logo

22 Ağustos 2019

Hiçbir şey yapmayacaksak bari yapılmış olana dokunmayalım


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Pazartesi günü “Ne yapılacaksa, bir an önce” başlıklı bir yazı yazmıştım. Vakit geçirmeden temel meselelere el atılması ve fırsat maliyetinin büyümemesini öneren bir yazıydı. Hukuk, ekonomi, teknoloji gibi bazı sektörlere odaklanılması gerekiyor ve bunun için de zaman tükeniyor. Bunu söyledim…

Yazının sabahında İçişleri Bakanlığı emriyle Diyarbakır, Mardin ve Van’ın HDP’li büyükşehir belediye başkanları görevden alındı. Okuyucularım da haklı olarak “Ne yapılacaksa bir an önce demiştin. İşte bir an önce yaptılar” diyerek yorum yazmakta gecikmediler. Birisi “Ne yapılacaksa bir an önce yapılsın dediniz daha yazınızın mürekkebi kurumadan mesaj alındı ve üç belediyeye kayyum atandı!!!!!” diyor. Bir başkası da “Sayın yazar hâlâ iktidardan hukuk adalet beklentisini” bir an önce“ olarak ifade etmesini artık saflık olarak görüyorum. KHK’lı diye mazbata verilmemesi hilesi ortadayken ve kayyum atandığı bir günde…” demiş.

***

Türkiye’ye en çok lazım olan şey biraz daha demokrasiyken, ülkenin demokrasinin ilk dersi “seçim”den sınıfta kalması karşısında ne diyebilirim? Okurlar haklıdır. Mürekkebi kurumamış bir seçimi yok sayıp, belediye başkanlarını görevden almak doğru bir karar olmadığı gibi, seçim sistemi başta olmak üzere, hukuk, demokrasi ve en önemlisi de bir arada yaşama prensibine ağır bir darbe indirmek anlamı taşıyor. Kürt siyasetinin temsilini önlemeye yönelik tek parti iktidarlarından bugüne her yolun denenmiş olduğu ve netice almak şöyle dursun, aksine gelişmelere yol açtığı aşikar bir politikanın bugün denenmeye değer bulunması tecrübe eksikliğidir. Devletin, Kürt meselesiyle yüzleşme ve terörle mücadele birikiminin gözardı edilmesidir.

“Terör ayrı Kürt halkı ayrı” diyoruz. Devlet de hükümet de bunu diyor. Buna rağmen, Kürt halkının bir önceki dönemdeki kayyum atamalarına rağmen yeniden ve yüksek oylarla seçtiği temsilcilerini görevden almak bu prensiple açıkça çelişmektedir. İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığı’nın takip imkanlarının neredeyse sınırsız olduğu ortamda görevden alınan başkanların PKK ile ilişkilerini belgeleyip süreci en azından kanunileştirmek imkanı varken bu yolun ıskalanması da bir başka yanlıştır. Bir terör örgütü olan PKK’ya kaynak aktarılması asla gözardı edilemeyecek bir ihtimaldir ve kimsenin kabul edemeyeceği bir uygulamadır. Kanunen ispatlanması halinde de karara itiraz edilemezdi. Ne var ki ortadaki tablo, bir varsayımı esas alıyor ve bu prensibi desteklemiyor.

***

Türkiye’nin birçok önceliği arasında terörle mücadele ilk sırada geliyor ve gelmelidir. Ancak, seçilmiş belediye başkanlarını görevden almak tecrübeyle sabittir ki bu mücadeleye hizmet etmiyor. “PKK’nın eline koz veriliyor” demeyeceğim çünkü devletin işi bir terör örgütünün kozlarına göre davranmak değildir. Ancak, kayyum kararları sıradan vatandaşın, sokaktaki Kürdün aidiyet duygusunu ve demokrasiye olan inancını zedeliyor. Bu kararlar hoşnut edici olsaydı; vatandaşın kanaati, 31 Mart’a kadar kayyum eliyle yönetilen Diyarbakır, Mardin, ve Van’da seçim sonuçlarına yansımış olurdu. Böyle olmadı. Olmadığına göre, sandıkla didişmek yerine PKK ile siyasi planda mücadele etmek için, ortak değerleri zedelemeyecek başka yöntemler bulmak zorundayız.

Seçim sisteminin, ülke için ne kadar değerli bir sığınak olduğu ortadayken bu sistemi yaralayacak adımlardan uzak durulması gerektiği de bir başka gerçektir. Buradan hareketle yine safiyane, “Ne yapılacaksa bir an önce” diyorum ama olumlu istikamette birşey yapılmayacaksa bari yapılmış olana dokunulmasın kaydıyla…

(KARAR)

Etiketler:
Share
245 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...