logo

12 Şubat 2019

Doğu Türkistan davası


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Emin olun, Çin açısından baktığınızda bu başlık bile problemli. Çünkü “Doğu Türkistan”a “Doğu Türkistan” dediniz. Ne diyecektiniz? “Şincan özerk bölgesi.” Birisi Doğu Türkistanlıların dili, diğeri Çin’in. Çin dilinde Şincan (diğer ifade biçimiyle Sinkiang) ilhak edilmiş ülke anlamına geliyor. Doğu Türkistan, bağımsız bir Türk-İslam yurdunun adı, Şincan ise sömürgeleştirilmiş bir Türk-İslam vatanının…

Ben yazı hayatına girdim gireli, bir “Doğu Türkistan davası” olduğunu biliyorum.

Doğu Türkistan’ın son başbakanı merhum İsa Yusuf Alptekin Bey, Türkiye’ye sığındığı günden başlayarak vefatına kadar, gözlerinin görmez olduğu dönemlerde bile, insanların yüreğine ulaşarak Doğu Türkistan’daki Çin zulmünü anlatmaya çalıştı.

Şunu biliyorum: Dönemin ABD Başkanı Reagan’a, Suud Kralı Fahd’a, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Demirel’e “Doğu Türkistan’ı unutmayın, orada insanlar acı çekiyor ve bir vatanın kimliği değiştiriliyor” diye mektuplar yazdı. Bunu biliyorum, çünkü mektuplarını ben yazdım. Benden sonra da tarihçi yazar Veli Şirin Bey yazdı.

Niye Amerika’ya, Suudlular’a yazdı? Çünkü kendisinin gücü yoktu; orada Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerinin kendilerini savunacak gücü yoktu. Mazlumlar her kapıyı çalarlar çünkü.

***

Yine yazı hayatına girdim gireli Türkiye’nin Çin ile Doğu Türkistan üzerinden ilişkisi hep “sıkıntılı” olmuştur. Çin’i ne yapmalı, Doğu Türkistan’ı ne yapmalı?

Doğu Türkistan’ı unutamıyorsunuz, çünkü kardeşiniz, çünkü ülkenizde oradan göç etmek zorunda kalmış insanlar var, Çin’e tavır koymakta tereddüt ediyorsunuz, çünkü dev bir ekonomik güç ve ekonomik ilişkileri geliştirmek istiyorsunuz. Ne yapacaksınız?

Bir de Doğu Türkistan sürekli gündemde, çünkü oradan yoğun insan hakları ihlali haberleri geliyor. Bu haberler, Türkiye gündeminde karşılık buluyor. Her dönemde iktidarlara soruluyor: “Doğu Türkistan’daki acıyı görmeyecek misiniz?”

İşin bir de Amerika boyutu var hiç kuşkusuz.

Yeşil Kuşak teorilerinden beri Asyalı Müslümanlar Amerika’nın gündeminde. Amerika Sovyet Rusya’ya karşı, güneyden bir Müslüman kuşatması geliştirmeyi stratejik planlarına dahil etmiş. Bu Amerikan stratejisi.

Bu strateji Sovyet-Çin hakimiyeti altında bulunan ya da Sovyet tehdidine maruz kalan Müslüman toplumlar-ülkeler nezdinde nasıl bir karşılık bulmalı?

“Bu iş Amerikan çıkarlarına hizmet eder, bir emperyaliste karşı başka bir emperyalistle birlikte olmak bize yakışmaz, en iyisi Sovyet-Çin hakimiyeti altında kalmaya devam edelim” mi denmeli, yoksa “Kurtuluş için bir ümit veriyorsa onu değerlendirmeliyiz” mi denmeli?

Mesela Afganistan’da Sovyet işgaline karşı Mücahidler ABD kuvvetleriyle birlikte karşı koymayı tercih ettiler ve işgali püskürttüler. (Sonra iktidar paylaşımı noktasında birbirlerine girmeleri ayrı bir konu) Çeçenistan’da ise mücahidler yalnız kaldı ve Rusya Grozni’de tarihte eşine ender rastlanan bir vahşet icra etti.

Acaba Amerika Doğu Türkistan davasını Çin’e yönelik kuşatmasında araç olarak mı kullanıyor?

Türkiye’de ve dünyada, Doğu Türkistan adına ve Çin karşıtı bütün eylemler Amerika’nın soğuk savaş stratejisinin uzantısı mı?

O yüzden Türkiye’de Doğu Türkistan’a sahip çıkan islami çevreler, farkında olarak olmayarak Amerikan politikalarına alet mi oluyorlar?

Hele bir kısmı iktidarı zaafa uğratmak için Amerikan çıkarlarına uygun olarak Çin ile ilişkileri bozmaya mı çalışıyor?

***

Öyleyse…

Çin’in Doğu Türkistan’a yönelik uyguladığı “Çin usulü” eritme, dönüştürme, nüfus yapısını bozma projelerine karşı sessiz kalmak, toplama kamplarını görmemek, en küçük itiraz seslerini zindanda çürütmeye itiraz etmemek… Türkiye’nin “Orada yanlış şeyler oluyor” tarzındaki cılız tepkisini bile yadırgamak…

Bu mudur?

Şunu biliyorum:

İsa Bey, “Aman Türkiye’nin başına bir şey gelmesin” diye çırpınırdı. Onun için dünya ülkelerinden yardım isterdi. Çin’e laf anlatamadığına göre başka ne yapacaktı? Türkiye’nin taşıyamayacağı bir yükün altına girmesi değildi istediği. Ama Çin ile ilişkide bir de “Oradaki kardeşleri”ne dair bir gündem maddesi olsun, diyordu.

Gündemde bir Abdurrahim Heyit maddesi bulunması Türkiye’ye zarar vermez. Aksine Çin nezdinde “Türkiye ile iyi ilişkinin şartları”ndan birisi olur. Şayet Türkiye’nin stratejik değerinin ve Çin nezdindeki artılarının farkında iseniz…

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
577 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...