logo

27 Kasım 2018

Geç kalmışlık sendromu


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Türkiye ve İslam dünyasının meselelerine gündelik gerilimlerle değil de, kalıcı perspektiflerle bakanlar, ana problemi görmekte gecikmiyorlar.

Dün iki mülakat okudum, ikisinde de böyle temel bir perspektif çabası vardı.

Birisi Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın Hürriyet’ten İpek Özbey’e verdiği mülakat, diğeri AYBÜ öğr. ü. Dr. Merve Seren’in Star’dan Fadime Özkan’a…

Kalın’ın mülakatı, “Barbar Modern Medeni” isimli yeni çıkan kitabı bağlamında gerçekleşmiş. Dr. Seren’in mülakatı ise, Türkiye’nin stratejik ilişkilerini irdeliyor.

Mustafa Karaalioğlu’nun dünkü yazısında benim “100 yılın muhasebesi ve eğitim” başlıklı yazıma atıfla, şu cümleler paylaşılmıştı:

“Gecikmiş işler var. 

Dünya ile aramızda açılmış mesafeler var.   

Gecikmiş işleri yapmak, açılmış mesafeleri kapatmak ve bu arada insan zayiatına izin vermemek.

Ben derim, bu işte biraz “Can havliyle” gayret etmek gerekiyor.” 

İşte bu “Geç kalmışlık” problemini gördüm iki mülakatta ve farkedilmişliğin yaygınlaşmasından mutlu oldum.

***

Dr. Merve Seren, bunu şöyle ifade ediyor:

“Aslında savunma sanayii değil;  bilim-teknolojide ve buna bağlı olarak Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarında geç kalınmışlık yaşandığı kabul edilmelidir. Bu geç kalınmışlık siyasi konjonktür ve karar alıcı mekanizmayla doğrudan ilintili bir durum.” (Star, 26 kasım 2018)

İbrahim Kalın’da konu, daha medeniyet perspektifli bir noktaya evriliyor. Bu, doğru da bir davranış aynı zamanda. Çünkü benim yaptığım gibi konu “100 yıllık” belki daha öte bir muhasebeyi içeriyor. Ben de o başlıktaki konferansı sunarken, Osmanlı’nın çözülüş döneminin muhasebesini yaparak Birinci Dünya Savaşı sonrasına geldim.

İbrahim Kalın “Batı dışı toplumlar ‘medeniyet’le meydan okumayı zamanında göremedi mi?” sorusunu cevaplandırırken şunları söylüyor:

“Geç kaldılar. O tarihi sürece nerede, ne zaman müdahale edeceklerini tespitte zorlandılar. Karşılarında hiç tanımadıkları yeni bir güç vardı. İlk defa savaşan ordularının yanında bilim adamlarıyla, sanatçılarıyla, tarihçileriyle, eğitimcileriyle, hukukçularıyla gelip toplumu kategorize eden ‘Biz moderniz, biz ileriyiz, biz medeniyiz, siz henüz o noktada değilsiniz’ diyen yepyeni bir dünya ile karşılaştılar. Bu süreçte Türkler, İranlılar, Araplar, Çinliler bu meydan okumayı tam manasıyla kavrayamadılar. Çünkü pratik sorunlarla uğraşmak zorundaydılar. Avrupa büyük bir hamle yaparak, bu egemenliği ele geçirdi. Avrupalı olmayan toplumların bu tarihi süreci okumada büyük bir gecikme içinde olduklarını teslim etmek gerekir.”

Peki “Bugün durum ne?”

Bu soruyu cevaplandırırken İbrahim Kalın “Bugün Batı’nın medeniyet adına söyleyecek sözü tükendi” tespitini yapıyor. Ya alternatif bir medeniyet hamlesi?

Onu mesela İslam dünyası yapabilecek mi?

Kalın’ın cevabı “İslâm dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor.” şeklinde.  Arıyoryani.

Devamında da şunlar var:  Batı’da özeleştiri geleneği güçlü bir şekilde devam ediyor:

“İslam dünyası da çok güçlü bir medeniyet geleneğine sahip olduğunun, neredeyse 1000 yıla yakın dünyada kültür, sanat, medeniyet, bilim, şehircilik adına en büyük eserlerin bu coğrafyada verildiğinin farkında. Ama şu anda kendi gerçekliği bundan çok uzak.”

Problem ne?

“Bir ufuk daralması yaşandı. Medreseler, çağın ihtiyaçlarını karşılayacak standartları yakalayamadılar. Kanaat önderleri dönüşümün hızını tam manasıyla kavrayamadılar. Kavradıklarında da iş işten geçmişti.”

İbrahim Kalın “İslam dünyası için ümit” sorulduğunda “savaşlar, terör, mezhep gerilimleri, iç sorunlar, cehalet, fakirlik…” gibi pek çok “kanayan yara”yı anıyor. “İslam Dünyası kendi geleneğini yeniden keşfetme gayreti içinde.” diyor, “Fakat çok başarılı olduğunu söyleyemem.” diyor. “İslam dünyası bir taraftan da bugünün dünyasını anlamaya çalışıyor.” diyor.

Ben derim, ümit her zaman vardır. Siz yüreğinizdeki enerjiyi tüketmemişseniz, iç didişmeleri bırakıp topyekün tırmanış duygusunu paylaşabiliyorsanız yolları açarsınız. Yoksa yüz yıl daha geçer “geç kalmışlığı” konuşuyor oluruz.

(KARAR)

Etiketler:
Share
359 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...