logo

11 Ekim 2018

Kaşıkçı’nın kaybolması da ‘algı operasyonu’ymuş


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Açlık çeken birini, hissettiği şeyin algı operasyonundan kaynaklandığına inandırabilir misiniz? Sandığı gibi aç değil, aslında gayet tok olduğuna sizin demenizle ikna olmasını bekler misiniz? Sırf siz öyle söylediğiniz için açlığı giderilip karnı doyar mı?

Suudiler, ‘algı operasyonu’nu Arapça deşifre ederek işte bunu başarmaya çalışıyor.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili gözlerimizle gördüğümüz, kulaklarımızla duyduğumuz şeylerin birer yalandan ibaret olduğunu telkin ediyorlar.

Aslında olmayan şeylerin yaşanmış olduğuna inandırılıyormuşuz. Ortadan kaybolması şeytanca istismar ediliyor, haksız karalamalara ve suçsuz rejimi kötüleme kampanyalarına alet ediliyormuş.

Kaşıkçı’nın konsolosluk kapısından girdiğini görüyor ama aynı güvenlik kamerası görüntülerinde çıktığını günlerdir hala görmüyoruz ya…

Yanıltılıyormuşuz, Kaşıkçı o kapıdan girdiği gibi çıktığı halde, çıkmadı diye bize yalan söyleniyormuş.

O gün 15 esrarengiz Suudi’nin iki uçakla gelip akşamına apar topar dönmesinde de bir gizem yokmuş. Abartılıyormuş, rastlantı eseri o güne denk gelmiş. Anlam yüklemek, altında hinlik aramak kötü niyetli ve rejim aleyhtarı propagandaymış.

Kaşıkçı, korkunç bir cinayete kurban gitmemiş…

Asıl Reuters, Washington Post ve diğerleri maksatlı yalanlara yani algı operasyonlarına kurban gitmiş.

Kaşıkçı’nın tuzağa çekildiği, hunharca öldürüldüğü, vahşice katledildiği filan planlı bir dezenformasyonmuş…

Asıl tuzağa Batı medyası düşmüş. Türk emniyet ve istihbarat yetkililerine dayandırılan tüm haberler, uydurmaymış.

Kaşıkçı’nın işlemleri için kasten İstanbul’a yönlendirildiği, Türkiye’nin seçilmesinin Ankara’ya da bir mesaj vermeyi amaçladığı asılsız bir komplo teorisiymiş.

Aksine, Ankara’nın bilinçli olarak aşağılandığı, tasarlanarak gözdağı verildiği havası yayılıp Türkiye’yle Suudi Arabistan karşı karşıya getirilmek isteniyormuş.

İki tarafa da düşmanlık besleyen ‘şer mihrakları’nın hileleriymiş bunlar.

‘Dış güçler’in bu hain saldırısına hizmet etmemek için, gözlerimize ve kulaklarımıza itibar etmememiz gerekiyormuş.

***

Gördüklerimizin yanıltıcı, duyduklarımızın aldatıcı olduğunu sabah akşam işte bu yaygaralarla pompalıyor Suud medyası.

Kral’ın sadık sesi Arabiya TV, Kaşıkçı’nın Arabistan’da yaşayan oğlu Salah’ı konuşturuyor, söylenmesi gerekenleri ona söyletiyor.

Kaşıkçı’yı bir daha çıkmadığı konsolosluk kapısında bekleyen ve ortadan kaybedildiğini ihbar eden nişanlısı Hatice Cengiz için, “O kadını tanımıyorum, nereden çıktı, kimdir bilmiyoruz” dedirtiyor.

Kaşıkçı’yı sağ olarak en son gören kişi nişanlısı. Ortadan kaldırıldığının, içeriden bir daha çıkmadığının canlı şahidi o. Ama tanıklığı, bizzat Kaşıkçı ailesinin ağzından sulandırılıyor, itibarsızlaştırılıyor.

Sorsanız, ne idüğü belirsiz bir ajan provokatör, ortalığı karıştırıyor, ailesiyle yakın irtibat içinde Kaşıkçı’nın akıbetini aydınlatmaya çalışan Suudi yetkilileri itibarsızlaştırmakla görevli. Soruşturmayı saptırmaya, gerçekleri çarpıtmaya ve rejimi kendi vatandaşını boğazlayan gaddar bir katil gibi göstermeye uğraşan karanlık güçlerin emrinde bir proje o…

***

Bir hafta öncesine kadar, yaşayan en popüler Suudi gazeteciydi Cemal Kaşıkçı. Serbest bir tartışma ortamında özgürce konuşmak istediği için kaçmak zorunda kalmıştı.

Ülkesinde tutuklanan gazeteci arkadaşlarının tek suçlarının bağımsız kafaları olduğunu, muhalif bile olmadıklarını söylüyordu.

Eleştirileri olmakla birlikte kendisini de muhalif diye görmüyor ve tanımlamıyordu. Ama canını kurtaramadı…

Suud’u güya liberalleştirecek açılımların Suudiyye TV ekranında artık bir reklam yüzü var. Başı yarı açık bir kadın spikere, haber sundurmaya başladılar. Fakat hak ve özgürlük istediği için tutuklanan kadınları serbest bırakmıyor bu reformlar. Tıpkı Kaşıkçı’ya can güvenliği sağlayamadığı gibi…

Görünürde özgürlükçü ama arka planda yasakçı, vitrinde değişimci ama perde gerisinde baskıcı bir rejim, şimdi bize görünüşe aldanmamamızı söylüyor.

Algı operasyondan şikayetin kendisi bir algı operasyonu denemesiyse, algı operatörünü kime şikayet edebilirsiniz ki?

(KARAR)

Etiketler:
Share
358 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...