logo

15 Haziran 2019

İtham savaşı başladı


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

13 Haziran Perşembe günü Umman Körfezi’nde iki petrol tankerinde meydana gelen patlamanın saldırıdan kaynaklandığı konusunda güçlü bir kanaat oluşmuş durumda. Dünkü yazımızda da dikkat çektiğimiz üzere ABD saldırıdan dolayı İran’ı suçlamaya başladı. ABD aynı zamanda İran Devrim Muhafızları’nı Japonya’ya ait petrol tankerinden patlamamış mayınları temizlemeye çalışırken gösterdiğini ileri sürdüğü bir video da yayınladı. ABD bu videoyu olayın sabotajdan kaynaklandığına delil olarak gösterdiği gibi aynı zamanda buna dayanarak sabotajdan da İran’ı sorumlu tuttu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo saldırıdan İran’ın sorumlu olduğunu iddia etti. İngiltere de olaydan dolayı İran’a yönelik suçlamada bulundu. ABD 12 Mayıs tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin yine Umman Körfezi’ne bakan kıyısında yer alan Fuceyre limanına yakın bir noktada dört kargo gemisine yönelik saldırıdan da İran’ı sorumlu tutmuştu.

Ancak İran, kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiği gibi kendisinin Hürmüz Boğazı’nın güvenliğinden sorumlu olduğunu, bu bölgede deniz nakliyatının tehlikeye girmesinden ise ABD ve İsrail’in sorumlu olduğunu iddia etti.

İran parlamentosunun başkan yardımcısı Hüseyin Emir Abdüllahiyan, Körfez bölgesinde ve Umman Denizi’nde petrol nakliyatı güvenliğine yönelik tehditlerin artmasından ABD ve İsrail’in sorumlu olduğunu iddia etti. Abdüllahiyan bölgede deniz nakliyatı güvenliğiyle ilgili sorunun artmasında Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn’in aptalca politikalarının önemli bir payının olduğu iddiasında bulundu. Abdüllahiyan twitter vasıtasıyla yaptığı açıklamada bölgedeki çıkarlarını ve istikrarı korumak için İran’ın bütün gücüyle çalışacağını ve ABD’yi politikalarından vazgeçmeye zorlayacağını ifade etti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi de açıklamasında; “Biz boğazın (yani Hürmüz Boğazı’nın) güvenliğinden sorumluyuz. İki nakliye tankerinin mürettebatını mümkün olan en kısa zamanda kurtarmayı başardık. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun İran’a yönelik suçlamada bulunması üzüntü vericidir” dedi. Musevi, Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin İran’a ziyarette bulunduğu ve ülkenin en üst düzey yetkilileriyle görüşmeler yaptığı bir zamanda Japonya firmasına ait bir petrol tankerinin hedef alınmasının da alelade bir olay olmadığına dikkat çekti.

Yorumcular olaydan dolayı İran ile ABD arasında bu itham savaşının bölgede gerginliğin daha da artmasına neden olacağına dikkat çekiyorlar. Fakat saldırıların arkasında kim olursa olsun Umman Denizi’nde, Hürmüz Boğazı’na yakın bölgelerde bir ay arayla iki önemli saldırının gerçekleştirilmiş olması bu bölgede petrol nakliyatının gerçekten riskli hale geldiğini ortaya koyan gelişmelerdir.

Bir tarafta İran’ın bir yıl önce yaptığı, “bu bölgeden bizim petrolümüz çıkarılamazsa kimsenin petrolü çıkarılamaz” yönündeki tehditleri var ve ABD o tehditleri bugün İran’a yönelik ithamlarının dayanağı olarak kullanıyor. Bir yanda da İran’ı daha fazla köşeye sıkıştırmaya ve onu nükleer teknolojiyi kullanmaktan tamamen vazgeçmeye zorlayan, petrol fiyatlarının artışını da kendi hesabına değerlendiren ABD var. Umman Denizi’ndeki saldırıların arkasında kimin olduğunu kesin bir dille söylemeye yetecek deliller ise henüz mevcut değil. Bazılarına göre bu saldırılar İran’a karşı en azından güçlü bir psikolojik savaş ve medya savaşı yürütmek için gerekçeler oluşturmaya çalışan ABD’nin işi. Bazılarına göre de kendisine uygulanan ambargoyu zayıflatmaya çalışan ve “bizim petrolümüz çıkmazsa kimsenin petrolü çıkamaz” tehdidinde bulunan İran’ın işi. Ama şimdilik ortada bu işle ilgili hesabının olacağını düşünebileceğimiz üçüncü bir tarafı göremiyoruz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
347 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...