-
14 Temmuz 2019 YAZARLAR
“Yorgunum” dedin. Her hikâyenin “yorgunlukla” bitmesi gerektiğine dair o anlamsız inancı nereden edindiğini bir kez bile düşünmeden, elindeki bıçağı sapladığın yerin kanayacak olmasını umursamadan, birini öldürmeyi öylesine telaşsız, öylesine soğukkanlı şekilde başarabilmenin katillikten başkaca bir anlam taşımayacağını hesaba katmadan durdun ve öyle dedin işte: “Yorgunum.”
...
-
10 Temmuz 2019 YAZARLAR
Sevgili dostum Muhammet Yazıcı Hoca, ismi bende mahfuz bir Anadolu şehrinin bir camiinde yaşanan bir olayı anlatmıştı. O cuma, hutbenin mevzuu “faiz” imiş. İmam efendi, minberden “faiz yiyenler Allah’a savaş açmış gibidirler” deyince namaz çıkışı cemaatten birkaç kişi imam efendiyi tartaklamış, bir de üzerine şehrin müftüsüne gidip imam efendiyi şikâyet etmişler. Müftü efendi d...
-
08 Temmuz 2019 YAZARLAR
''Hışıl hışıl yel esse, bulut dolup yağmur yağsa,
Çaylar taşsa, göller dolsa,
Gölde yüzen tombul kazın,
Günü doğar, günü doğar”
Hani “evire çevire okuyorum, döne döne okuyorum, doya doya okuyorum, ayıla bayıla okuyorum” denir ya. Dede Korkut’un yeni ortaya çıkan Türkmensahra nüshası için diyorum ben bunları. Bir haftadır “dur şurada ne demişti, aman burada ne söylem...
-
07 Temmuz 2019 YAZARLAR
10 yıl kadar önce izlediğim ve adını belli belirsiz “çocuklar nereye gitti?” olarak hatırladığım bir belgesel, hem Avrupa’daki doğum oranlarının düşüklüğü hem de modern hayatın yeni kuralları üzerinden çocukların “sokakta” olmadığını anlatıyordu. Boş parklar, daha da boş arsalar hüzünlü hüzünlü arz-ı endam ediyordu belgeselde.
Üzülmüştüm. Hem de çok üzülmüştüm. Bizim ülkemiz...
-
02 Temmuz 2019 YAZARLAR
İnsanlığın en eski yöntemlerinden biri aslında ama yine de çok büyük bir başarıyla kullanıyorlar: İftira!
Şöyle işledi en son iftira mekanizması: “Küçükçekmece’de Suriyeliler küçük bir kızı taciz etti.”
Eh, kim olsa isyan eder, kim olsa sokağa dökülür yani. Fakat o da ne? Taciz iddiası tamamen kurgusal, dümdüz yalan, mis gibi iftira. Taciz maciz yok. Taciz yüzünden karako...
-
30 Haziran 2019 YAZARLAR
Seni ben, yanlış yerinden anlatıldığı için sevilmemiş bir hikâyenin esas kıymetini fark eden o incelikli adamlar gibi sevdim. Yanlışlık sonucu sevilmemeni sevdim bir bakıma.
Seni benden başka hiç kimsenin anlamadığını bildiğim için sevdim. Deniz gören bahçelere kurulmuş şezlonglarda denizi değil yıldızları seyretmenin rahatlığıyla sevdim seni. İki oda bir salonlara sıkışmak ...
-
29 Haziran 2019 YAZARLAR
Günümüzün genç ve sıkı şairlerinden Enes Kılıç şöyle yazmış: “Tarafını seç” oyunu bittiyse ailemize ve kalan birkaç dostumuza dönelim tekrar. Bize kalan Türkiye bu kadar işte...
Sosyal medyanın en sağlam adamlarından biri olan Said Ercan kardeşim de şöyle yazmış: Seçim vesilesiyle muhalif kardeşlerim bana haklarını helal etsinler. Seçim dışında bir sürü ortak noktamız var. O...
-
25 Haziran 2019 YAZARLAR
Ne şaka yapıyorum, ne ironiye vuruyorum, ne de eleştirel bir yazıya parlak bir giriş yapmanın derdindeyim.
Bütünüyle hakikati ifade ediyorum kendi adıma. Bu seçimi ben kaybettim. Zira İstanbul için doğru olduğunu düşündüğüm “seçim”in ne olduğunu yeteri kadar anlaşılır, yeteri kadar net, yeteri kadar etkili şekilde anlatamadım insanlara.
Yazdığım köşe yazıları, attığım twe...
-
23 Haziran 2019 YAZARLAR
Odayı altüst ettik. Bir labirent oyunu oynar gibi, o masayı buraya, bu koltuğu şuraya derken çeyrek saatte “buraya üç kişi sığar, kamera da şuradan çekim yapar” kıvamına geldik.
Aslında dört kişiydik. Ama alanımıza dört kişinin sığmasına imkân yoktu. O yüzden üç kişiye indirdik programı. Katılımcıları sürekli değişecek, dördüncü kişi telefon bağlantısı yaparmış gibi kenarda ...
-
23 Haziran 2019 YAZARLAR
“Mursi ölmüş, darısı Recep Tayyip Erdoğan’ın başına” diye açıkça yazanları da, “Mursi ölmüş, darısı bizimkinin başına” diyerek gönderme yapanları da son derece tutarlı buluyorum. Böyle yazanlar, düşük ahlaklarının, aşağılık darbeciliklerinin, sakat politik bakışlarının, berbat batıllıklarının hakkını veriyorlar. Leşler ama leşliklerinin hakkını veriyorlar.
Mısır’ın bin yıllı...
-
16 Haziran 2019 YAZARLAR
“Nasılsa istediğimiz otelde yer buluruz” fikri, yanlış fikirmiş. Bunu, gittiğimiz dokuzuncu otelin lobisinde kendimize itiraf etmemiz gerekti. Yedi kişiyiz, minibüs teknik malzeme dolu ve biz, hem fiyatı bize uygun hem temel insani şartlarda barınabileceğimiz bir otel bulamamıştık çünkü.
Saat sekizi biraz geçiyordu. Yolculuk epeyce yorucu geçmişti ve “yer bulamazsak” düşünce...
-
15 Haziran 2019 YAZARLAR
Birkaç gün önce kıymetli arkadaşım Mehmet Hakan Kekeç’in bir sosyal medya gönderisi ile yeniden zihinsel gündemime girdi bu mesele. Kekeç, Suriçi’ndeki mülteci yerleşimlerinden bahisle bunun yanlış olduğunu, hiçbir şehrin “eski şehir-old city”sini bu tip bir yerleşime açmadığını, mültecilerin şehrin belirli ve “eski şehir”den uzakta alanlarına yerleştirilmesi gerektiğini söylüy...