logo

21 Ağustos 2019

Kayyım atamak


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanları, dört buçuk ay önce yüzde 50’nin üzerinde oyla seçildiler, mazbatalarını alarak göreve başladılar.

İki gün önce İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındılar, yerlerine valiler kayyım olarak atandı.

Olaya iki kutuptan bakılıyor:

. Milli iradenin üstünlüğü, seçilmişlerin ancak seçimle gitmeleri… Bu açıdan kayyım atamalarının demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğu…

Gerçekten seçme ve seçilme hakkı, demokrasi ve hukuk devletinin en temel ilkesidir; diğer siyasi haklar bu ilkeye dayalıdır.

. İkinci bakış açısı, Türkiye’nin terörle mücadelesidir. Bu terör konjonktürel değildir. Coğrafi ve etnik kaynakları olduğu için yaklaşık kırk yıldır devam eden bir terördür! Belediyelerin teröre kaynak aktaran kurumlar haline gelmesine kesinlikle göz yumulamaz.

Bu iki bakış açısından birini gözetip diğerini ihmal etmek bizi vahim yanlışlara götürür.

‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ DERSLERİ

PKK, bazı belediyelerin imkan ve araçlarını kullanarak belirli il ve ilçelerde hendeklerle, tünellerle, silah ve mühimmat depolarıyla örgütlenmişti. “Rojova Devrimi”ni Türkiye’ye getirecekti!

Bu örgütlenmeyi sökmek için, 25 Temmuz 2015’te operasyonlar başladı. Öyle kapsamlı operasyonlar ki Başbakan Ahmet Davutoğlu “valilerin tugaylardan asker isteyebileceğini” belirten genelge çıkarmıştı. (10 Eylül 2015)

Ve, Anayasa Mahkemesi’ne göre, 2016 Mayısına kadar, yaklaşık bir yılda, 2.500 terörist öldürülmüş, 480 şehit verilmiş, 4 bin güvenlik görevlimiz yaralanmıştı. Sivil ölümler 100 civarındaydı. 400 bin insan ev işlerini terk ederek başka yerlere göçmüştü. (AYM, B. No: 2017/ 36722)

Böyle büyük acılar yaşanmıştı.

Belediyelerin tekrar teröre destek vermesine, yeni acılar yaşanmasına izin verilemez. Fakat hiç unutmamak lazım; PKK’nın o çapta şehir örgütlenmesini yapabilmesinin asıl sebebi iktidarın göz yummasıydı. Bunu kendileri de söylemişlerdir.

Bugün devlet elindeki denetim, istihbarat ve operasyon imkanlarıyla belediyelerden teröre kaynak aktarılmasını önemli ölçüde önleyebilir.

Gelelim meselenin hukuk tarafına…

DIŞARIDAN TEPKİLER

Görevden alınan seçilmiş üç belediye başkanı hakkında soruşturma ve kovuşturma dosyaları olduğu belirtiliyor. Belediye Kanunu’nun 47. Maddesine göre böyle durumlarda geçici olarak kayyım atanabilir fakat atanması şart değildir.

Hükümet seçimlerden dört buçuk ay sonra ve yargı kararı olmadan kayyım işlemi yapmakla bütün dünyaya “iktidar seçilmişleri muhalifleri görevden alıyor” görüntüsü verdi. Dünya basınında bu başlıklarla haber yapıldı.

Ülkenin zaten iyi olmayan hukuk imajını biraz daha zedeledi.

AB’den ve Avrupa Konseyi’nden “endişe” belirten resmi eleştirel acıklamalar yapıldı. AP Türkiye Raportörü Kati Piri “Sırada ne var? Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını görevden almak mı?” diye tivit attı. Tabii sonbaharda açıklanacak İlerleme Raporu’na da geçecek bu olay.

Seçimlerde kendimiz söylememiş miydik Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun kazansalar bile görevden alınabileceğini!

Bu eleştirilere “Haçlı Avrupa” falan diye kızalım ama unutmayalım ki, Türkiye’nin hukuk imajı geriledikçe Türkiye’nin ideolojik karşıtlarına ve örgütlere propaganda malzemesi veriyoruz.

Hukuk, devletler için fevkalade değerli bir “yumuşak güç” faktörüdür, bu kendi elimizle zaafa uğratıp ‘karşı taraf’a koz vermeyelim.

HUKUK NİYE ÖNEMLİ?

Hukukun ülke içindeki önemi, muhalif ve hatta duygusal kopuş halindeki vatandaşlar için de bir güvence, bir beraber yaşama zemini oluşturmasıdır.

Benim adayımı onaylıyorsun, seçime sokuyorsun, ben seçince iptal ediyorsun! Böyle bir duygunun yerleşmesi, duyguların bölündüğü bir toplumu kurumların da ayrıştığı bir noktaya sürükleyebilir; bundan dikkatle sakınmalıyız.

Yine unutmayalım ki, Avrupa’ya vizesiz giriş için hükümet AB’nin 6 şartını kabul etti; sermayeyi de Batı’dan bekliyoruz üstelik.

Netice, yargı kararı olmadan seçilmişlere dokunmak iyi sonuç vermiyor. Terörle mücadele ederken “güç” elbette önemlidir ama hukukun ve aidiyet duygularının önemini unutturmamalıdır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
238 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...