logo

31 Aralık 2019

‘Mehdi’ 2020’de gelecek mi?


Akif Beki
a.beki@gmail.com

2002 sonlarıydı, AK Parti iktidara gelmiş ama Genel Başkan Erdoğan hala siyasi yasaklıyken Radikal gazetesinde bir dizi yazmıştım. Hani bilahare kitaplaşan şu meşhur “Erdoğan’ın Harfleri” adlı dizi…

19-12/30/ekran-resmi-2020-12-30-232428.png

En çok da “Kıyamet saati değil seçim vakti” başlıklı bölümü sevilmiş, eski antidemokratik düzen bekçilerinden büyük ilgi ve alaka görmüştü(!)

AK Parti ve Erdoğan’ın, muhafazakar dünya görüşünü gerçekçiliğe, demokratikleşmeye ve dünyalılaşmaya nasıl evirebileceğine, buna öncülük etme potansiyellerine dair bölümdü.

Hiç okumadan, tezvirat kampanyalarının etkisiyle başka bir şey söylediğimi zannenler için sayfalarını iliştiriyorum buraya. Sandıkları gibi miymiş, bu vesileyle bir göz atsın onlar da.

“Göklerden beklenen kurtarıcı insanların arasında zuhur etti. Sandıktan çıktı. Göksel değil dünyevi bir kurtarıcı, bir siyasi lider olarak…Seçilmiş biri ama seçmenleri tarafından” diyordum.

Erdoğan ve partisinin, özellikle ‘kurtarıcı’ beklentisinde keskin bir kırılma ve değişimi hem temsil hem de vaat ettikleri iddiasındaydım.

‘Kurtarıcı’yı, kulların iradesini yansıtan sandığın üstünde değil içinde arayan bir mantalite dönüşümüne liderlik edeceklerdi…

Dindar kitleleri, Cumhuriyetin modernleşme projesiyle barıştıracaklardı. Gerçekler evrenine, sebepler alemine ve yeryüzü demokrasisine entegre bir siyaset güdeceklerdi. Bunlardan kopuk bir siyaset değil…

Ayakları yere değdirmeye başlamışlardı, başaracaklardı bana göre.

Açıkça ifadeye döktüyüm öngörüm de arzum da bu yöndeydi.

Feleğin işvesi midir, kaderin cilvesi mi bilemem ama pek ironiktir ki…

Önce askeri vesayetçiler çarpıttı, Erdoğan’a ‘Mehdi’ dediğim kara propagandasını çıkardılar o bölümden.

Sonra FETÖ’cüler, Ergenekon davaları sürecinde dümen sularına girmiyorum diye, bu kara propagandayı kopyalayarak aleyhimde sürdürdü.

En son da güya ‘reisçilik’ satan hayasız akıncılar devraldı aynı yalanı. Hesapta, ‘ama dün Mehdi diyordun, böyle konuşmuyordun’ fasaryalarıyla beni karalayarak güncel eleştirilerimi çürütecekler, onun için yayıyorlar.

Oysa yazdıklarım yerli yerinde duruyor ve bugün de arkasındayım.

Yerinde durmayanın kim olduğu, kimlerin birbirinin yerini aldığı, kimlerin karşıtına benzediği ve kınadığı şeye dönüştüğü ise ortada.

AK Parti’nin liderlik rolü hakkında yanıldım, yarıda bıraktı. Kendisi hakkında yanılttı, fakat başlarda kitlesine yaşattığı ve artık gerisinde kaldığı dönüşüm hakkında değil. Habercisi olduğu, tetiklediği ve önünü açtığı zihniyet dönüşümüyle ilgili yanılmadım.

O yazı dizisinin üstünden 18 yıl geçti. Ve bakın AK Parti nerede!

2019’un son günlerini, üzerinde ‘Cumhurbaşkanlığı askeri başdanışmanı’ sıfatı olan birinin ‘Mehdi gelecek’ sözlerini tartışarak geçirdik.

AK Parti’nin kitlesi ve inançları nezdinde sandığa soktuğu ‘kurtarıcı’, 18 yıl aradan sonra tekrar sandıktan milli iradenin üstüne çıkarılıyor.

Bir siyasi proje olarak ‘kurtarıcı’ zar zor yere, insanların arasına indirilmişti. Şimdi ise seçim tarihi yerine kıyamet saatinde zuhur edecek bir ‘ahir zaman kurtarıcısı’ olarak yerden yine göğe yükseltiliyor.

Her iki modelde de ‘seçilmiş’ bir kurtarıcı var. Fakat seçmenleri tarafından seçilene ‘Mehdi’ demiyoruz.

Ancak; seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, hangisine karşı sorumlu olduğunu karıştırıyor olmalı.

Aksi halde, kamuoyunu hazırlama görevini şöyle tarif eder miydi:

“İslam Birliği olacak mı, olacak. Nasıl olacak; Mehdi Hazretleri geldiği zaman. Peki Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki bizim bir işimiz yok mu, ortamı hazırlamamız gerekmez mi?…”

Tanrıverdi, ‘Mehdi’nin gelişine sadece toplumu değil ortamı, yani şartları hazırlamaktan söz ediyor. Hangi şartlar bunlar?

Diyanet’ten, beliren alametlere kıyasla 2020’de ‘Mehdi’nin gelip gelmeyeceğini müjdelemesini elbette beklemiyorum, bu boyunu aşar. Ama hazırlanması gereken ortam ve şartlarla ilgili de mi bize bir tebliğ yapamaz?

2020’de, sigara gibi ‘kesin haram’lar ve camilerdeki tabure gibi tehlikeli görüntülerle mücadeleden fırsat bulup artık ‘Mehdi’ konusunda da bizi aydınlatmaya vaaz ve hutbe ayıracaklarını umuyorum. Bilhassa ön hazırlıkların başlamış olması, beni ciddi umutlandırıyor.

Dün dünde kaldı, hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak, elveda 2019!

(KARAR)

Etiketler:
Share
395 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...