Son Dakika
İngiltere’nin sömürgesi durumundaki Cebelitarık yönetimi 4 Temmuz 2019 tarihinde İran’ın bir petrol tankerine Cebelitarık Boğazı’nı geçmesinden sonra el koydu. Tabii bunu Cebelitarık yönetiminin kendi kararıyla yapması imkânı yoktu ve İngiltere’nin talimatlarıyla gerçekleştirdiği çok açıktı.
İran’ın petrol tankerine el konulmasına, Avrupa Birliği tarafından ambargo uygulanan Suriye’ye petrol götürdüğü iddiasını gerekçe gösterdi. Ancak bizim kanaatimize göre asıl amaç İran’ın petrolünü çıkaramaması için uygulanan ambargonun daha etkili olmasını sağlamaktı. Çünkü İran’ın Akdeniz’e kıyısı olan ülkelere petrol taşıma imkânı bulması durumunda oradan dolaylı yollarla petrolünü ihraç etmesi imkanı bulması ihtimali vardı.
İran, tankerinin Suriye’ye petrol götürmediği iddiasında bulundu. Ancak görüldüğü kadarıyla bu tankerin Suriye’den başka bir ülkeye petrol götürdüğü konusunda tatmin edici bir şey ortaya koyma imkanı da yoktu. O durumda İran’ın ve petrolü alacak olan ülkenin açıklama yapması gerekiyordu. ABD’nin ambargosundan dolayı kimsenin İran’dan petrol satın alma sorumluluğunu üstlenmek ve Trump’la hesaplarının bozulmasına neden olmak istemeyeceği tahmin ediliyordu.
İngiltere’nin talimatlarıyla bu şekilde İran petrol tankerine el konulması üzerine İran’da da değişik çevrelerden Hürmüz Boğazı’ndan geçen İngiliz gemilerine el konulması çağrıları yapılmaya başlanmıştı. İran önce yapılan harekete aynıyla karşılık vermek istemedi ve İngiltere’nin tavrını değiştirmesini, tankerini serbest bırakmasını bekledi. Fakat Cebelitarık Yüksek Mahkemesi’nin İran tankerinin alıkonma süresini 15 Ağustos’a kadar uzatma kararı vermesi üzerine İran da misliyle muamele yoluna giderek 19 Temmuz Cuma günü Hürmüz Boğazı civarında Stena Impero adlı İngiliz petrol tankerine el koydu.
İran, İngiliz gemisine el koyma işleminin kendisinin bir gemisine Cebelitarık Boğazı civarında el konulmasına bir cevap niteliğinde olmadığını, İngiliz gemisinin deniz taşımacılığıyla ilgili uluslararası kurallara uymaması sebebiyle olduğunu iddia etti. Buna gerekçe olarak da geminin konum belirleme sistemini (GPS) kapatarak İranlılara ait bir balıkçı teknesine çarptığına dair iddiasını kullandı. Fakat işin gerçeğinde bunun İran’ın gemisinin serbest bırakılmamasına karşı misliyle mukabele olduğu ortadadır.
Bu olaydan sonra Hürmüz Boğazı civarında deniz taşımacılığı güvenliği sorunu gündeme geldi ve İran’ın başka gemilere de el koyması ihtimalinin bulunup bulunmadığı sorulur oldu. Çünkü İran Devrim Muhafızları’nın ikinci bir İngiliz petrol tankerini de durdurdukları, üzerine çıktıkları ancak daha sonra bunu serbest bıraktıkları haberlerde dile getirildi. Tabii bu arada Hürmüz Boğazı çevresinde deniz nakliyatıyla ilgili güvenlik sorununun ve yaşanan gerginliğin bir savaşın habercisi olup olmadığı da sorulmaya başlandı.
İngiltere, gemisine el konulmasına tepki göstermekle ve bu olayı son derece endişe verici bulduğunu ifade etmekle birlikte olayı bir savaşa götürme gibi bir niyetlerinin olmadığını dile getirdi.
Bizim gördüğümüz kadarıyla bu olay Hürmüz Boğazı’ndan geçişlerin artık iyice riskli hale gelmesi anlamına gelmez. İran’ın hareketi İngiltere sömürgesi olan ülkenin Cebelitarık Boğazı çevresinde kendisinin bir gemisine el koymasına cevap niteliği taşımaktadır. Ancak İngiltere’nin ortaya çıkan sorundan dolayı bu gemiyi serbest bırakmak zorunda kalması, İran petrolünün Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerden herhangi birine nakledilmesini engelleme ve ambargonun daha etkili olmasını sağlama konusundaki amacının gerçekleşmemesi sonucunu doğuracaktır. Çünkü ileride aynı şeyi tekrar etmekten kaçınacak ve İran da petrol tankerlerini göndermeye devam edebilecektir. Savaş ise hiçbir tarafın tercihi değildir.
(YENİİ AKİT)
Etiketler: Ahmet VarolYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
02 Mart 2020 YAZARLAR
02 Mart 2020 YAZARLAR
04 Ocak 2020 YAZARLAR
03 Ocak 2020 YAZARLAR