logo

10 Ocak 2019

İstikameti kaybetmek


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Sarıkamış’ın karlı yollarında değerli ağabeyimiz Ömer Lekesiz’le uzun uzun konuşma, dertleşme fırsatı bulduk. Uzun zamandır bir araya gelmememize rağmen, fikir hayatımıza, İslam dünyasına, Türkiye’ye dair dertlerimizin, eleştirilerimizin, arayışımızın ne kadar benzediğini şaşırarak müşahede ettik.

Başlık Ömer beye ait. Bu konuşmalarımızın, dertlerimizin özetini bir cümleyle ifade etti: “İstikametimizi kaybettik.”

İSTİKAMETİNİ KAYBETMİŞ BİR CAMİA YÖNÜNÜ ARIYOR

Önceki gün (08.01.2019) İsmail Kılıçarslan kardeşim, içinde bulunduğumuz durumu, “çöküş, çözülme, çürüme” başlığı ile özetlemiş köşesinde. Ufuk Uras’ın, tespitinden yola çıkarak yazdığı yazıda İsmail kardeşim, güncel politikanın çoğumuzu yuttuğunu ve piyasadaki tiplerle bir yol almamızın mümkün olmadığını yazmış.

Dün de, gelecekte önemli bir entelektüel olacağına inandığım genç yazarımız Taha Kılınç, İslam dünyasının derdini anlamak ve çözüm yolları bulmak için yaptığı gezileri, istişareleri kaleme almış. Benzer tespitler onda da var. Gündemin esiri olmamızdan ve derinlikli fikirler üretmememizden dertlenmiş Taha kardeşim.

Aslına bakarsanız, daha birçok derdi olan yazar arkadaşımız halimizden, gidişattan, çürümeden, yozlaşmadan, fikir kısırlığından şikayetçi.

Lekesiz (70’ler), Kılıçarslan (80’ler), Kılınç (2000’ler) aslında yaş olarak üç farklı kuşağı temsil eden yazarlar. Ancak hepsinin derdi ve arayışı birbirinin aynı.

İstikametini kaybetmiş bir camia yönünü arıyor. Umut verici bir arayış.

Bu, sadece yazarlar arasında olan bir şey değildir ayrıca. Birikimi ve derdi olan herkesin aşağı yukarı soruları, arayışları, eleştirileri, dertleri aynı.

Yönümüzü arıyoruz…

PROTEST, KUVVETLİ BİR FİKİR AKIMI BEKLENİYOR

İslami camianın istikametini kaybetmesinin nedenleri, öyle gazete köşelerinde tartışılmayacak kadar çok ve derin. Siyasetin etkisinden tutunuz dünyadaki gelişmelere, inanç sistematiğimizdeki sorunlardan tutunuz ahlaki erozyona kadar, onlarca neden sıralanabilir.

Çözüm yolları da öyle hemen bulunacak gibi durmuyor. Çok kuvvetli, çok cesur, çok radikal tartışmalar yapmamız gerekiyor.

Bunların tümünü de içe dönük yapmak zorundayız. Yani istikametimizi kaybetmemizin nedenlerini içimizde aramak, özeleştiri yapmak ve canımızı yakacak derecede kendimizi sarsmamız lazım.

Aradığımız şey bir fikir. Kaybettiğimiz istikametimizi bize bulduracak bir fikir peşindeyiz. Bu fikir, bugün İslam dünyasını perişan eden yozlaşma, çürüme, hurafe, taassup, şiddet ve cehaleti bir sel gibi süpürüp, ortadan kaldıracak kuvvette olmalı aynı zamanda.

İSTİKAMETİMİZİ BULACAK FİKİR TÜRKİYE’DEN ÇIKACAK

İslam dünyasını dolaşan herkes iyi bilir ki, yönünü arayan insanlar orada da var. Onlar da istikametlerini kaybettiklerini görüyorlar ve bir arayış içindeler. Yine herkesin ortak kanaati şudur ki, istikametimizi bize yeniden gösterecek fikir, Türkiye’de çıkabilir. Hem tarihi derinliği ve konumu, hem fikri ağırlığı, hem de potansiyeli en güçlü ülke Türkiye’dir.

Ortaya çıkacak fikrin, İslam dünyasının tarihi kırılmalarından birini yaşatacağına inanıyorum. Protest, radikal, dönüştürücü, tüm insanlığa hitap eden bir fikir olacaktır bu. Ya da olmalıdır.

Zira Batı medeniyetinin içine girdiği kriz, onların da bir çıkış yolu bulmasını zorunlu kılıyor. Bu çıkış yolunu ancak, elinde fikri hammadde olan ama bunu bir türlü kaliteli mamule dönüştüremeyen İslam dünyası ile orak bulabilir.

Siz bakmayın Haşdi Şabi ve IŞİD arasında sıkışmış halimize. Siz bakmayın çürümüş ve yozlaşmış iktidarların elinde kıvranan Müslüman milletlere. Önemli olan bir medeniyetin tarihi derinliğe, tecrübeye ve sağlam fikri hammaddeye sahip olmasıdır. Yapmamız gereken şey, bu fikri yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmaktır.

FİKİR ADAMLARINI BEKLEYEN SORUMLULUK

Anlayacağınız Lekesiz, Kılıçarslan, Kılınç gibi dertleri olan insanların, tüm İslam dünyasında benzerleri vardır ve hepimiz kaybettiğimiz istikametimizi aramaktayız. Bizim sorumluluğumuz, sadece Türkiye için değil, tüm İslam dünyası için bir çıkış yolu bulmaktır.

Bu yüzden günlük tartışmalardan, hamasetten, popülizmden, politik ortamlardan uzak durup, bu konulara kafa yoracak aydınlara, fikir adamlarına, ilim insanlarına çok ihtiyacımız var. Çok şükür ki bu potansiyele sahibiz.

Biraz zamana ve cesarete ihtiyacımız var sadece. Şahsen ben umutluyum.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
387 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...