logo

11 Temmuz 2019

Husilerin Sisi özentisi


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

İran destekli Husi örgütünün Kuzey Yemen’deki Sana’da kurduğu örgütsel yönetime bağlı bir sözde mahkeme, Müslüman Kardeşler cemaatinin Yemen kanadının siyasi hareketi niteliğindeki Yemen Toplumsal Islah Partisi’nin ileri gelenlerinden ve mensuplarından otuz kişi hakkında idam kararı verdi. Bu kişilerin örgütün militanları tarafından kaçırılmış esirlerden oldukları ifade edildi. Uluslararası Af Örgütü ise bu kişiler hakkında verilen idam kararlarının iptal edilmesini ve örgüt militanlarının elinde esir olan bu insanların özgürlüklerine kavuşturulmalarını istedi.

Verilen haberlere göre Husi militanlarının örgütsel yönetimlerine bağlı olarak oluşturulan sözde mahkemenin idama mahkum ettikleri arasında Islah Partisi’ni destekleyen üniversite öğrencilerinin, öğretmenlerin ve akademisyenlerin bulunduğu ifade edildi. Husi örgütünün sözde mahkemesi bu kişileri bombalama eylemleri, cinayetler ve hava saldırıları için koordinatları verme işlerini yapmak amacıyla hücreler oluşturmakla suçluyor. Aynı zamanda Husi militanlarının ifadesiyle “Yemen’in düşmanlarına yardımcı olmakla” suçlanıyorlar. Bununla söz konusu kişilerin Suudi Arabistan ve BAE liderliğindeki koalisyona yardım ettiği suçlamasında bulunuyorlar. Mahkum edilenler ise kendilerine yöneltilen suçlamaların tümünü reddediyorlar.

Verilen haberlere göre Husi militanlarının sözde mahkemesi aynı davada yargılanan altı kişiyi de beraat ettirdi. Tabii bu da güya yargılama yapıldığı, suçlamaların mahkeme nezdinde ele alındığı ve hükümlerin yargılama usûlüne göre verildiği iddiasında bulunabilmek için başvurulan bir taktikten başka bir şey değil. Altı kişiyi beraat ettirmeleri diğer otuz kişi hakkında verdikleri hükmün bir dayanağa göre verildiğini göstermeyeceği gibi zaten hukuk mantığına göre yapılan bir yargılamadan söz etmek de mümkün değil. “Mahkeme” süsü verilen kurum da gerilla örgütünün savaş mekanizmalarından biri ve yapılan yargılama da gerçekte savaşın bir boyutunu oluşturuyor.

Cenevre’de faaliyet yürüten Sam Haklar ve Özgürlükler Teşkilatı Başkanı Tevfik El-Hamidi, Husi örgütüne bağlı sözde mahkemenin tümü Islah Partisi’ne mensup toplam 30 kişiyi idama mahkum ettiğini ve idama mahkum edilenler arasında Sana Üniversitesi Filoloji profesörü Yusuf El-Bevvab ve Islah Partisi’nin üst düzey yöneticilerinden Nasr Es-Selami gibi önemli isimlerin de yer aldığını dile getirdi.

El-Hamidi verilen cezaların hukuki bir temelden tamamen yoksun olduğunu çünkü her şeyden önce hukuki bir temeli ve meşruiyeti olmayan sözde mahkeme tarafından verilmiş olduğunu dile getirdi.

El-Hamidi, Husi örgütünün mahkemesi tarafından idama mahkum edilen kişilerin 2015 yılında kaçırıldıklarını, bir buçuk yıl onların hiç ortaya çıkarılmadıklarını, bu süre içinde kendilerine işkence edildiğini, daha sonra yargılama aşamasında da kendilerini gereği gibi savunma imkanından tamamen yoksun bırakıldıklarını vurguladı.

Dediğimiz gibi Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Husi örgütüne çağrı yaparak idam kararlarını iptal etmesini ve idama mahkum edilmiş kişilerin de derhal özgürlüklerinin verilerek serbest bırakılmalarını istedi. UAÖ söz konusu idam kararlarının tamamen zalimce olduğunu ve hukuki temelden yoksun olduğunu belirtti.

Görüldüğü kadarıyla Yemen’in kuzeyinde, Sana’da, İran’ın desteğiyle ve yardımlarıyla bir gerilla saltanatı oluşturan Husi örgütü, kendisinin Suud rejimiyle yürüttüğü savaşı, Yemen halkının meşru haklarını ve değerlerini savunmak için faaliyet yürüten insanları mahkum etmek için kullanırken Mısır’ın çağdaş Firavun’u Abdülfettah Sisi’ye çok fazla özeniyor.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
189 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...