logo

08 Ağustos 2019

Keşmir’in hakkı bağımsızlıktır


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Keşmir tabii güzellikleriyle, yeşillikleriyle ve verimli arazileriyle tanınan bir bölge. Bu özelliklerinden dolayı “cennet vadi” olarak adlandırılmaktadır. Coğrafi olarak Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Çin’in kesişme noktasında yer almaktadır.

Keşmir, bir bölümü Hindistan, bir bölümü Pakistan, bir bölümü de Çin sınırları içinde yer alan ve halkının büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir bölgedir. Pakistan sınırları içinde kalan kısmı “Azad Keşmir (Özgür Keşmir)” olarak adlandırılmaktadır. Bu bölüm Pakistan’ın bağımsız olmasından sonra, cihad yoluyla Hint işgalinden kurtarılarak Pakistan’a katılmıştır.

Aslında Pakistan’la Hindistan’ın ayrılması esnasında imzalanan anlaşmada belirlenen şarta göre Müslümanların çoğunlukta olduğu bölgeler Pakistan’a, diğer bölgeler ise Hindistan’a kalacaktı. Fakat Hindistan, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen Keşmir’i Pakistan’a bırakmak istemedi. Bunun üzerine çıkan silahlı mücadelede bir bölümü kurtarılarak Pakistan’a katıldı. Ancak nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olmasına rağmen önemli bir kısmı hala Hindistan işgali altındadır.

1952’de BM gözetiminde Hindistan’la Pakistan arasında imzalanan barış anlaşmasıyla Keşmir halkı arasında Pakistan veya Hindistan’dan hangisini tercih ettikleri konusunda bir referandum yapılması kararlaştırılmıştı. Ancak o tarihten bu yana Hint yönetimi bu anlaşmanın gereğini yerine getirmeyerek herhangi bir referandum yapmadı.

Hindistan Keşmir’deki Müslümanları ağır bir zulüm ve işkence ile yönetim altında tutmaktadır. Hindistan bu bölgedeki Müslüman halkı sindirmek ve onları kendi despotizmine boyun eğmeye zorlamak için şimdiye kadar bir sürü katliam gerçekleştirdi.

Hindistan işgali altındaki Keşmir’in işgalden kurtarılması için mücadele veren çeşitli örgütler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Keşmir’in tamamen bağımsız olmasını isterken, bazıları “Azad Keşmir” gibi Pakistan’a bağlanmasını istiyorlar. Keşmir’in tamamen bağımsızlığını isteyenleri de ikiye ayırmak mümkün. Bir kısmı meseleye kavmiyetçi bir anlayışla yaklaşırken, diğer kesim İslami bir anlayışla yaklaşıyor ve Keşmir’in bağımsız ancak İslami bir devlet olmasını istiyor.

Keşmir’deki bağımsızlık mücadelesini bastırmak için askeri şiddete başvurmak Hindistan’a epey pahalıya mal oluyor. Bu bölgeye yönelik askeri şiddetin bilançosu sadece maddi zarardan ibaret değil. Binlerce Hint askeri buradaki bağımsızlık mücaedelesini bastırmak için sürdürülen savaşta hayatını kaybetti. Hindistan İçişleri bakanlığının konuyla ilgili raporunda, bütün bu kayıplara rağmen Hindistan’ın yine de bölgedeki bağımsızlık hareketini bastıramadığı, binlerce Keşmirli genç sahada savaşı sürdürürken binlercesinin de Pakistan ve Afganistan’daki askeri kamplarda eğitim gördüğü iddia edildi.

Keşmir’deki Hindistan hakimiyeti işgal niteliğindedir. Dolayısıyla Keşmir halkının asıl hakkı özerklik değil bağımsızlıktır. Keşmir halkı da gerçekte tam bağımsızlık için savaşmaktadır. Hindistan anayasasındaki özel statü de Keşmir’i rahatlatmamış ve buradaki Müslüman halkın beklentilerini karşılamamıştı. Hint işgal yönetimi şimdi özel statüyü ortadan kaldırarak Keşmir üzerindeki zulüm uygulamasını yasal bir zemine oturtmaya çalışıyor. Ancak Hint işgal yönetiminin bu tutumu Keşmir’deki bağımsızlık mücadelesinin son bulmasını sağlamayacaktır.

Hint yönetiminin yeni dönemde başvurması ihtimali bulunan en tehlikeli uygulama ise nüfus kaydırma politikası olabilir. Bu politikaya daha önce de başvurarak aslen Keşmirli olmayan birçok hinduyu buraya yerleştirdi. Yeni dönemde bu nüfus kaydırma uygulamalarını daha da artırabilir.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
296 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...