logo

10 Aralık 2018

Mütesettir Anıtkabir!


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Örtülüler Anıtkabir’e alınmazdı, bir zamanlar. Bu şeklen de olsa dindarlara karşı bir tavırdı. Hem oradaki muhafız alayı askerleri mâni olurdu, hem de kökten Atatürkçüler müdahale ederdi; onların Anıtkabir resminde kirlilik meydana getireceği düşünülürdü.

Zaten gerçek örtülü kadınların orada işi olmazdı! Kıblesi belli idi onların.

O günler iyi günlermiş!

Demek bazıları için dâva sırf Anıtkabir’e girmek davasıymış! Girin Anıtkabir’e! (Bu noktada “Girin cennete!” hitabı mevzubahis değil nasıl olsa!)

Hafta sonunda örtülü kadınlar kurumsal olarak Anıtkabir’deymiş.

Cehaletin hâkimiyet alanı habire genişliyor. Kural belli: Değiştiremezsen, değişirsin! Tam zıddına inkılab edersin de farkına varmazsın.

Sakız şu: “Atatürk kadınlara seçme ve seçilme hakkı verdi!”

Bunun ilk ve tek cevabı da şudur: “O zaman seçme seçilme mi vardı ki kadınlar seçildi?”

***

Atatürk şahsî seçme hakkını 1934’te bazı kadınlardan yana kullandı. 17 “kadın” Meclis’e alındı. Nasıl girecekleri ne yapıp ne yapmayacakları de belli olacak şekilde.

Bunlar için de bir “Satı kadın” var…

Ankara’nın bir köyünden, Kazan’dan. Muhtar.

“Muhtar” ne demek? Bre kademsizler, söyleyin bakalım!

“Seçilmiş” demek. Demek ki o zaman Ankara’nın bir köyünde seçilmiş bir kadın zaten varmış.

Onu Meclis’e soktular.

Nasıl peki?

Başını açarak! Kıyafetini tepeden tırnağa değiştirerek! Satı kadın resmini bulun bakın: Kravatı bilem var; bu kıyafetin erkek kılığından hiç farkı yok!

Değiştirme burada bitmedi: Adını bile kaybetti Satı kadın. Oldu “Bayan Hatı”!

Kadınların 4 Aralığı “Satı kadına kimliğini iade günü” olarak hatırlaması gerekir. “Benim kıyafetime dokunma!” “Tesettürüme karışma!” “İsmim şerefimdir, değiştirme” diye sokaklara dökülmesi gerekir?

En önce kimin? Kadınla demokrasiyi bir araya getirenlerin.

Bu düpedüz cehalet, ama kaçıncı kat cehalet?

Buraya kadardı; deniz bitti, söz tükendi!

Atatürk ilk defa Ankara’ya geldiğinde, yani 89 yıl önce, 27 Aralık 1919’da nereye gitmişti?

Bilen beri gelsin: Hacı Bayram-ı Veli Türbesine.

Dua ile yapılan bir başlangıç.

Sonra 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışı; Cuma ile yapılan bir başlangıç.

Peki perde nasıl kapandı?

Hacı Bayram türbesi dahil bütün türbeler kapandı.

Memlekete tek türbe yeterdi, ona da malum teamüle uyarak “mozole” denildi!

Bir kadın kuruluşu sonunda Mozole’yi seçmiş.

Ne de olsa seçme hakları var!

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » »
Share
435 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...