logo

17 Ağustos 2019

Mescidi Aksa için kampanya


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Mescidi Aksa’nın içinde bulunduğu Doğu Kudüs bölümünün siyonist işgal güçleri tarafından işgal edilmesinden sonra bu kutsal mabedin ortadan kaldırılması için işgalciler tarafından çeşitli saldırılar gerçekleştirildi. Bunların en önemlileriden biri de Doğu Kudüs’ün işgal edilmesinden hemen iki yıl sonra 21 Ağustos 1969 tarihinde Mescidi Aksa külliyesinin, Denis Michael Ruhan adlı bir aşırı siyonist tarafından yakılmaya teşebbüs edilmesi olayıdır. Bu sabotajda işgal yönetiminin de Filistinlilerin yangını söndürme girişimlerini engellemesi, çevredeki Filistin belediyelerinin itfaiyelerinin ulaşmasını engellemeye çalışması, yangını söndürmek için çaba sarf edenlere engel olması işin gerçeğinde sabotajın sadece adı geçen şahıs tarafından değil İsrail işgal yönetiminin de bilgisi dahilinde ve onun onayıyla gerçekleştirildiğini gösteriyordu.

İşgal güçlerinin bütün engellemelerine rağmen Filistinliler o zaman hızlı bir şekilde yangına müdahale ederek söndürmeyi başardılar. Ancak söz konusu engellemelerin neden olduğu gecikme Kıble Mescidi olarak adlandırılan ve genellikle Mescidi Aksa diye tanımlanan ana binanın büyük zarar görmesine, içindeki birçok tarihi eserin yanıp kül olmasına neden oldu. O zaman burada yanan tarihi eserlerden biri de Nureddin Zengi’nin kendi eliyle yaptığı işlemeli ahşap minberdi. Nureddin Zengi’nin bunu Salahuddin Eyyubi’ye emanet ettiği ve Kudüs’ü fethetmesi durumunda bu minberi Mescidi Aksa’ya yerleştirmesini istediği tarihi kaynaklarda geçmektedir. Son derece güzel bir sanat eseri olan bu minberle birlikte çok sayıda tarihi halı ve işlemeli kapılar ve pencereler ve daha birçok parça yanmıştır.

Uluslararası Kudüs Müessesesi, Mescidi Aksa’nın şu an karşı karşıya olduğu durumu da göz önünde bulundurarak burayı yakma teşebbüsünün yıldönümü münasebetiyle bu kutsal mabede sahip çıkılması, siyonistlerin burayı bir yahudi mabedine dönüştürmelerine fırsat verilmemesi için bir kampanya başlattı. Bu kampanya süresince siyonist işgalin Doğu Kudüs’ü işgal etmesinden sonra Mescidi Aksa’nın maruz kaldığı muameleler ve şu an karşı karşıya bulunduğu tehlikeler hakkında dünya Müslümanlarına bilgi verilmeye çalışılacak. Bizim de bu kampanyaya katkıda bulunmamızı talep ettiler ve ben de sizleri bu konuda bilgilendirmek istedim.

Bilindiği üzere Mescidi Aksa, Kurban bayramının birinci gününde işgalci siyonistlerin geniş çaplı bir baskınlarına maruz kaldı. Ben bu baskın planından arefe günü yayınlanan “Bayramda Mescidi Aksa’ya yönelen tehlike” başlıklı yazıda söz etmiştim ve Kurban bayramının Mescidi Aksa’da gergin ve sıkıntılı geçeceğine dikkat çekmiştim.

Siyonist işgalciler söz konusu baskını, Siyon Mabedi’nin Babilliler tarafından ilk yıkılışının yıldönümüne tekabül ettiği iddiasıyla, “oruç ve yas günü” olarak niteledikleri gün münasebetiyle yaptıklarını söylediler. Ancak asıl amaç Mescidi Aksa’nın yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırılması planının hayata geçirilmesi için şartların oluşturulmasıdır. Bunun için de yahudilerin bu mescid üzerinde hak iddia ettiklerini ve onların istediklerini vermek gerektiğini söyleyecekler. Daha doğrusu bunu 2013’te Mescidi Aksa’yı yahudilerle Müslümanlar arasında paylaştırma planını uygulamaya geçirmek için bir yasa tasarısı hazırlayıp işgal rejiminin parlamentosu durumundaki Knesset’in gündemine almakla söylemeye başladılar. Ama Müslümanlardan gelen tepkiler üzerine söz konusu yasa tasarısını çıkaramadılar. Şimdi daha yoğun olarak söyleyip bu yasa tasarısını yasalaştırmaya çalışıyorlar. Onların bu oyunlarının bozulması için Mescidi Aksa’ya sahip çıkma çabalarına destek verilmesi, bu davayı bütün İslam ümmetinin sahiplenmesi gerekir.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
429 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...