logo

04 Aralık 2018

Ne dinmek bilmez bir rüzgarmış


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Dünyada esen aşırı sağcı, ırkçı, ötekileştirici rüzgârlar temelde ABD ve Avrupa’nın siyasi elitlerinin başarısızlığının ilanıdır. İnsan hakları, hukuk ve demokrasi ile buna bağlı olarak korunması gereken hakların örselenmesine seyirci kalan liderler, diplomatlar ve bürokratlar yeni dalganın önünü açtılar. Bir başka ifadeyle, ortak değerler üzerinden siyaset yapan elitler geri kalmış ülkelerin ve dezavantajlı kitlelerin sorunlarını çözemediler ve bu problemler ülkelerine yansıdığında tamamen çaresiz kaldılar. Böylelikle, birer birer iktidarları kaybetmeye başladılar veya en iyi ihtimalle şoven ve ırkçı siyasi partilerin sistem üzerindeki paylarının artmasına mani olamadılar.

ABD bunu yaşamaktadır… Demokrat iktidar küresel sorunları sevk ve idare etmekteki beceriksizliğine ilaveten ülkesindeki göçmenler dahil bütün azınlıklar hakkında karar veremediği için Trump’ın gelişine seyirci kaldı. Sadece demokrat siyasetçiler değil, entelekteüller, akademisyenler, bürokrasi ve benzeri kurumlar da yaşanan süreçte gereken sorumluluğu alamadığı için ABD şimdi yaşamakta olduğu gerilemeye mahkum oldu. Sorun sadece Trump iktidarının varlığı değil, beraberinde hukuk, basın özgürlüğü, kadın ve göçmen hakları, farklılıkları saygı gibi temel değerler de aşınıyor. Standartlar, ilkeler, prensipler, referanslar ahlaki otorite olma vasfını yitiriyor. Rüzgâr dindiğinde bile bazı değerlerin gücü ve tesiri eskisi gibi olmayacak veya geri dönüşleri zaman alacak…

Brezilya da aynı yola girdi bile…

***

Ve benzer bir rüzgâr epeyidir Avrupa’da esiyor… Irkçı partilerin Fransa ve Almanya’da iktidarı hemen yanıbaşına kurulduklarını, iktidar olamasalar bile iktidarı nasıl etkiledikleri görülüyor. Yönetmekten daha tehlikeli bir akım, sistem üzerinde karar bir gölge olarak büyüyor. Bencil ve ötekileştirici dil yakın zamana ayıp ve hatta suç sayılırken bugün normalleşiyor. Birer AB üyesi olan Macaristan ve Polonya ise zaten iş işten geçmiş durumda.

Büyük resme bakalım bir de… Uluslararası kurumların hali de içler acısıdır. Öteden beri sorunların çözümü konusunda pek yeterli oldukları söylenemeyecek başta BM, İİT, G-20, AB gibi kurumlar iyiden iyiye denklemin dışına çıkmaya başlamıştır. Güçlü ülkeleri esir alan rüzgârlar küresel kurumların harekete kabiliyetini de felce uğratıyor. BM’den bir karar çıkarmak imkansız, çıksa bile bırakın askeri müeyyideleri, ahlaki baskı dahi cılız seslerden öteye gitmiyor.

Son G-20 zirvesinin hali ortadadır. Ne Rusya’nın Ukrayna-Kırım işgali ve sonrasındaki pervasızlığı bahis konusu oldu ne Kaşıkcı cinayeti ne Çin’in Uygur zulmü ne de can yakıcı başka bir mesele… Toplanıp dağılanlara bakın kimin canı sıkıldı acaba? Kimsenin… “Yapanın yanına kâr kalıyor dünyası” mevzi kazandıkça kazanıyor.

Böyle bir dünyada nefes almak da zorlaşıyor. Küresel sistem, hukuk, demokrasi, insan hakları gibi değerleri ve bilhassa; ülkelerinde fikirlerinden, etnik ya da dini kimliklerinden dolayı problem yaşayan kişileri ve kitleleri tamamen sahipsiz bırakıyor. İnsanlığın ortak dayanışma kaabiliyeti, merkezi hükümetlerin üzerinde esen veya bizzat estirdikleri şoven rüzgârlar nedeniyle zayıflıyor. Küreselleşen hukuksuzluk ve bencillik yerel iktidarlara da alan açıyor.

Söylemeye gerek yok, hiç iyi olmayan bu gidiş hızını artıracak olursa yeryüzünün bugünleri de arayacağı açıktır…

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
442 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...