logo

26 Aralık 2019

Kaşıkçı cinayetini örtme oyunu


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Suudi Arabistan başsavcılığı, 2 Ekim 2018 tarihinde gerçekleştirilen Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili davada beş kişi hakkında idam cezası verildiğini, üç kişiye de toplamda 24 yıl hapis cezası verildiğini açıkladı.

Başsavcılık sözcüsü Şa’lan Eş-Şa’lan 23 Aralık’ta düzenlediği basın toplantısında veliaht prens Muhammed bin Selman’ın eski başdanışmanı Suud El-Kahtani, Suudi Arabistan’ın eski İstanbul Başkonsolosu ve katillerin ev sahibi Muhammed El-Uteybi ve İstihbarat Genel Müdürü’nün eski yardımcısı Tümgeneral Ahmed Asiri’nin ise suçlu görülmediklerini dolayısıyla beraat etmelerine ve serbest bırakılmalarına karar verildiğini açıkladı.

Tabii olayla ilgili değişik açıklamalar yapıldı ve Suudi Arabistan’ın cinayetin birinci derecede sorumlulularını beraat ettirdiği dile getirildi.

Fakat ben burada şunu kesin bir dille ifade ediyor ve iddialı konuşuyorum ki bu davada Suud mahkemesi tarafından kimseye en ufak bir ceza verilmemiştir. Beş kişiye idam üç kişiye de toplamda 24 yıl hapis cezası verildiği iddiası tamamen yalan ve dünya kamuoyunu kandırma amaçlıdır. Eğer birisi bu iddianın doğruluğuna inanıyorsa kesinlikle Suudi Arabistan’ı tanımıyor demektir.

Her şeyden önce şuna dikkat çekmek istiyorum. Beş kişiye idam üç kişiye de hapis cezası verildiği söyleniyor ama bir tek isim açıklanmadı. Kimlere idam ve kimlere hapis cezası verildiği konusunda neden detaylı bilgi verilmiyor? Çünkü kimseye ceza verilmedi.

Sadece cinayetle doğrudan ilişkisi olan kişilere zikredilen cezalar verildiği söyleniyor. “Onların da kimler olduğu zaten biliniyor, dolayısıyla isim vermeye gerek yok; herkes kimin cezalandırıldığını tahmin edebilir” denebilir. Ama gerçekte hiç kimse hakkında infaz yapılmayacağı için isim açıklanmadı.

Yarın bir gün Suudi Arabistan, “Kaşıkçı cinayetiyle ilişkileri olan ve haklarında idam cezaları verilen beş kişi idam edildi” diye bir haber ve bu haberin videolarını yayınlarsa da kesinlikle inanmamanız gerektiğini şimdiden hatırlatmakta yarar görüyorum. Beş tane rejim karşıtını idam eder ve kendilerinin videodan tanınmalarına imkan verecek netlikte göstermez, sonra da ‘Kaşıkçı cinayeti suçluları idam edildi’ diye insanları yine kandırmaya kalkışabilir.

Öte yandan cinayetin birinci derecede sorumlusu ve planlayıcısı olduğu çok açık ve net olan veliaht prensin resmiyette ‘eski’ başdanışmanı Suud El-Kahtani, İstihbarat Genel Müdürü’nün eski yardımcısı Tümgeneral Ahmed El-Asiri ve cinayetin işlenmesi için şartları oluşturan eski İstanbul Başkonsolosu Muhammed El-Uteybi aklandı. Bunların cinayetle hiçbir ilgileri yokmuş. Pak ve suçsuzlarmış, onların cinayetle irtibatlandırılmaları aslında iftiraymış, dolayısıyla mahkeme onları beraat ettirdi ve serbest bırakılmalarına karar verdi.

Bu kişiler görevlerinden alınmışlardı. Suud El-Kahtani kaçak durumda gösteriliyordu. Gerçekte bu adamın eski müsteşar olduğunu sanmıyorum. Resmi olarak bu vasfı kaldırılmıştır ama benim tahminime göre bu adam hâlâ veliaht prensin müsteşarlığını yapmaktadır ve hâlâ onun akıl hocasıdır. Mahkeme bu sayılan kişilerin serbest bırakılmalarına karar verdi. Bunlar hapiste mi tutuluyorlardı ki serbet bırakılıyorlar? Bu da tamamen kandırmaca ve numara.

Şunu açık bir dille ifade etmeliyiz ki Suudi Arabistan bir hukuk devleti değildir. Yargıyı iktidardaki Suud saltanatının zulüm uygulamalarına meşruiyet kazandırmak için kullanıyor.

Öte yandan Cemal Kaşıkçı cinayetini rejim bizzat kendisi planlamış ve gerçekleştirmiştir. Bu cinayetin baş sorumlusu da şu an veliaht prens konumunda olsa da gerçekte tam anlamıyla kralın yetkilerine sahip olan Muhammed bin Selman’dır.

Suud rejiminin kendi kendini mahkum etmesini beklemek boşunadır. Kaşıkçı cinayetiyle ilgili gerçeklerin açığa çıkması ve suçluların mahkum edilmesi için Suud rejimini yargılayabilecek ve hukuk ilkelerine bağlı kalacak bir uluslararası heyet oluşturulması gerekir. Bu da şimdilik muhtemel görünmüyor.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
289 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...