logo

19 Mart 2019

Müslümanlar ibadethanelerinde bile dokunulmaz değil..


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

IŞİD meselesinin sonuna gelindi mi? Daha önce el-Kaide vardı, lideri gösteri gibi bir operasyonla öldürülmüştü. Sonra İŞİD (DAEŞ) çıktı. İslâm dünyasının büyük çoğunluğu “bunlar da nereden çıktı?” dedi. El-Kaide 11 Eylül İkiz Kule olayının faili olarak lânetlendi. ABD bu olaydan sonra dünya siyasetini değiştirecek adımlar attı. Müslümanlar olağan şüpheli haline getirildi. ABD ve Avrupa’da yaşayan Müslümanların hayat sahaları daraldı. İslamofobi canavarı dünyayı dolaşmaya başladı. Bu canavarı azdırmak için yeni terör örgütlerine ihtiyaç duyuldu. İşte bunların en ünlüsü IŞİD Suriye ve Irak’ta, yani ABD’nin istikrarsızlaştırdığı ülkelerde faal hale geldi/getirildi. Bugün hiçbir Allah kulu bu terör örgütlerinin Batı ile, ABD ile ilişkileri yok diyemiyor!

Kısası, ABD kendi islâmi terörünü kurguladı ve bütün dünyaya Müslümanlara mahsus bir iş olarak pazarladı. Şimdi İŞİD’e karşı zafer kazanıldığı belirtiliyor. Demek ki bu aktörün rolü bitti, şimdi yeni aktörlerin zuhurunu beklemek lâzım.

Dünyada Müslüman imajının olumsuz seyretmesinde Müslümanların rolü yok mu? Yok denemez elbette. Müslümanlar bu imaj oluşumuna malzeme olacak bir hayli abuk sabuk şeyler yaptılar, yapıyorlar. Fakat asıl mesele bu değil, onların nasıl olması gerektiği hususunda batıda yerleşik kanaatler. Bu yerleşik kanaatlere uygun Müslümanları türetmek de bu kanaat sahiplerinin işi.

Yeni Zelanda’da patlak veren vahşet, Müslümanların mazlum konumunu bir daha ortaya koydu. Onlar ibadet yerlerinde bile dokunulmaz değiller. Bunu Yeni Zelanda’ya bakarak söylemiyoruz. O kadar uzağa gitmeye gerek yok: Kudüs’te olup bitenler herkesin gözü önünde cereyan ediyor. İslâm’ın mukaddes mekânlarının üçüncüsünün tecavüze uğraması neredeyse günlük işlerden biri haline geldi. Siyonist saldırganlığına kimse dur demiyor.

Kimseden önce kim dur demiyor?

Sürekli atıfta bulunduğumuz Âlem-i İslâm, ümmet! İslam’ın mukaddes arzında çöreklenen sakil inanç mensupları Müslümanlara değil, İsrail’in eli kanlı yöneticilerine sempati besliyorlar. Yüz yıldan beri gizli bir mutabakat var ve ona göre Filistin ve Kudüs İsrail’e terk ediliyor. Arada bağırış çağırışlar olmuyor değil, fakat bunlar gösteriden ibaret. Biliniyor ki Arap Birliği, İslâm Teşkilatı toplanır, sert bildiriler yayınlar!

Yeni Zelanda’ya dönersek, Hıristiyanlığın başka dinlerle iç içi yaşama geleneği, kültürü yok. Hâkim oldukları topraklarda sade farklı dinlere değil, farklı inançlara da müsamaha göstermediler. Endülüs’ün sonu malum. Avrupa’da mezhep mücadeleleri yüzlerce yıl sürdü. Şimdi sükunete ermiş görünüyor. 2. Dünya Harbi’nden sonra Yahudilerin statüsü yükseldi. Hâlâ İslâma kapıları tam açılmış değil. İslamofobinin temelinde bu var. Öteki Müslümansa, vah haline!

Batı bize çok dinlilik, çok kültürlülük dersi vermeye kalkıyor. Hatta ödev yüklüyor. Müslümanlar başlangıçtan itibaren diğer din ve inanç sahipleriyle bir arada yaşamayı başardılar. Anadolu’yu fetheden atalarımız halkın farklı dinde olmasını mesele etmedi. 19. Yüzyıla kadar bu böyle sürdü. Fakat 19. Yüzyılda batı kaynaklı tahrikle Müslümanlara karşı kışkırtılan unsurlar ciddi sıkıntılar doğurdu. Tabii onları tahrik eden emperyalistler iş farklı boyut kazanınca kenara çekildiler.

Kısacası: Yüzyıllarca gavurumuzla birlikte yaşadık, onlar müslümanlığımızın garantisi gibi idi. Onlar coğrafyamızdan çekilince içimizden gavurlar türemeye başladı!

Yeni Zelanda katliamı, bu ülkede sığıntı durumunda bulunan Müslümanların daha iyi şartlarda yaşaması yönünde bir gelişmeye yol açar mı? Bu soruya evet demekte zorlanıyorum. Temenni ediyorum ve yaşayan görür diyorum.

İsimler meselesi: Neden müşterek isimlerimizi İngilizce yazıyoruz? Muhammed’i, Mehmet’i Mouhammad yazmanın ne anlamı var? Şehid isimlerine bakın: Daoud Nadi, Omar, Sayyad Milne, Naeem Rashid, Talha Rashid, Khaled Mustafa, Amjad Hamid, Hussain al-Umari vs. (Davut Nadi, Ömer, Seyyid Milne, Naim Raşid, Talha Raşid, Halid Mustafa, Emced Hamid, Hüseyin el-Umeri…)

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
446 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...