logo

01 Haziran 2019

Hafter’le birlikte savaşanlar


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Libya’daki Hafter fitnesi devrilmiş bir Baas rejiminin ayağa kalkmaya ve bütün ülkede hakimiyeti yeniden ele geçirmeye çalışan şeklidir. Küresel ve bölgesel emperyalist güçler muhtelif Arap ülkelerinde beklemedikleri sonuçlarla karşılaşınca Suriye’deki Baas diktasının devrilmemesi için erken müdahale ettiler. Mısır’da Sisi darbesi vasıtasıyla, kaybettiklerini geri almayı başardılar. Yemen’de bir tarafında İran’ın diğer tarafında Suudi Arabistan’ın yer aldığı ve halkın hiçbir şekilde taraf olmadığı ancak arada ezildiği savaş bu ülkenin belini doğrultmasına fırsat vermedi. Tunus’ta da bir fitne savaşı çıkarmak istediler ama başarılı olamadılar. Onun yerine İslami harekete iftiralarla ve karalama kampanyasıyla saldırarak siyasi bir savaşı desteklemeyi tercih ettiler. Libya’da kaybettiklerini geri almak için de Halife Hafter fitnesine destek vermeye devam ediyorlar.

O yüzden Libya’da fitne savaşını sürdüren sadece Hafter örgütü değildir. Fransa, Rusya, İsrail, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır da orada yerine göre silahlarıyla, yerine göre paralarıyla, yerine göre uluslararası mekanizmada diplomatik destek vererek, bazen de savaş uçağı hatta asker göndererek bilfiil savaşmaktadır.

Halife Hafter, Libya’da Sisi modeli bir cunta yönetimini hakim kılmak amacıyla ortaya çıkarılmış ve Arap dünyasındaki dikta rejimleri başta olmak üzere muhtelif bölgesel ve küresel emperyalist güçler tarafından desteklenen bir fitne örgütünün lideridir.

Libya’da Kaddafi rejimine karşı zafer kazanan kesimler daha sonra kendi içlerinde bir güç birliği oluşturamadıklarından Hafter geniş bir alanda hakimiyet kurmayı başardı. Onun askerlerinin çoğunluğunu da eski rejimin yani Kaddafi döneminin kalıntısı askerler ve Afrika ülkelerinden toplanan paralı militanlar oluşturuyor. Hafter’in bu savaşta Kaddafi döneminin elebaşlarıyla ve bu arada Kaddafi’nin oğullarıyla işbirliği yaptığı biliniyor.

Hafter’in gerilla gücü içinde savaşanların maaşlarının ve ihtiyaçlarının karşılanması için kendisine Suudi Arabistan, BAE ve Mısır tarafından yardım ediliyor. En büyük yardım Suudi Arabistan’dan gelmektedir. Mısır’ın yardımı ise daha çok silah ve teçhizat temini şeklindedir. Hafter’in en önemli avantajı da arkasında büyük çapta bir maddi destek olması ve paranın cazibesiyle Afrika ülkelerinden basite alınamayacak sayıda militan, silah tüccarlarından da büyük miktarlarda silah temin edebilmesidir. Normalde militanlarının çoğu paranın hatırına savaştıklarından fedakârca mücadele etmezler. Kendilerini güvende hissettikleri zaman ise hiçbir ölçü tanımadan saldırmaktan çekinmezler.

Trablus’taki saldırılarına karşı Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı askeri birlikler kararlı bir mücadele verdiler. Libya müftüsü de onun saldırılarına karşı mücadele edilmesi çağrısında bulunarak Hafter’in Trablus’a girmesi durumunda daha önce Bingazi’de sergilediği vahşetin bir benzerini burada da sergileyeceğini hatırlattı. Hafter’in adamları Bingazi’yi ele geçirdiklerinde gençleri yere yatırıp kafalarına kurşun sıkarak onları katletmişlerdi.

Hafter’in en önemli avantajlarından biri de havagücüdür. Destekçi ülkeler ona savaş uçağı verdikleri gibi aynı zamanda pilotlarıyla ve uçaklarıyla onun hesabına saldırı düzenliyorlar.

Hafter, bunca desteğe rağmen iki ay önce başlattığı Trablus’u ele geçirme operasyonunda henüz bir ilerleme kaydedemedi. Başlangıçta ele geçirdiği bazı stratejik noktaları daha sonra kaybetti. Bunun en önemli sebebi dediğimiz gibi militanlarının çoğunun paranın hatırına savaşmalarıdır. Ama ne yazık ki katiller cephesinde yer alanların hava saldırıları sivillere önemli zayiat verdirilmesine neden oldu.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
302 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...