logo

11 Ocak 2019

Futbolda IMF dönemi ha!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Sabah’tan Dilek Güngör’ün nakilcisiyim. Son yazısının başlığında “Bankacılar futbolun IMF şefi olacak” yazıyordu.

‘Borç alan emir de alır’ kuralı işleyecek yani.

Futbol Federasyonu ile Bankalar Birliği, Süper Lig takımları için bir kurtarma paketi üzerinde çalışıyor.

10 milyar liralık borçları yeniden yapılandırılarak bataktan çıkmaları sağlanacak.

Fakat netleştikçe görülüyor ki karşılığında, büyük kulüplerin hepsi bir kurulun vesayeti altına girecek.

Parayı tedarik eden bankaların da temsil edileceği, Federasyon bünyesindeki Lisans Kurulu bu.

IMF komiseri rolünü oynayacak bankacılar. Paranın nereye harcandığını, doğru harcanıp harcanmadığını yani kadro seçimlerini bile denetleyecek. Kulüpleri mali disipline sokmak adına, kullanacakları takdir yetkisine dahi karışacak.

Kurul, bir nevi kayyum müessesesi gibi çalışacak, kulüp yönetimlerinin sicil amiri ve nihai onay makamı işlevi görecek.

Yanlış okumuyorsunuz, borç yapılandırma yoluyla futbola kayyum atanıyor, kayyum.

Kafalarına göre, olmayan paralarla, borç harç transfer yapma devri kapanıyor.

Sıkı denetim rejimine tabi olacaklar, sırtlarında alacaklı kırbacı şaklatıla şaklatıla ‘terbiye’ edilecek, dize getirilecekler.

İyi ama tek elden yönetilecekler, aynı merkeze bağlanacaklar, hepsinin sıralı son patronu bir olacak anlamına gelmiyor mu aynı zamanda?

Kötü yönetim, savurganlık, yanlış tasarruf ve yolsuzluklar sonucunda futbolun yaşadığı çöküşe bakın. Para öğüten devasa bir karadelik…

Eller havada, bir kurtarma paketi karşılığında teslim alınmaya hazır bekliyor kulüpler.

Günün sonunda, Süper Lig takımları üzerinde idari tekel kurulmasıyla sonuçlanacak bir süreç başlıyor.

Tek merkezden sevk ve idare edilmeye razı olacak kadar batağa saplandılar, borç şampiyonları çaresiz durumda demek ki.

Onca kayırmaya, teşviklere, vergi avantajlarına, hesap sorulmazlığa ve şımartılmaya rağmen iflas etmeyi başarmışlarsa…Tek bir söz dahi söylemeye haklarının kalmaması doğal.

Fotbulcusu milyonlarla oynar ama sıfır vergi öderken, kulübü kurumlar vergisinden muaf tutulurken batırılmış bir sektör var ortada.

Ve batığın sorumluları, şimdi el birliğiyle anahtarları kayyuma devretmek için can atıyor, yalvar yakar çırpınıyor.

Başından beri mesafeliydim, futbolla hep kağşak bir ilişkim oldu…

‘Ne halleri varsa görsünler, bana ne’ deyip geçebilirdim. Fakat birincisi, ucu benim vergilerime de dokunmayacak olsaydı.

İkincisi de sinema, tiyatro ve konser biletlerinden kesilen eğlence vergisi maç bileti satışlarından da kesilebilseydi. O bile alınmıyorken…

Deli paraları rahat yesin diye topçuya sıfırlanan vergi, üç otuza giden kitabın yazarına, okuruna gelince göze batmıyor. ‘Ne var, ödesinler canım, her zevkin bir bedeli olacak’ diye çok görülmüyor.

Kurşunun tenzilat kampanyasıyla enflasyon karşısında ucuzlatıldığı, kitabın vergisininse zamlandırıldığı bir çarpıklıkta, futbola üzülmek gelmiyor içimden, kusura bakmasınlar.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » »
Share
387 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...