logo

29 Ekim 2019

Kemalist saldırganlık ve cumhuriyet


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

Bu sütunda zaman zaman Millî Mücadele ile ilgili, cumhuriyetle ilgili ulaşabildiğim doğruları okuyucularımla paylaşıyorum. Daha önce haberdar olmadığımız doğru bilgi, zihnimizin yeni bir dengeye oturmasını gerektirir. Bu süreç kolay gibi görünür, ama bazıları için hiç de kolay değildir. Hakikati hazmetmek bilhassa kesin inançlılar için zordur, ekseriya imkânsızdır.

Türkiye’de bu kesin inançlıları şimdilerde kendilerine atatürkçü diyen kemalistler temsil ediyor. Doğru bildiğini yazan bir kimse ne övgüye kendini kaptırır ne de sövgüye kadar varan tepkileri önemser. Hakikat her şeyin üstündedir.

Kemalist (veya atatürkçü) olarak kendini tanımlayanların önemli bir kısmı okur yazarlığı orta okulda bırakmış, inkılap tarihinin mitolojik anlatımına iman ederek bugüne gelmişlerdir. Bu mitolojik malûmatı yanlışlayan bilgilerle karşılaştıklarında kimyaları bozuluyor ve doğru dürüst anlamaktansa saldırmak yolunu seçiyorlar. Okumak anlamak içindir. Yazılarımıza bu çerçevede tepki gösterenlerin eğer okumuşlarsa, okumadıklarını anlamadıkları kanaatine varıyoruz. Bazen onları doğrulayan bilgilere yer veriyoruz, onları da aynı şiddetle karşılıyorlar.

Cumhuriyetin yüzüncü yılına yaklaşıyoruz…

Bu kesime göre, Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a herkesi atlatarak çıkmış, cumhuriyet ilan etmek kastıyla oradan yola koyulmuştur. Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi hep bu uğurda yapılmış ve Büyük Millet Meclisi bunun için açılmıştır.

Bunlar, Mustafa Kemal’in hem kongrelerde hem Meclis’in açılışında vatanın, milletin kurtuluşu ile birlikte hilafet ve saltanatın kurtuluşunu hedeflediğini ilan ettiğini göz önüne getirmezler.

Paşa, neden, neredeyse büyük zafere kadar bu çerçevede konuşmuştur? Neden cumhuriyet hedefini bir kere olsun dile getirmemiştir?

Meseleye şöyle bakalım: Tayyip Erdoğan sürekli cumhuriyet vurgusu yapıyor. Bir gün şartları elverişli görüyor ve bir saltanat sistemi kuracağını açıklıyor, bunu da Meclis’e tasdik ettiriyor…

Bu nasıl karşılanır acaba?

Cumhuriyet’in ilânı işte böyle bir şeydir.

Cumhuriyet’in ilanı bizden çok İngilizler için, dünya emperyalizmi için bir zaruretti. Osmanlı Devleti var oldukça emperyalist sistem İslâm’ın ana topraklarını keyfince kontrol edemezdi. İsrail’i coğrafyamıza bela edemezdi.

İngilizlerin çok erken dönemde, Milli Mücadele’nin neredeyse başlangıç safhasında çeşitli araçlarla mücadeleyi yürütenlere “cumhuriyet ilan edin, sizi destekleyelim” dediği biliniyor. Bunu daha önce kaynaklarıyla yazmıştık. İngilizlerin bu kolaylaştırıcı beyanları her defasında Mustafa Kemal Paşa tarafından reddedilmiştir.

1920-21’de Türkiye’de bulunan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’a Mustafa Kemal Paşa, milli hakimiyet prensibi ile birlikte padişahlık ve halifeliğin devam edeceğini belirtmiştir, ki bu meşrutî bir yönetimdir. Millet hakimiyeti prensibi 1876’dan beri Osmanlı anayasasında yer almaktadır. Yani yeni icat bir şey de değildir.

1921’de böyle düşünen M. Kemal Paşa, neden sonra cumhuriyette karar kıldı? Bunun iç etkenlerden çok dış etkenlerle bağlı olduğu açıktır. Osmanlı Devleti’nin birçok ülkelerdeki 5-6 asırlık hukukundan vazgeçmenin ne anlama geldiğini Mustafa Kemal Paşa’nın bilmemesi, takdir etmemesi mümkün değildir. Süreç öyle gelişmiştir ki, sulh masasını kuran İngilizler, saltanat kaldırılmadan ve Vahidetdin İstanbul’dan götürülmeden masaya gelmemişlerdir.

Bizde “Lozan Konferansı” denilir. Biz öyle deriz de bu konferansın resmî adı Yakın Şark İşleri Konferansı’dır. Bu anlaşma Türkiye’nin sadece sınırlarını değil istikametini de tayin etmiştir. Cumhuriyetin darbe şeklinde ilan edilmesinin sebebi budur. Cumhuriyeti kuranlar başkent seçme hakkına bile sahip olamamıştır. Bir rejim değişikliği oylaması basit çoğunlukla olur mu? Mustafa Kemal Paşa Nutuk’da cumhuriyetin ilanı için birkaç kişi dışında kimseyi haberdar etmeyi gerekli görmediğini yazıyor. Ankara dışındaki milletvekilleri beklenmemiş, Ankara’da olup da farklı görüş sahibi olanların kapısına polis dikilmiştir.

Gerçeklerle yüzleşerek ancak gerçek cumhuriyetçi olabiliriz!

(KARAR)

Etiketler:
Share
438 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...