logo

06 Şubat 2019

Muhalefet için büyük tuzak: Karşıtlık teorisi


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Siyaseten ya da fikren muhalefet etmenin en büyük sorunu, karşıtlık üzerine tüm paradigmayı kurmaktır.

Bu yüzden, “düşmanımın düşmanı, dostumdur” sözü, karşıtlık üzerine kendini var eden her muhalifin en sık içine düştüğü tuzaktır.

Türkiye’den ve dünyadan örnekler vererek konuyu açayım.

DÜNYANIN EN KÖTÜ SİYASETÇİSİ

“Şu sıralar dünyada en kötü siyasetçi kimdir?” diye sorsanız, ABD’ye/Trump’a sırtını dayayarak iktidar olabileceğini ve ülkesini yönetebileceğini düşünen, Venezuela muhalefet lideri Guaido derim.

Maduro karşıtlığını öylesine merkezine oturtmuş ki, ona düşmanlık eden Amerika’yı dost olarak kabul etmek durumuna gelmiş. Önceki gün Guaido taraftarları yaptıkları bir gösteride, Amerikan bayrağı açarak geldikleri perişan durumun son halini gösterdi herkese.

Maduro karşıtlığı, hepsinin gözlerini öylesine kör etmiş ki, başka bir ülkenin egemenlik haklarına müdahale etmesini normal görmelerine neden olmuş artık.

Dünyada yabancı bir ülkenin müdahalesiyle iş başına gelen hiçbir iktidar kendi halkı tarafından benimsenmemiştir. Ya iç savaş çıkmış, ya demokrasileri diktatörlüğe dönüşmüş ya da çözümsüz siyasi krize girmişlerdir.

Düşmanlaştırılmış siyasetin sonu, düşmanının düşmanını dost edinmekle sonuçlanır. Bu, öfke ve nefretin, mantığı ve aklı esir almasıdır.

Venezuela muhalefeti, ABD ya da Avrupa sayesinde iktidarı ele geçirse bile, o ülkede asla huzura kavuşamayacağını göremiyor şu anda. Daha da önemlisi, kendi partileri bile vücut bütünlüğünü ve varlıklarını uzun süre devam ettiremeyecektir.

KARŞITLIK ÜZERİNDEN İKTİDAR OLUNAMAZ

Karşıtlık üzerine politika yapan hiçbir parti, siyasette alternatif iktidar olarak görülmez. O parti, karşıtı olan parti var oldukça hayatta kalabilir, muhalefet edebilir. Ancak asla onun yerine geçemez.

Bir tez değil de antitez olan fikirler de hiçbir zaman uzun ömürlü olamaz. Bu fikirler de karşıtı olduğu fikir ortadan kalktığında yok olurlar.

Türkiye’de CHP’nin AK Parti karşısında iktidara gelememesinin tek nedeni, kendisini AK Parti karşıtlığı üzerine inşa etmesidir. Hatta daha da ileri gidip, kendilerini sadece Erdoğan karşıtlığı üzerine konumlandırdılar.

Bu öylesine arttı ki, Erdoğan’ın düşmanı olan herkesle ittifak yapmayı, onlarla birlikte hareket etmeyi normal karşıladılar. 15 Temmuz darbesi öncesi FETÖ ile birlikte çalışmalar, Avrupa’da Türkiye düşmanı gruplar ve siyasetçilerle yakınlaşmalar, ‘düşmanınım düşmanı, dostumdur’ tuzağının ta kendisidir.

CHP kendisi gibi olmayı değil de, AK Parti karşıtı bir parti olmayı tercih ettiği sürece, asla iktidar olamayacaktır.

CHP VE SAADET’İN AÇMAZI

CHP’nin kendine özgü bir tezi ve hedefi olmadığından, parti içi yönetimini ve tabanını da konsolide edemiyor. Bir vizyonu yok. Bir gelecek vaat etmiyor. Bu yüzden de parti içi kavgalar, ‘ne kazansam kardır’ diyerek rant üzerine sürüyor.

İstanbul ve İzmir’de yaşananları ‘parti içi demokrasi’ diye anlatmaya çalışsalar da, aslında karşıtlık üzerine kurulu siyasetin iflası ve dağılmanın başlangıcı olarak görmek de mümkün.

CHP’de 16 yıldır AK Parti karşıtlığı üzerine kurulu paradigma iflas etmiştir. İktidar olmayı hedefinden çıkarmış olan CHP’deki en büyük kavga, parti içi iktidar olmak üzerine devam ediyor artık.

Gelecekte parti genel başkanı olma ihtimali olan adaylar tasfiye ediliyor, rant getiren ilçelere parti statükosunu destekleyen isimler getiriliyor… Ortaya saçılan sevimsiz kavganın sebebi bunlardır.

Aynı tuzağa Saadet Partisi de düştü. Erdoğan ya da AK Parti karşıtlığı yüzünden 15 Temmuz darbesini, ‘batılla batılın mücadelesi’ diyerek büyük bir yanlışa imza attılar. Tıpkı CHP gibi, tüm söylemlerini karşıtlık üzerine konumlandırdıklarından, bir süre sonra tıkandılar. Saadet Partisi, kurucu liderleri Erbakan’ın ‘Adil Düzen’ teorisini bile kullanamıyor. En azından bir tezdi o. Şimdi CHP gibi sadece karşıtlık üzerine kendilerini konumlandırdıklarından, hiçbir zaman alternatif iktidar olarak görülmeyecektir.

Dünyada ve Türkiye’de muhalefet etmenin en büyük sorunu karşıtlık tuzağıdır. Oysa ki alternatif olmak için bir tez üretmek gerekir.

Bir fikri olmaya kişinin, her gün bir başka fikre itiraz etmesi, eleştirmesi ve polemiğe girmesinin sebebi de budur.

Karşıtlık üzerine kendini var etmiş bir insanın, söyleyecek yeni bir sözü yok demektir. Bu yüzden yok olmaya mahkumdur.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » »
Share
661 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...