekerek geçen bir öğrenci düşünün. Alanı her ne ise… O, bedavadan sınıfını geçtiğini düşünebilir. Ama günü gelip meslek hayatına atıldığında, hekimse o kopyanın ceremesini hastası öder: yanlış teşhisle veya yanlış tedavi ile… Kişi hukukçu ise, yargıç veya savcı veya avukat, görülen davada uygulanan yanlış hüküm, nice insanın hayatının kararmasını sonuçlar: bedel böyle ödenir…

Bedeli ödenmeden sineğin kanadı bile kıpırdamaz.

Yenilen, içilen her ne varsa; görülen, işitilen her şey bir bedel talep eder ve o bedeli tahsil eder. Vaktinde teşhis edilemeyen hastalık, doğru veya yanlış kullanılan her ilaç, atılan veya atılmayan her adım bir bedel tahsil eder. Ve bu bedelin yekûnu ömürdür, yani ölüm… Hayatın bir bedeli varsa, ölüm de bir bedel talep eder…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » »
Share
524 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...