logo

22 Ağustos 2019

* “Muhafazakâr İYİ Parti” planı.. * 15 Temmuz sonrası en derin yapılanma. * FETÖ’den sonra en tehlikeli operasyon. * Müdahale ittifakı, “muhafazakâr ortak” olmadan başarılı olamaz!


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

“Muhafazakâr Muhalefet” ve “Muhafazakâr Müdahale” kavramlarını üreten ve kullanan benim. Şüphesiz bunu ciddi bir endişeyle dile getirdim. Türkiye’nin ağır bunalımlarına bir yenisini eklemek için nasıl bir çokuluslu tasarım geliştirildiğini gördüm, nasıl uygulandığını izledim, endişem bundandı.

DEVLET-MİLLET BARIŞMASI VE BÜYÜK GÜÇ YÜKSELİŞİ

İki yıldır da yazdığım yazılardaki endişelerimin büyük bölümü de gerçekleşti. Süreç devam ediyor ve hep birlikte izliyoruz. Devamı gelecek ve bugünkü “Muhafazakâr Muhalefet” oluşumu, zamanı gelince “Muhafazakâr Müdahale”ye dönüşecek.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez çok köklü bir iktidar alanı değişimi oldu. Bunun mimarımuhafazakâr siyasi kadrolar ve toplumsal tabandır. Ve bu değişim, devletle milletin barışına, buradan olağanüstü bir güç yükselmesi yaşanmasına zemin hazırladı.

Bu, Türkiye için olağanüstü bir sıçramaydı. Gerçekten de, ilk kez ülkemizin en büyük problemi, gerilim alanı ortadan kalkıyor, yerini güç kaynaşmasına bırakıyordu. Bu da Türkiye için yeni bir tarih yükselişinin temellerini atıyordu.

GEZİ VE SONRASINDAKİ BÜTÜN MÜDAHALELERİN NEDENİ BUDUR

Osmanlı’nın dağılmasından sonraki en köklü derlenip toparlanmaya tanık oluyorduk. Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet sürekliliği yeni bir aşamaya geçiyor, Türkiye tarih ve coğrafya havzasına yeniden yerleşiyor, küresel güç haritasında belirgin bir alanı kaplıyordu.

İşte tam bu sırada, bu niyetin ortaya çıkmasından sonra, çokuluslu müdahaleler başladı. Amaç, Türkiye’deki bu yeni enerji birikimini boşaltmak, onu durdurmak, en azından yavaşlatmaktı.

Gezi olayları ve sonrasındaki bütün müdahalelerin nedeni budur. 15 Temmuz da, şimdilik, bunun zirvesidir. Dolaylı müdahaleler başarısız olunca doğrudan saldırı yöntemine geçilmiştir.

15 TEMMUZ’DAN SONRA ÇOK DAHA DERİN BİR YAPILANMA BAŞLATTILAR: BİR SİYASİ KÖRLEŞTİRME HAREKÂTI..

Ancak 15 Temmuz başarısız olunca çok daha derin, daha sistematik, daha yaygın, dar alanda müdahale yerine toplumsal kimlik ve bilinci hedef alan yeni bir örgütlenme yöntemine geçildi. Bilinen terör örgütleriyle meşru siyasi partiler, hareketler aynı eksene toplandı. Kimse bu gayrimeşru ilişkiyi yeterince sorgulamadı.

Seçimler, terör örgütleriyle siyasi partilerin evliliklerinin şovuna dönüştü. Türkiye’miz, binlerce insanın canına kıyan terör örgütleriyle siyasi liderlerin, partilerin ortaklıklarını da gördü.

Öyle ki, her siyasi kimlikten parti aynı örgütlerle ortaklığı normal görüyor, bir akıl tutulması izliyorduk. Öyle bir öfke ve hınçla hareket ediliyordu ki, kimse Türkiye’nin büyük hesaplarını düşünecek fırsat bile bulamıyordu. Tam bir zihinsel operasyon, siyasi körleştirme harekâtı yürütülüyor, en aklı başında bildiklerimiz bile bu fırtınanın etkisi altında kalıyordu.

AMA O İTTİFAK YETERLİ DEĞİLDİ. MUTLAKA MUHAFAZAKÂR BİR ORTAK BULUNMALIYDI

Ama oluşturulan siyasi ortaklık yetmiyordu. Bir şeyler eksikti. Muhafazakâr ve milli bir iktidar ancak ve ancak muhafazakârların katılımıyla devrilebilir, Türkiye ancak öyle durdurulabilirdi.

MHP’yi bu yüzden böldüler, İYİ Parti’yi kurdular. O da yetmiyordu. Mutlaka ama mutlaka muhafazakâr bir ortaklık inşa edilmeliydi. Saadet’in gücü de buna yetmiyordu.

Geriye sadeceAK Parti’ye güç veren, Türkiye’nin büyük yürüyüşünün mimarı olan kesimlerin zihnini karıştırmak, onlara başka öncelikler sunmak, o gücü dağıtmak kalıyordu.

İşte bu amaçla muhafazakâr bazı kesimlere el attılar. İçeriden ve dışarıdan destek alanları oluşturarak onlar üzerinde çalışmaya başladılar. Bugüne kadar kısmen de olsa başarılı oldular.

“YIPRATICI MUHALEFET” DİLİ. HİÇBİR BİR SİYASİ TEZLERİ YOK.MÜDAHALE İÇİN İNŞA EDİLİYOR.

Erdoğan’a ve AK Parti’yle küskün bazı isimler üzerinden “yıpratıcı muhalefet” söylemi servis etmeye başladılar. Bu muhafazakâr çevrelerle, daha önce oluşturulan ittifak arasındaki dil birliğine, öncelik birliğine dikkatinizi çekerim.

Daha vahimi, onlarla PKK ve HDP söylemleri arasındaki öncelik paralelliğine, duruş benzerliğine özellikle dikkat çekerim.

“Muhafazakâr muhalefet”, daha iyi bir Türkiye amacıyla örgütlenmiyor. Türkiye’yi durdurma, var olan ittifaka güç verme, onun eksik yanını tamamlama amacıyla örgütleniyor.

Şimdiye kadar hiçbir siyasi tezlerini görmedik. Sadece “yıpratıcı muhalefet dili” ile bir operasyon alanı oluşturma işlevi gördük.

HER ALANDA TÜRKİYE’NİN KARŞISINDA, ABD VE BATI’NIN YANINDA YER ALDILAR.

Suriye savaşı başlatılırken tam merkezdeydiler. Şimdi Türkiye’yi yalnız bıraktılar, karşısına geçtiler. Suriye’nin kuzeyindeki terör kuşağına dair ağızlarından tek eleştiri çıkmaz. Doğu Akdeniz’den kuşatanlara karşı ağızlarından tek cümle çıkmaz.

Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarında, kendini koruma çabasına karşı ABD ile beraber hareket ettiler. Ülkemizin büyük projelerinde Gezi olaylarında kullanılan dili kullanır oldular. Ama demokrasi adı altında terör finansmanına müdahale edildiğinde hepsi ortaya atıldı.

Coğrafyamızda bütün müdahalelerin, yıkımların demokrasi kamuflajıyla yapıldığını gördük son yirmi beş yılda. Aynısı Türkiye’ye yapılıyor, hepsi demokrasi kutsalına sarıldı. Türkiye kimin umurunda. Bu ülkenin bütünlüğü, geleceği, karşı karşıya bulunduğu tehditler onları ilgilendirmiyor. Varsa yoksa Erdoğan düşmanlığı..

MUHAFAZAKÂRLARI DEVLETLE KAVGA ETTİRİP OPERASYON ALANINA ÇEKME PLANI VAR.

Aslında Erdoğan düşmanlığı altına gizledikleri bir çokuluslu proje var. Nedense ABD ile Avrupa ile, onların içerideki ve bölgemizdeki uzantılarıyla tam bir ortaklık yürütüyorlar.

Siyasette, medyada, bürokraside, iş dünyasında ve STK’lardaki bu örgütlenme, muhafazakâr çevreleri bir çokuluslu operasyon alanına çekme planı aynı zamanda.

Onlarca yıl devletle kavgalı, zulme uğramış, şimdi devletle barışmış, merkez alana yerleşmiş çevreleri yeniden fraksiyoner alana, örgüt alanına çekme planı. Çünkü sadece bu şekilde çokuluslu operasyonlar için elverişli hale getirilebiliyor.

HAİNCE BİR TUZAK: FETÖ’DEN SONRA EN TEHLİKELİ OPERASYON

Selcuklu’dan bu yana devam edenana iktidar alanı, tarih alanı, güç alanı, yeniden harekete geçen, yükselişe geçen Türkiye’ye karşı kullanma hesabı. Bu, haince bir tuzak.

FETÖ projesinden sonra, en ciddi, en tehlikeli çokuluslu operasyon alanı tam da burası. Amaç da bu… “Muhafazakâr Muhalefet” örgütlenmesini tamamladığı anda “müdahale” için harekete geçilecek.

15 Temmuz sonrasının projesi budur. Bence bu 15 Temmuz’dan daha büyük bir hesap, daha ciddi bir hazırlık. Türkiye’nin ana omurgasını çatlatıp, bazılarını müdahale planı için bir yama olarak kullanacaklar.

MUHAFAZAKÂRLARIN “İYİ PARTİSİ”Nİ KURMA PLANI

Bu yüzden, ortada bir siyasi muhalefet, hareket yok. Ortada muhafazakârların “İYİ Partisi”ni kurma planı var. İşte o iş bittikten sonra çokuluslu ittifakın tamamlanacağını, müdahale aşamasına geçileceğini, bu ülkenin nasıl durdurulacağını göreceğiz. İşte o zaman, bugünün “Muhafazakâr Muhalefet”i, “Muhafazakâr Müdahale”ye dönüşecek.

Bu da yeni çokuluslu saldırı, Türkiye’yi durdurma operasyonu olarak tarihe geçecek. Türkiye büyük yürüyüşüne yine de devam edecek ama onlar tarihin yanlış sayfalarında yerlerini alacak.

HERKES DURDUĞU YERİ BİR DAHA GÖZDEN GEÇİRMELİ..

Muhafazakâr, milli çevreler, hangi kılıf altında olursa olsun, hangi siyasi kimlik olursa olsun, kendilerini bir dış müdahale aracı olarak kullanmak isteyenlere karşı alarma geçmeli.

Onlar olmadan bu müdahale yapılamaz. Bu yüzden bütün oyun onlar üzerinde oynanıyor.

Çok büyük bir hesaplaşma yaşanacak. Bence herkes durduğu yeri, öfke ve küskünlüklerine, bezginliklerine göre değil, tarihi sorumluluklarına göre belirlemeli.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
365 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...