logo

21 Eylül 2018

İdlib’de durum


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

İdlib’de kan dökülmesinin önüne geçilmesi için bir anlaşmanın imzalanmış olması önemli bir gelişmedir. Ancak bundan önemli olan bu anlaşmanın uygulama aşamasında nasıl bir politika izleneceğidir.

Rusya Cumhurbaşkanı Viladimir Putin’in İdlib’le ilgili mutabakatı kabul etmesi Suriye halkına veya İdlib’e toplanmış olan mültecilere lütfundan değildir. Zorlayıcı birtakım sebeplerden dolayı bu mutabakatı kabul etme ihtiyacı duymuştur. Fakat sebep ne olursa olsun kan dökülmesinin önlenmesi için bir mutabakat imzalanması olumlu bir gelişmedir.

İdlib şu anda üç buçuk milyondan fazla nüfûs barındırıyor ve bunun üç milyondan fazlasını Suriye’nin diğer bölgelerinden buraya göç etmiş olan mülteciler oluşturuyor. O yüzden Baas rejiminin ve ona destek veren işgal güçlerinin anlaşmayı bozarak, saldırıları yeniden başlatmalarının engellenmesi için bütün uluslararası organların aktif bir şekilde devreye girmesi gerekir. Aynı zamanda çatışmaların engellenmesi ve sükûnetin sağlanması orada ihtiyaçlı durumdaki mülteci kitlelere insanî yardımın ulaştırılması için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Asıl önemli olan da Suriye meselesine siyasi bir çözüm bulunması aşamasıdır. Şimdiye kadar siyasi çözüm bulunması için yapılan görüşmelerden sonuç çıkmamasının sebebi Baas diktasının ve onun arkasında duran işgalci güçlerin uzlaşmacı değil dayatmacı tavır takınmaları oldu. Rejim tarafı sürekli, diktatör Esed’in saltanatının korunması için muhalif tarafı önüne konan formülü kabul etmeye zorladı. Bu aşamada rejim tarafı bileğinin daha da güçlendiğini düşüneceği için dayatmacı tutumunda daha ısrarcı olacaktır.

Fakat rejim tarafının bu katı tutumu karşısında halkın hakları ve özgürlükleri için mücadele eden muhalefet tarafının da bütün avantajlarını kaybettiğinin düşünülmemesi ve onun masa başında yalnız bırakılmaması gerekir.

Soçi’de kabul edilen mutabakatla Rusya’nın ve onun himaye ettiği Baas rejiminin askerî tehdit aracını tamamen elinden çıkardığı düşünülmeyecektir. O yüzden siyasi görüşmeler aşamasında dikte etmeye çalışacağı şartları kabul ettirebilmek için Soçi mutabakatını gözardı ederek askerî tehdit aracına yeniden başvurması muhtemeldir. Dolayısıyla bu mutabakatın sadece muhalif güçlerin kontrol altına alınması amacıyla değil aynı zamanda rejim güçlerinin ve onun arkasında duran işgal güçlerinin tehditlerinin önüne geçecek bir ittifak olarak değerlendirilmesi ve masa başı görüşmelerinin rejim tarafının baskın olduğu ortamda değil eşit şartlarda yürütülmesi için zeminin oluşturulması gerekir.

Bunun sağlanabilmesi için de Suriye’deki direniş güçlerinin birlikte hareket etmeleri, birbirlerine destek vermeleri ve Baas rejimiyle onun arkasında duran işgal güçlerinin, içlerinden bazılarını “terör” kategorisine sokmak, bazılarını da şeklen “muhalif güçler” olarak nitelemek suretiyle “sarı öküz” oyunu oynamasına fırsat vermemeleri gerekir. Çünkü bu oyunun amacı muhalif güçleri zayıflatmak için kademe kademe ayıklamaktır. Bu oyunu oynamakta başarılı olması durumunda “terör” kategorisine soktuğu direniş gruplarının sayısını her aşamada artıracak ve muhalefet tarafının bileğini iyice zayıf düşürmeye çalışacaktır. O açıdan mevcut şartlarda İdlib’deki direniş gruplarını dar bir alana sıkıştırmak amacıyla “terörist” nitelemesinin bir tuzak olarak kullanılmasına fırsat verilmemesi ve direnişi arkadan vuran, ihanetçi IŞİD gibi silahlı gruplarla ilişkisi olmayan, sadece Suriye halkının meşru hakları için mücadele eden bütün direniş gruplarının dayanışma ve ittifak içinde hareket etmeleri gerekir.

(Yeni Akit)

Share
429 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...