logo

12 Mart 2019

İstiklâl Marşı’nı değiştirmek!


D.Mehmet Doğan
m.dogan@gmail.com

İstiklâl Marşı’nın millî marşımız olarak kabulünün 98. Yılındayız. 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “ekseriyet-i azime” yani büyük oy çokluğu ile kabul edilen İstiklâl Marşı, o zaman da muhteva itibarıyla bazı milletvekillerinin içine sinen bir şiir değildi. Nitekim, bazı meb’uslar, bilhassa Tunalı Hilmi, muhalif tavrını Meclis görüşmelerinde açıkça ortaya koymuştu. Tunalı Hilmi, Mehmed Âkif’in şiirinin kabul edilmesinin önüne geçemeyeceğini anladığı için bir Encümeni Edebî (edebi komisyon) tarafından incelenerek bazı mısralarının değiştirilmesini istemişti. Genel kurul, bunu reddetti.

Tunalı Hilmi Meclis’in aşırı batıcı milletvekillerindendi. Tıbbiye’de son sınıf öğrencisi iken Avrupa’ya kaçmış, Jöntürk hareketine katılmıştı. İttihat ve Terakki’nin önde gelen isimlerindendi.

Onun İstiklâl Marşı’nın hangi mısralarının değiştirilmesini istediğini tam olarak bilmiyoruz; fakat tahmin edebiliyoruz. 1921’in zor şartlarında, zafer ihtimalinin zayıf görüldüğü o günlerde, Mehmed Âkif’in ümid ve iman aşılayan, dinî muhtevası baskın İstiklâl Marşı büyük çoğunlukca heyecanla karşılanmış ve muhtevasına katılmayanlar bile batı emperyalizminin ülkemiz ve milletimize karşı yürüttüğü kirli siyaset karşısında sesini çıkaramamıştı.

Bu fazla uzun sürmedi: 1925 yılında Maarif Vekaleti millî marş yarışması açtı! İşte o zaman İstiklâl Marşı’nın bazılarınca beğenilmeyen yönleri ortaya döküldü. Batı medeniyetinin “canavar” olarak nitelendirilmesi, ilk itiraz noktasıdır. Batlılaşmacı devrimler 1925’te hız kazanmıştı. Bu havada İstiklâl Marşı’nın Türkiye’yi yönetenlere ağır geldiği tahmin edilebilir. Diğer bir itiraz, şiirde “Türk” isminin geçmemesidir. Üçüncü esas nokta da lidere şükran ifadesine yer verilmemesi…

Mehmed Âkif, batıyla iki asırdır savaşarak var olma mücadelesi veren bir milletin marşını yazıyordu. Bunun millî marşta ifade edilmesi şarttı. Batı emperyalizminin müslümanları Avrupa topraklarından atmak, Osmanlı Devleti’ni parçalamak yönündeki vahşi saldırıları olmasa idi, her şey çok farklı olabilirdi. Size düşmanlığı sistemli hale getirene elbette bir sözünüz olmalıdır.

Diğer iki hususa gelince; Âkif’den bir isme şükran ifadesi beklemek abestir. Onun işi isimlerle, şahıslarla değildir. İstiklâl Marşı’nda Türk adı zikredilmeden millet tasavvuru oluşturulmakla kalınmamış, bütün İslâm dünyasını gözeten bir muhteva ortaya konulmuştur. Nasıl bayrağımız Türk bayrağı ve aynı zamanda İslâm bayrağı ise, İstiklâl Marşımız da Türk marşı olduğu kadar bütün Müslümanların marşı olabilecek muhtevadadır.

1925 Mehmed Âkif için de bir dönüm noktasıdır. Önceki yıllarda kışları Mısır’da yazları İstanbul’da geçiren Âkif 1925 Kasımında Mısıra gitmiş ve vefatına yakın günlere kadar dönmemiştir. Sebebi belki de millî marş yarışmasıdır.

Milli marş yarışması açılmıştır açılmasına da sonuçlandırılamamıştır. Bunun esas sebebi Âkif’in marşı ile yarışabilmek bir yana suyunun suyu olabilecek kıratta bir şiirin ortaya konulamaması olmalıdır. Âkif 1921’de şiirini meydan okurcasına yazmıştır. Yedi yüz küsur şiir içinde onunla aşık atacak bir manzume yoktur, muhalifleri zora sokan da budur. 1925’te de durum farklı olmamıştır. Bu 1937’de bir daha denenecek, sonuç pek fazla değişmeyecektir.

Kitap hattı:

İstiklâl Marşı’nı değiştirme çabaları ve Millî Şairde Dirilmek.

Maarif Vekaleti (Millî Eğitim Bakanlığı)’nin 1925’te açtığı millî marş yarışması uzun süre bilinen fakat sahih malumata ulaşılamayan bir efsane idi. Çünkü Maarif Vekaleti binası yanmış ve arşiv de böylece kül olmuştu. 2009’da bir okuyucunun internet üzerinden aldığı belgeler bu hadiseyi karanlıktan kurtardı. Konya Bölge Yazma Eserler Müdürlüğü belgelere sahip çıktı, onarımını yaptı. Bu marş değiştirme hikâyesini Yazma Eserler Müdürü Bekir Şahin ve Prof. Dr. Caner Arabacı, daha önce TYB’nin Mehmet Âkif Bilgi şölenlerinde bildiri olarak sunmuşlardı. Şimdi kitap olarak yayınlandı. İstiklâl Marşı Günü’nde tavsiye edilecek güzel bir kitap. (Çizgi kitabevi, 02125148293)

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » »
Share
820 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...