logo

30 Ekim 2019

İslam ve rejim


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Cumhuriyet kavramı, ‘iyi yönetim’in nasıl olacağını düşünerek zenginleşir. Günümüzdeki diktatörlükler bir kenara, Batılı cumhuriyetler de bugünkü demokratik düzeylerine zaman içinde evrimleşerek geldiler.

Türkiye Cumhuriyeti de bu evrimi başarmak zorundadır.

Yakın ya da uzak tarihin bir dönemini idealize ederek tabulaştırmak, bu evrimleşmeyi engeller.

İslam tarihine de cumhuriyet tarihine de tabulaştırılmadan insani tecrübeler olarak bakmalıyız.

‘ATATÜRK CUMHURİYETİ’

“Atatürk cumhuriyeti” kavramı kültürel bir kavramdır; hukuki bir tanım değildir. Atatürk zamanındaki gibi kuvvetler birliğine, yetkilerin tek elde toplanmasına, muhalefetsiz tek partiye, tek fikirli basına dönüş hayal bile edilemez. Tarihi anlatırken de bu uygulamaları idealize etmeden, sadece evrimin artık aşılmış bir aşaması olarak görmek gerekir.

İşte, Fransa, Birinci Cihan Harbine kadar devam eden radikal ve kavgacı “Üçüncü Cumhuriyet”ten, büyük ızdırapların dersleriyle kuvvetler ayrılığına, fikir ve ifade özgürlüğüne dayanan başarılı “Beşinci Cumhuriyet”e ulaşmıştı.

Türkiye açısından Cumhuriyeti numaralandırmayı doğru bulmam fakat hukuk devleti yönünde evrimimizin çok geciktiği bellidir.

Bu yönde düşünürken referanslarımız modern anayasa hukuku olmalıdır.

‘HAKKIYLA MÜSLÜMAN’

Dün, beni eleştiren bir okur yorumu şöyleydi:

“Bırakın bu üzüm kurusu ile maymun kandırma işlerini. Müslümanların önce Müslüman olmaya ihtiyacı var. Hakkıyla Müslüman olabilseler, siyaset de yaparlar, cihat da yaparlar, özgür de olurlar, ekonomileri de yolunda gider. Bak yüz yıldır cihat yapmıyoruz ama gittikçe marabalılaştık. Siyaset yapmayan özgür olmaz, siyaset yapmayanın ekonomisi olmaz… Cihat yapamayanın yurdu olmaz… Bırakın üzüm kurusu ile maymun kandırma işlerini.”

Fakat “hakkıyla Müslüman olmak” iyi bir yönetim kurulmasını sağlayabilecekse, Hz. Ali Efendimizden ve Hz. Ayşe validemizden daha “hakkıyla Müslüman” olunabilir mi?

Elbette “hakkıyla Müslüman” olan sahabe, niye siyasi ihtilaf yüzünden Sıffin’de birbirini öldürdü?

Çünkü siyaset beşerî alandır, itikadî alan değil.

İslam bir rejim, bir hükümet şekli öngörseydi, vefat edeceğini bilen ve söyleyen Peygamber Efendimiz kendisinden sonra yöneticilerin nasıl seçileceğine dair bir şey söylemez miydi?

Peygamberimiz vefat ettiğinde, Hz. Ebu Bekir, “ne yapacağımızı keşke Peygamber’e sorsaydık” demişti.

HUKUK DEVLETİ

Müslüman zihnini fazlaca siyasete çeken bu mesele 1970’lerde Pakistan’da da tartışılmıştı. ‘Siyasal İslam’ın öncü düşünürlerinden Mevdudi “İslam devleti”ni vurguluyordu. Buna karşılık Fazlur Rahman, İslam’ın ancak ilmi araştırmalarla, fıkıhtaki şekiller altında kalmış olan ahlakın ihyasıyla yükselebileceğini savunuyor, şöyle diyordu:

“İslam devleti dediğinizde haşa Allah gelip Müslümanları yönetmeyecek, yine kusurlu insanlar yönetecek!”

Tıpkı Hz. Osman’ın hilafetinin ikinci yarısında başlayan sorunlarda ve siyasi kavgalarda görüldüğü gibi…

Dahası, İslam’ı siyasallaştırmak dün olduğu gibi bugün de Müslüman enerjisini israf ediyor, kutuplaşmaları körüklüyor. Çağımızda yönetim ahlakının kurumlaşmış örnekleri olan “Sayıştay’ın yetkileri, denetim ve denge, şeffaflık, yolsuzlukla mücadele, dikey ve yatay denetim” gibi konular hangi İslamcı hareketin gündeminde var?

Cumhuriyet tarihini hiç bu kavramlar açısından inceledik mi?

CUMHURİYET’İN EVRİMİ

Bu konuda Prof. Ömer Dinçer’in “Kamu Yönetimi Âdâbı, Geleneğin İzinde Modern Siyasetname” adlı kitabını tavsiye ederim. Siyaset ve idare tecrübesi de olan Prof. Dinçer’den sadece bir örnek aktaracağım:

“Geleneksel dönemlerde insan birey olarak değil, bir aileye, bir aşirete, bir ülkeye veya dine mensup olarak vardır. Sahip olduğu değer bu aidiyeti içinde değer kazanır.

Geleneksel devlet yapısı içinde insan ‘eşref-i mahlukat’ olarak tanımlansa da birey olarak haklara sahip değildir…

Modern devlette ise her bir birey kanun karşısında eşittir…”

Tarihteki hiçbir hukuk sisteminde ve fıkıhta bu yoktur.

Çağımızda bütün hürriyetler gibi din ve vicdan hürriyeti de siyasetin demokratik görevidir.

Bu gelişme sebebiyledir ki, modern anayasal devletin özü “birey hak ve hürriyetleri”dir.

Bunu başaran toplumlar güçlü ve refahlıdır.

Müslümanlar için de başka çıkış yolu yoktur; olmadığı dört asırdır görülüyor zaten.

Türkiye Cumhuriyeti de modern hukuk devleti ve demokrasi yönündeki evrimiyle payidar olacaktır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
349 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...