logo

Mülteci meselesinde Gaziantep ışığı


Yıldız Ramazanoğlu
y.ramazanoglu@gmail.com

Suriye halkının başından geçenleri anlamamız hiçbir şekilde mümkün değil. Ateş düştüğü yeri yaktı, gayrısı sadece bir parça dumanı görebilir, o da görebilirse. Dünyanın dört bir yanına dağılan mültecilerin neredeyse yarısı Türkiye’ye geldi. Lübnan Irak Mısır ve sonra daha uzaklar. Gaziantep ise eşi benzeri az görülür biçimde akına uğradı. Akrabaların varlığı, ekonomik imkanlar, coğrafi yakınlık, ne dersek diyelim 500 bini aşan mülteciyi kucaklamak mucize. Kimi mevzi gerginlikler yaşansa da şehrin büyük bir kardeşlik ve insaniyet duygusuyla bu kalbi yaralı insanları içine alabilmesi dünyaya ışık saçıyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla davet edildiğim Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin bu konudaki çalışmalarına tanık oldum ki, üniversite ve toplum arasındaki geçişkenliklere işlevselliklere çok kıymetli bir örnek. Suriyeli kadınlarla birlikte idrak ettiğimiz birliğin yarattığı heyecan ve güzelliğin aklımdan çıkması mümkün değil.

Üniversitenin siyaset bilimci hocalarından sevgili arkadaşım Emel Topçu ve arkadaşlarının 2017 yılında kurduğu KALMIREC (Göç, Nüfus, Eğitim ve İstihdam Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi) az zamana çok önemli işler sığdırmış durumda. Merkez Avrupa çalışmalarını Erasmus aracılığıyla yürütmekte, Türkiye’deki ve Gaziantep’teki göç ve mülteci meselesine dair bilgilendirici karşılaşmalar, beyin fırtınaları, seminerler düzenlemekte. Avrupalı proje ortakları, göçmen ve mültecilerle, yeteneklerini geliştirme ve liderlik eğitimi konusunda benzer çalışma geçmişleri olan STK’lar ve akademisyenlerden oluşuyor. Stockholm, Londra, Madrid ayağına, Kalyoncu Üniversitesi’nden, yetişkinlerin eğitimi ve müfredatı, öz değerlendirme gibi konularda destek verilmesi, göçmen ve mültecilerin uyumunu ölçme ve değerlendirmede proje oluşturulması çok önemli. Proje sonunda, belirli becerileri kazanan katılımcılar, göç girişimcisi sertifikası alacak ve artık uygulamada yetkin oldukları zoraki göçe tabi olsaydım, problem çözme teknikleri, nefret ve umut piramidi, fotoğraflama gibi konulardaki uzmanlıklarıyla MEB’e bağlı okullarda farkındalık oluşturacaklar. Katılımcılara; göç konusunda temel bilgiler, göçmenlerle empati kurma, görmeyi öğrenme, zamanı yönetme, farklı açılardan bakma, bir topluluk önünde sunum yapma, birbirinden öğrenme ve beraber düşünme becerileri kazandırılıyor. Raporlarda göç konusunda dünyanın kalbi Gaziantep’te atmakta denilmesi boşuna değil. 5000 yıllık tarihi geçmişi olan şehir, yeni gelenlere de, gelenler yüzünden gündelik yaşamı derinden etkilenenlere de büyük bir olgunlukla anne babalık yapıp uzlaştırıyor. Zor günlerden geçen yerli ve misafir halkların üniversite tarafından derinlemesine ele alınması, desteklenmesi birçok yönden dikkate ve takdire şayan.

Coğrafyanın aynı kaderi paylaşan kadınlarını bir araya getiren ‘Mezopotamya’da Kadın Olmak’ projesi de KALMIREC’in bir başka çalışması. Suriyeli ve yerli kadın STK temsilcilerinin aylık olarak bir araya geldiği ve bütün meselelerin masaya yatırıldığı toplantılar altı ay sürecek ve kapsamlı bir rapor yayınlanacak. Gaziantep’te örgün eğitime bağlı okullarda Suriyeli öğrenciler, okul idarecileri ve öğretmenlere yönelik araştırmalarda Suriyeli öğrencilerin okul hayatına ve sosyal yaşamlarına ilişkin algılarını ölçmek, karşılaştıkları sorunları belirlemek ve bu sorunlar için çözüm önerileri sunmak amaçlanmış. Araştırmada 526 Suriyeli, devlet okullarına giden öğrenciye anket uygulanmış, 11 okul yöneticisi ile derinlemesine mülakat yapılmış ve 36 öğretmenle odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiş. Kitap olarak basılacak bu çalışma ve sonuçları elbette çok önemli veriler sunacak ve mevcut duygu durumumuz hakkında bilinçlenmemize yardım edecek. Türk öğrencilerin Suriyeli öğrencilerle ilgili tutumu ve veli tutumları da bu kapsamda araştırılmakta. Merkezin müdürü olan Topçu’nun yurt dışındaki üniversitelerde öğrencilere ve Kalyoncu Üniversitesine dışarıdan gelen öğrencilerle STK’lara verdiği dersler Avrupa’da mülteci meselesine bakışta aydınlatıcı bir işleve sahip. Öğrencilerin bu çerçevede yazdıkları “Adıyamanda’ki Türkmenlerin Uyumu”, “Gaziantep’teki Suriyelilerin İş Piyasasında Yaşadığı Zorluklar”, “Gaziantep’teki Suriyelilerin Ekonomik Uyumu” başlıklı tezler de şehrin ve ülkemizin önünü açacaktır. Gaziantep Modeli diye anılan çabalarla uyumlu çalışmalar. Bu mültecilerin gideceklerine göre değil çoğunun kalacağı ve burada birlikte yaşayacağımız gerçekliğine göre davranmak ve düşünmek demek.

Rektör vekili Edibe Sözen’in bu çalışmalara verdiği destek takdire şayan. Kadınlar gününde açılış konuşmasını yaptıktan sonra salonu terk etmeyip öteki konuşmaları dinlemesi de dayanışmasının göstergesi.

(KARAR)

Etiketler:
Share
544 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...