logo

Kime göre, neye göre iyiyiz?


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Siyasal iktidarların vazifesi neticede toplumu refah, güvenlik ve adalet içinde yaşatmaktır.

Ekonomik şartların iyi olması, ileriyi görebilmek, girişimcinin, çalışanın risklerini bertaraf edebilmek ve de mutlaka ileriyi görebilmek…

Can ve mal emniyetini tesis etmek ve mesela Türkiye gibi bir ülkede iç ve dış terör faaliyetleriyle baş edebilmek…

Gayet tabii hem iyi bir ekonominin ve güvenliğin şartı hem de bütün meselelerden bağımsız olarak toplumun adalet içinde yaşayabilmesini temin etmek.

***

Ekonomide, güvenlikte ve adalette başarı izafidir. Kişiden kişiye göre değişir ve bilhassa iktidar imkanlarına yakın olanlar ve iktidar güvencesine sahip olanların eşiği ile bu imkanın uzağında olanlarınki farklıdır. Bu yüzden iktidarı eleştirenlere karşı kolaylıkla “Evine ekmek götürüyorsun, ülke de huzur içinde. Etrafa baksana, her taraf ateş içinde” denilmesi bundandır. Doğrudur… Kıyaslamaya kalkılırsa, sadece bugün değil on yıllardır daha iyi durumda olduğumuz birçok ülke vardır. Neticede 50 yıla yakındır dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde bulunuyoruz ve 40 yıldır da PKK ve benzeri irili ufaklı örgütlerle de başediyoruz. Şükür…

Öyleyse derdimiz ne?

Şu… Türkiye gibi potansiyeli yüksek bir ülkenin daha iyi şartlarda yaşaması imkanı vardır. Ve bunu talep etmek de bir başka vazifedir. En önemlisi de geleceği garanti altına almak ve dünyayla rekabette avantaj sağlamak talebi asla eksilmemelidir. Bugünümüze de şükür evet ama hayat bugünden ibaret değildir. Kaldı ki bugünümüze şükretmek, yani yetinmek de hiç tavsiye edilecek bir yol sayılmaz…

İyiyiz ama neye göre. Başarılıyız ama kime göre? Düne göre bazen iyi bazen sabit kalmak yetmez dünya diye bir gerçek var ve bütün göstergeler daha iyinin sadece mümkün değil, zaruri de olduğunu gösteriyor.

Türkiye bugün hukukun üstünlüğü kriterine göre dünyada bu ligde yarışan 126 ülke arasında 109. sıradadır. Dünya Adalet Projesi verilerine göre Türkiye temel hakları temin etmekte 2011 yılında 52. sıradayken gerileye gerileye bugün, yani 2019’da 109’a kadar geriledi.

Adalete erişebilirlikte 96, şeffaflıkta ise 94.sırada bulunuyoruz.

Başka rakamlar da var ama yukarıdakilerden farklı değil…

“İyiyiz, işler yolunda” demek birbirimizi teselli etmeye belki fayda sağlar ama tablo açıkça gösteriyor ki Türkiye’nin karnesi kırıklarla doludur. Adalet sistemimiz ve kamu yönetiminde şeffaflık giderek zayıflıyor. Böyle bir tabloda, ne kadar aksini söylersek söyleyelim bütün üniteler de dökülüyor demektir.

Ekonomide, başta enflasyon, kur, dış ticaret ve kişi başına düşen gelir olmak üzere rakamlar malum…

Üniversitelerin dünya ligine dahi giremediği gerçeği aşikar…

Orta öğrenimin ölçen PISA testindeki halimiz bakılacak gibi değil.

Bilimsel makale, patent sahipliği sıralamasında adımız bile geçmiyor.

Sivil toplum aktivitelerinden söz edecek mecalimiz yok.

Tıpta, bilişimde, yapay ya da kalıtsal zekanın hiçbir türünde esamemiz okunmuyor.

Adaleti sorunlu olan, yönetimi şeffaf olmayan bir ülkede bütün değerlerin düşük olması kaçınılmazdır. İşleri toparlamak için neresinden başlayacağımızı bilemem ama evvela buna niyet etmemiz ve tabii ki gerçeği kabul etmemiz şarttır.

(KARAR)

Etiketler: » » » » »
Share
540 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...