logo

23 Haziran 2019

Hangi başkan hangi dil hangi siyaset?


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Yarın yapılacak seçim önemlidir ve ilgili ilgisiz bütün aktörlerin seferber olarak sandığa ağırlık koyması önemi daha da artırdı. Son olarak Abdullah Öcalan’ın biraz garip yolla da olsa ulaştırdığı mektup bunun göstergesidir. Bir seçimin; özellikle İstanbul’un başkanını belirleyecek bir yerel seçimin ilgilileri arasına Öcalan’ın dahil olması gariptir ama anlaşılan mektuba şaşılanlar bile yarın yapılacak seçimin taşıdığı kıymeti anlayabilmiş değildir. Öyle olmasa, iktidar için izahı sıkıntı olacak ve çok eleştirilecek işleme izin verilmezdi herhalde.

Bu mektup için lehte aleyhte söylenenleri tartışmaya şu dakikada gerek yok. Cumhur ittifakının “Bunda ne var, adamlar rekabet halinde” kabilinden normalleştirme çabası ya da millet ittifakının “Hani bize terörist diyordunuz, ne oldu” yollu dokundurmaları sayfalarca yazmaya değer ama en nihayet yarın sabah sandık başında karar verecek olan 10 milyonu aşkın İstanbullu’nun da olup bitene herkes kadar aklı erer… Mesajın doğrudan muhatabı olan Kürtlerin de aklı erer, Türklerin de… Son derece politize olmuş, kılı kırk yarmakta mahir bir seçmen kitlesi var ve uzun cümleler böyle durumlarda işe de yaramaz.

Ancak şunu söyleyelim… İmralı mektubu, Ekrem İmamoğlu’na gitmesi muhtemel oyları azaltır mı ya da Binali Yıldırım’da karar kılmış milliyetçi seçmenin aklını karıştırır mı bilinmese bile bu işlem Kürt seçmenin siyasal sistem üzerindeki önemini apaçık artırdı. Dolayısıyla, sadece İstanbul seçimi için değil sonrasında da HDP’ye önem atfedilmesini sağladı. Üstelik, HDP pek Öcalan’la aynı fikirde görünmüyor olmasına rağmen…

Mektubun ya da mesajın İstanbul seçimine etkisini çok beklemeden, yarın akşam saatlerinde göreceğiz. Ama görüp anlayacaklarımız bunun ötesindedir.

***

İyi bir kampanya dönemi yaşamadık. Yani, projelerin konuşulduğu, hizmet rekabetinin tartışıldığı ve adayların neyi nasıl yapacaklarının sorgulandığı sahneler izleyemedik. Aksine, sadece bunların konuşulmadığı ve ağır siyasi çatışmanın ortalığa döküldüğü, yaftalamaları, suçlamaları ve hatta dedektifliği bol bir kampanya oldu. İki taraf da propaganda yöntemlerinden çokça dolayı eleştirildi ama ikisi de bildiğinden geri adım atmadı. Hatta ileri gitti…

Kampanyalar ne kadar eleştirilirse eleştirilsin iki adayın, iki partinin ve iki ittifakın eteklerinde taşın tamamını ortaya döktükleri de bir gerçektir. Güçlü veya zayıf, az ya da çok söyleyecekleri herşeyi söyleme imkanı buldular. Ellerinde 31 Mart’ın başabaş sayılacak sıcak seçim tablosu olduğuna göre sergiledikleri tarzın işe yarayacağına ve sonuç alacağına inandılar demek ki… Hangi tarzın sandıktan zaferle çıkacağı ülkenin geleceği açısından son derece önemlidir. Seçim, siyasal sistemin geleceği açısından da önemli sinyaller vermeyle namzettir. Hangi dil tercih ediliyor, hangi usul onaylanıyor ya da toplum hangi kaygıları önemsiyor?

Yarın kurulacak sandık sadece İstanbul’u kimin yöneteceğini değil, hangi siyaset tarzının ve dilin tasvip gördüğüne de belirleyecek.

Umarız, demokratik atmosferi zenginleştirecek ve geride hukuki, siyasi gerilim bırakmayacak bir seçim olur. Netice şimdiden hayırlı olsun.

(KARAR)

Etiketler:
Share
365 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...