logo

26 Ağustos 2019

* Malazgirt: ‘Çağ kapatıp çağ açan’ fetih.. * Bin yıldır devam eden ‘acımasız direniş.’ * İnanmış ve adanmış insanların yolu.. * Bugün ‘Üçüncü Dalga’yı inşa ediyoruz. * Tarihin en büyük siyasi hareketi budur.


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

948 yıl önce, 13 Mart 1071’de bu topraklarda bir “başlangıç” yapıldı. Bir “kapı” açıldı. O zamana kadar Toroslara, Anadolu’nun her köşesine uzanan manevi dalga, o gün Malazgirt’te bir siyasi iradeye, bir güce, bir tarihe dönüştü.

Anadolu’nun fethi, kurtuluşu, İslamlaşması, “biz” olması, çağın en büyük cihan imparatorluğunun, Doğu Roma İmparatorluğu’nun siyasi mezarının Malazgirt Ovası’na kazılmasıyla gerçek oluyordu.

ASIL “ÇAĞ KAPATIP ÇAĞ AÇAN” FETİH MALAZGİRT..

Asıl yeni bir çağın başlangıcı Malazgirt’ti. Çünkü asıl “başlangıç” burasıydı. İstanbul’un fethi, bunun “ikinci aşama”sıydı. İstanbul’a gelene kadar yaklaşık dört yüz yıl boyunca Anadolu’nun her karış toprağında kan akıtıldı, can verildi, bedel ödendi. Bunlar yapıldı ki, İstanbul’a ulaşıldı. Belki üçüncü aşama Viyana olacaktı!

Bugün bu ülkenin her köşesinde isimsiz şehit mezarları, mezarlıkları vardır. Bir orman içinde, bir bozkırda, bir köy kenarında… Nereyi kazsanız Anadolu’yu yurt yapmak için bedel ödeyenlerin izlerini görürsünüz.

HİÇBİR MİLLET KESİNTİSİZ BİN YIL BEDEL ÖDEMEDİ..

Bu anavatan için hiçbir milletin ödemediği kadar bedel ödendi. Haçlı Savaşları geldi, Moğol istilası geldi, Birinci Dünya

Savaşı geldi. Dünyayı sarsan büyük krizlerin en büyük cepheleri hep Anadolu’ya bağlandı.

Onlar bin yıldır vazgeçmediler. Biz bin yıldır bedel ödemeye, direnmeye, ayakta kalmaya, “biz” kalmaya devam ediyoruz. Doğu’dan vurulduk, Batı’dan vurulduk, Güney’den vurulduk… Bin yıldır vurulduk. Bugün hala vuruluyoruz. Ama o bin yıllık “acımasız direniş”e devam ediyoruz.

HER BÜYÜK ÇÖKÜŞTEN SONRA DAHA BÜYÜK YÜKSELİŞ GELDİ..

Bu üç büyük şok dalgası, dünyayı değiştiren dalgalardı. Yok olmanın eşiğine geldik, tarih dışına itilmeye çalışıldık, yeniden dirildik. Hep yeniden başladık. Hep yeniden tarih inşa etmeye, coğrafya biçimlendirmeye çalıştık. Hiçbir zaman Anadolu’nun “biz” olmasını engellemeye çalışanlara boyun eğmedik.

Coğrafyanın kaderi, milletimizin kaderi bize hep yeni başlangıçlar fırsatı verdi, yeni kapılar açtı.

Her büyük çöküşten sonra daha büyük yükselişin tarihi yazıldı. Her büyük yok oluştan sonra tarih önümüze yeni kahramanlar, öncüler çıkardı.

Bu öncüler üzerinden, bir kader tecelli etti, kapılar açıldı, yeni başlangıçlar yapıldı.

‘ÜÇÜNCÜ BÜYÜK YÜKSELİŞ’ YÜZ YIL SONRA, BUGÜN BAŞLAMIŞTIR

Bugünler yeni kapının açıldığı, yeni başlangıcın yapıldığı, yeni bir yükseliş çağının başlatıldığı dönemlerdir. Bu yüzden her yönden saldırı altındayız. Bu yüzden 15 Temmuz oldu ve devam ediyor.

Bu yüzden bizi kuşatmaya çalışıyorlar. Bu yüzdenSuriye’nin kuzeyinde PKK ile, Doğu Akdeniz’de doğrudan çevrelemeyeçalışıyorlar. Bu yüzden coğrafyamıza müdahaleler yapılıyor ve savaş adım adım Türkiye içlerine taşınmak isteniyor.

Üçüncü büyük Şok, Birinci Dünya Savaşı’ydı. Ondan sonraki Üçüncü büyük yükseliş yüz yıl sonra, bugün başlamıştır. Malazgirt’te verilen mücadele neyse, bugün verilen mücadele odur. İstanbul’un fethindeki dava neyse, bugünkü dava odur.

BUNDAN BÜYÜK BİR SİYASİ HEDEF, SİYASİ KİMLİK YOKTUR

Anadolu’da bin yıldır ne için direnmişsek bugün aynı şey için direniyoruz. Malazgirt Ovası’nda şehit olanlarla bugün teröre ve arkasındaki çokuluslu güçlere direnirken şehit olanlar aynı davanın şehitleridir.

Kayıplara, yokluklara, tükenmişliklere değil, yeni başlangıçlara yönelme zamanıdır. Yeni başlangıçları hatırlama, bugüne taşıma zamanıdır. Onları esas alma, onlarla yolumuzu çizme zamanıdır. Çünkü bu çağ, bu zaman bir tarih kırılmasıdır, bizim için böyle alan açmaktadır.

Bundan büyük bir siyasi hedef, bir siyasi kimlik yoktur. Kişisel hedeflerimiz, ihtiraslarımız bizimle birlikte ölür, yok olur gider. Ama bu yürüyüş, bu ülkü, bu dava kuşaklar boyu devam etmiştir, yine devam edecektir. Siyasi hırslarınız, kişisel çıkar hesaplarınız unutulacak ama bu yolda attığınız adımlar ebediyyen hatırlanacaktır.

İNANMIŞ VE ADANMIŞ İNSANLARLA YOLA ÇIKILIR. SESSİZ AMA PES ETMEYEN DİRENİŞLER BÖYLEDİR..

Kim, nerede durursa dursun, tarihin hangi sayfasında yer alırsa alsın, bu başlangıca verdiği güç kadar vardır. AK Parti’li olun, CHP’li olun, MHP’li olun, İyi Parti’li olun, bin yıldır devam eden yürüyüşün neresinde yer aldığınız önemlidir.

Hangi cemaatten, hangi örgütten, hangi STK’dan olduğunuz değil, ne kadar zengin ya da ne kadar fakir olduğunuz değil, hangi sosyal statüden olduğunuz değil, bu milletin bu topraklarda verdiği mücadelede ne kadar varolduğunuz esastır.

İnanmış ve adanmış insanlarla başlanır, onlarla yola devam edilir. Adanmış insanların, bu toprakları sinir sistemi gibi birbirine bağlamışların mücadelesiyle, sessiz ama asla pes etmeyen direnciyle tarih yapılır, coğrafya inşa edilir. Bu büyük dava böyle devam eder. Yeni başlangıçlar da, büyük yürüyüşler de böyle devam eder.

TARİHİN EN BÜYÜK SİYASİ HAREKETİ: 3. BÜYÜK DALGA DA ADANMIŞLAR ÜZERİNDEN GÜÇ KAZANACAKTIR.

Bütün yükselişler adanmış insanların fedakarlıklarıyla yürür. Anadolu’nun her karış toprağı bu fedakarlıkların mirasıdır. Ülkeleri, dünyayı değiştiren dalgalar hep böyledir.

Üçüncü büyük dalga da adanmışlar üzerinden güç kazanacaktır. Büyük hesap budur. Son on beş yılda, bu hesabı kaldıramayan ya da bu hesaba karşı mevzi alıp kaybolup giden ne çok örnek gördük.

Bugün yeni bir kapı açılmış, yeni bir başlangıç yapılmıştır. Bütün sözlerin, iddiaların, manevraların ötesinde tek gerçek budur. Malazgirt Ovası’nda kefen giyenlerle bugün bu dava için saf tutanlar, bedel ödeyenler aynı insanlardır. Onlar tarihin en büyük siyasi hareketidir.

Biz Selçuklu’yuz, Osmanlı’yız Türkiye’yiz.

Biz yeniden başladık, yola devam ediyoruz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
531 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...