logo

Kadın hepsine küfretmiş, “Ya Rabbi şükür” diyorlar!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Gülriz Sururi ölmüş..

Onların tanımlaması ile toprağa karışmış..

Ölüm haberi de, toprağa karıştıktan sonra duyurulmuş.

Niye?

Çünkü 90’a merdiven dayadığından habersiz Gülriz, daha birkaç sene önce, mayolu bir fotoğrafını gazetelere bastırtmıştı..

Bundan ne temin edecek ise?

Kendisine ne getirisi olacak ise?

Birileri “hâlâ çok güzelsin” deyince..

Hoşuna gitmiş olmalı..

Ama ölümü ile birlikte öğrenmiş olduk ki..

Aslında Gülriz Sururi, çevresindeki insanlara hiç güvenmiyormuş..

Onları riyakar, manfaatçi, samimiyetsiz buluyormuş..

Bunu açıkca da söylemiş..

Vefatının duyurulmamasını da..

Onun için istemiş..

Ne demiş, çevresindeki insanlara?

Ekleme çıkarma yapmadan, iktibas ediyorum:

“Cenaze töreni istemiyorum. Çünkü ben ‘cami avlusu kokteyl partisi’ istemiyorum. Bizim insanımızın tören kültürü yok. Ne yapıyorlar? ‘Ay saçın ne güzel olmuş.’ Yok efendim, ‘Üstündekini nereden aldın?’ Böyle şeyler olacağına tören yapılmasın.”

Gülriz Sururi’nin cenazesine ben katılmayacağıma göre..

Dindar insanlar katılmayacağına göre..

Kendisinin, aynı röportajda bahsettiği üzere..

Mirasını bıraktığı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Aziz Nesin köyü çevresindeki kişiler katılacağına göre..

Bu sözleri de, onlara yönelik olarak sarf etmiş olmalı..

Çağdaş Yaşamcılara yönelik olarak, “Bunlar da cenaze nedir, ölüye saygı nedir bilmezler” demek istemiş..

Cenaze töreninde bile, “Ay saçın ne güzel olmuş” muhabbeti yapacaklarını hatırlatmış.

Çünkü daha önceki cenaze törenlerinde, bu samimiyetsizliğe şahit olduğunu söylemiş..

Ama bakıyorsunuz..

Çağdaş Yaşamcılara..

Bakıyorsunuz, Gülriz Sururi etrafında ona sempati ile yaklaşanlara..

“Ay çok büyük tiyatrocu idi. Büyük bir kaybımız.. Daha kendisinden çok yararlanacaktık” söylemi ile kendilerini riyakar gören bayana saygı sunuyorlar..

Gerçek ortada..

Kadın resmen, kendisinin cenaze törenine gelecek olanları, riyakarlıkla samimiyetsizlikle itham etmiş..

Cenaze töreni düzenlenmiş olsa idi, en önde katılacak olanlar ise..

Yüzlerine tükürüldüğünün farkına varamamış olmalılar ki, “Ya Rabbi şükür” dercesine, hâlâ mevtaya saygıda kusur etmiyorlar..

ÇYDD açıklama yapıyor:

“Sururi, Cumhuriyetin öncü sanatçılarından birisidir”.

Ama o, sizin hakkınızda öyle düşünmemiş olmalı ki..

Cenaze törenine bile fırsat vermemiş..

Bir başkası konuşuyor:

“Acımız çok büyük.. Işıklar içinde uyusun.. Akşam, kendisi için dua edeceğim.”

Kadın dua istememiş..

En azından, bunların duasını istememiş..

Ama onlar yine..

Bir yandan dini kavramları çağdışı bulurken..

Bir yandan da..

Çaresiz kaldıklarında, “dua”ya sarılıyorlar..

Dua istismarı yapıyorlar..

Açıklama yapanlardan bir başkası..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.. O da şunları söylemiş:

“Adalet için birlikte yürüdüğümüz, ülkemizin gururu olan değerli tiyatro sanatçımız Gülriz Sururi’nin vefatından dolayı derin üzüntü duydum. Ülkemizin başı sağ olsun.”

Gerçi Gülriz Sururi, niçin cenaze töreni istemediğini açıklarken, erkeklerle ilgili olarak, şikayetçi olduğu muhabbetten bir örnek sunmamış ama..

Biz tahmin edebiliriz artık..

“Dindar kesimden nasıl oy devşiririz? Ankara’da ülkücü adayı gösterdik.. İstanbul’da babası ülkücü adayı bulduk.. Şimdi bu cenaze töreninde de, kimi nasıl kafalarız” diye düşünme potansiyeli olan Kemal bey, vasiyet gereği bu fırsatı kaçırmış oldu..

**

Aslına bakarsanız..

Hassasiyetlerimiz farklı ama..

Gülriz Sururi yanlış da dememiş..

Her ne kadar, dini bir vecibe de olan cenaze törenini iptal doğru olmasa da..

Cenaze törenine gelen insanların, mevtaya da saygısızlık, ibret alınması gereken “ölüm gerçeği”ne de saygısızlık içeren malayani hareketleri, benim de şikayetçi olduğum bir konu..

Cenaze töreninde olsun, insanlar biraz hüzünlenmeli..

“Sonumuz bu olacak” demeli..

“Bugün veya yarın.. Ama en sonunda, 2 metrelik kefen bezi ile bu dünyadan göç edeceğiz” muhasebesini yapmalı..

Hz. Peygamberin hadis-i şerifindeki; “Ölüm, en büyük nasihattir” ikazını, en azından cenaze töreni sırasında hayata geçirmeli..

Nasihati almalı..

Hayatına aktarmalı..

Bunu yapmayanlar da..

“Cenaze töreninde boyumu göstereyim” diyenler de..

Cenaze töreni sırasında iş ilişkisi kurmak isteyenler..

Birilerinin gözüne girmek isteyenler..

Bu riyakarlığı, en azından bir cenaze töreninde tekrarlamamak için, gerekirse, cenazeye katılmamalı..

Ama, cenaze törenini külliyen iptal de, hem dinimize, hem örfümüze aykırı olsa gerek..

Gülriz Sururi’nin de, din veya örf derdi olmamalı ki..

Bir çırpıda, cenaze törenini iptal vasiyetini yapıvermiş..

Kendisi ile sevenleri arasındaki bir iş der geçeriz..

Ama..

Bu ölüm vesilesi ile hatırlatmamız gerekir..

Dünya, mayo giyene de kalmıyor..

Giymeyene de kalmıyor..

Mayoyu, bir tabu gibi gören, 80 küsur yaşına rağmen mayo ile fotoğraf çektirene de kalmıyor..

Sırası gelen, gidiyor..

O halde..

Şu üç kuruşluk dünyada, arkamızdan güzel sözlerle anılmak için bir şeyler yapalım..

Dünyanın geçici zevklerinin peşinden koşmayalım..

Gençlere, eğlenmeyi, zevk ve sefayı değil..

“İçki”yi, “nerde akşam, orda sabah”ı değil..

İnsan gibi yaşamayı, insan olmayı öğütleyelim..

Kısacası, dünyaya tapmayalım..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » »
Share
528 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...