logo

14 Şubat 2019

Eğitim- Geleceğin inşası- Önce adalet


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Evet, meselenin adını koyalım: Geleceğin inşası. Türkiye’nin geleceğinin inşası. Bu eğitimle olacak. Başka yolu yok. “Beka meselesi” ise, onun da çaresi insan sermayenizin özgül ağırlığını yükseltmektir. Eğitim eğitim eğitim. Anne rahminden ömrün sonuna kadar. “Min’el mehd il’ellahd – Beşikten mezara” yani.

Anne eğitiminden, erken çocukluk eğitimine, ilk okuldan üniversiteye, akademik basamaklara… Yükselen böyle yükseliyor, kendi ülkenize, insanlığa katkı böyle oluyor.

16 yıl tek başına iktidar, bizim ülkemiz için kolay sağlanacak bir istikrar dönemi değil. Oldu, eğitim için bulunmaz fırsattı, ama….

Yapacak bir şey yok, geçen geçti, ama hiç olmazsa bundan sonrasını kazanmamız lazım.

VİZYON

Bir sivil toplum kuruluşu. İLKE İlim Kültür Eğitim Derneği. Bugüne kadar “İslami STK’lar”, “İslami dergiler” gibi birçok alan çalışmasına katkı sundu. Ve şimdi İlke Mütevelli Heyet Başkanı, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş imzalı bir çalışmayı kamuoyu ile paylaştı. Çalışmanın başlığı şu: “Geleceğin Türkiyesinde Yükseköğretim.” 150 sayfalık bir rapor bu. Pek çok bilim adamının katkılarından yararlanılmış.

“Vizyon” çerçevesinde şu başlıklar irdeleniyor:

-Stratejik Bir Yaklaşımla Yükseköğretimde Değişimi Yönetmek

-Gelenekten Geleceğe Arayış ve Anlamlandırma Misyonuna Sahip Üniversite

-Çeşitlilik Temelinde Yapılanmış Yükseköğretim Kurumları

-Düzenleme ve Denetleme Kapasitesi Yüksek Yükseköğretim Üst Kuruluşları

-Öğrenci Taleplerine Cevap Üretebilen Bir Yükseköğretim Sistemi

-Öğrencilere Değer Katan Bir Eğitim ve Öğrenme Anlayışı

-Yeni Kariyer Anlayışına Uygun Danışmanlık Hizmeti

-Nitelik ve Adanmışlığı Yüksek Akademisyenler

-Araştırma ve Bilgi Üretme Kapasitesi Gelişmiş Bir Yükseköğretim Ekosistemi

-Sosyal ve Ekonomik Katkı Sağlayan Yükseköğretim Kurumları

-Uluslararası Hareketlilik ve İş Birliklerinde Etkin Bir Yükseköğretim

-Sürdürülebilir Finansman Kaynaklarına Sahip Bir Yükseköğretim”

Henüz sadece göz gezdirebildiğim çalışmanın sonuç bölümünden bir paragraf alarak bu bölümü tamamlamak istiyorum. Eğitime kafa yoran herkesin raporu altını çizerek okumasında ve tartışmasında yarar olduğu muhakkak.

“Yükseköğretim kurumlarının çeşitlilik temelinde yapılandırılması ve buna göre diğer işlevlerin ve işlemlerin tanımlandığı bir yükseköğretim yapılanması gerekmektedir. Bu yapılanma; araştırma ve bilgi üretimi ile mesleki beceri kazandırma taleplerini karşılayabilecek bir çeşitlilik içermelidir. Yükseköğretim kurumları, insanın anlam arayışına cevap üretme, hayat görüşü oluşumuna katkı sağlama ve kültürel birikim kazandırma gibi amaçları yanında, mesleki bilgi ve beceri kazandırma amacına hizmet edecek çeşitliliği sağlamalıdır. Yükseköğretim kurumlarının yapılanmasında, geniş bir kurumsal özerklik verilmeli ve kurumlar kendi önceliklerini tespit ederek stratejik tercihlerini yapabilmelidir.”

ÖNCE ADALET

Eğitim ve adalet nerede buluşuyor?

KPSS sonuçları ve mülakat sonuçlarının insanların adalet duygusunu tahrip etmesinde… Dün Elif Çakır yazdı, daha önce de yazıldı. Yazılanlardan çok daha fazlası, toplum içinde konuşuluyor.

-KPSS’de yüksek puan aldım, mülakatta düşük puan verilerek elendim.

Böyle bir öğretmen adayının, Deniz Eren Demir’in mektubu medyaya yansıdı. Mektubun girişinden aldığım şu ifadeler bütün mülakat mağdurlarının acısını yansıtıyor:

“Ben 2018 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda 88,295750 puan aldım. ÖSYM’nin açıkladığı sıralamalara göre fizik öğretmenliği branşında Türkiye birincisi, fizik ve fizik öğretmenliği branşında ise Türkiye ikincisi oldum. Ardından 14 Aralık 2018 tarihinde yapılan mülakat sınavına katıldım. Mülakat sınavında tüm sorulara doğru cevap vermeme rağmen 54,00 puan alarak başarısız kabul edildim.”

Bu hanımefendi, 2016 yılında da KPSS’ye girmiş, 90,02728 puan almış. Sonra o yıl ilk defa uygulanan mülakata girmiş, 95.67, 2017 yılında katıldığı mülakatta da 93.00 puan almış. O yıllarda evlilik vs. dolayısıyla ataama isteyememiş. 2018’deki mülakatta ise 54 puan verilmiş. Diyor ki Deniz Eren Demir:

“Ne oldu da 1 yılda kendimi ifade edemez duruma gelip bu puanı aldım?”

Ne olmuş olabilir acaba?

Adalete bir şeyler olmuş olabilir.

Bunu yapmamalıyız. İnsanların içine adaletsizlik gibi bir ukde koymamalıyız.

Daha önce ücretli öğretmenleri yazmıştım. Aynı derse giren öğretmenden kadrolu olanla ücretli olan arasındaki uçurumu ortaya koyarak…

Adalet eğitimin de temelidir.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » »
Share
558 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...