logo

25 Ağustos 2019

Dış sorunlar ağırlaşıyor


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Cuma günü Putin’le telefonda görüştü. Beştepe’nin açıklamasına göre, Erdoğan Putin’e “İdlib’deki ateşkes ihlalleri ve saldırıların büyük bir insani krize yol açtığını, çözüm çabalarına zarar verdiğini ve Türkiye’nin güvenliği için ciddi bir tehdide dönüştüğünü” söyledi.

Erdoğan’ın vurguladığı sorun, Esat güçlerinin saldırılarının yol açacağı ağır sorunlardı.

Beştepe’nin açıklamasında Putin’in Erdoğan’a ne dediği belirtilmiyordu, demek ki Putin umulan yaklaşımı göstermemişti.

Kremlin’in açıklamasında ise, “Liderler (İdlib’de) terör tehdidinin yok edilmesi adına ortaya konulan ortak çabaların aktif hale getirilmesi ve Soçi mutabakatının yerine getirilmesi hususunda anlaştılar” deniliyordu. Kremlin, görüşmeyi Erdoğan’ın istediğini de açıklamaya eklemeyi ihmal etmemişti.

Kremlin’in bu açıklaması, Erdoğan’ın söylediklerinin neredeyse tam zıddıdır: Erdoğan Esat güçlerinin saldırılarından yakınmıştır. Kremlin ise sadece “terör tehdidinin yok edilmesi”nden bahsederek bu saldırıları desteklemektedir.

Açıklamaların ardından, Erdoğan’ın Salı günü Moskova’ya gideceği açıklandı; telefonla çözülemedi, yüz yüze görüşecekler.

RUSYA İYİ NİYETLİ DAVRANMIYOR

İdlib’den Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgelerine bir milyon gibi tahmin edilen bir göç dalgası, şu sıralarda Fırat’ın doğusuyla meşgul bulunan Türkiye için fevkalade tehlikeli olur.

7 Eylül 2018 günlü Soçi Mutabakatı’nda, Rusya böyle bir göçü önlemeyi taahhüt etmişti. Türkiye ve Rusya İdlib’deki “terörist ve radikal unsurların çatışmasızlık bölgesinin dışına çıkarmayı” birlikte taahhüt etmişler, bu amaçla Türkiye 12 gözlem üssü kurmuştu.

Bu unsurları çıkarmak ancak Türkiye ve Rusya’nın birlikte askeri harekatlarıyla mümkün olabilir. Rusya ise “terör grupları” bahanesiyle Esat güçlerinin saldırısını destekliyor, Türkiye’nin kaygılarını önemsemiyor.

Hatta uzman gazeteci arkadaşımız Murat Yetkin’in kendi blogunda yazdığına göre, İdlib’deki 9 numaralı Türk gözlem üssüne “kuvvet intikali” yapan Türk askeri konvoyundaki sivil aracı vuran, SU-22 tipi bir Rus savaş uçağıydı. (@ReportYetkin)

Rusya’nın bu tavrından cesaret alan Suriye Devlet Başkanı Esat’ın danışmanı Buseyna Şaban, dünkü açıklamasında Türk gözlem üslerinin teröristleri desteklediğini iddia ederek “İdlib’deki Türk gözlem noktalarını imha edebiliriz” diye konuştu!

TERÖR SUÇLAMASI

Sadece bu Şaban değil, Rus Dışişleri Sözcüsü Zaharof 15 Ağustos günlü, Dışişleri Bakanı Lavrov da 20 Ağustos günlü açıklamalarında Türkiye’yi Soçi mutabakatına uymayarak, HTŞ, Nusra gibi teröristleri desteklemekle suçlamaktan çekinmediler.

Uçak krizi sırasında Putin’in Ankara’yı “İslamcı teröristleri destekliyor” diye suçlayan konuşmalarını hiç akıldan çıkarmamak lazım.

Bu iftira, Türkiye’nin üzerinde siyasi baskıdır, Türkiye’nin sıkıntılarını arttırır. Erdoğan-Putin görüşmesinde bu mesele mutlaka, ama mutlaka açıklığa kavuşturulmalı, Putin bizzat açıklama yapmalıdır.

Salı günü Erdoğan-Putin görüşmesinin ne kadar önemli olduğu açık. Tabii kesin sonuç beklemek de kopuş beklemek de gerçekti olmaz ama Suriye’de Rusya ile de ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır.

TÜRKİYE NERELİ?

Türkiye Moskova’dan bakınca müttefik olarak görülmez; oranın müttefiki Esat’tır, stratejik hedefi Suriye’de hakimiyettir. Rusya, Türkiye’yi NATO‘dan ve AB’dan ne kadar uzaklaştırırsa o kadar kazançlı sayar kendini.

Fakat Batı’dan bakınca da Türkiye artık eskisi gibi ‘Batılı ülke’ veya eskisi yoğunluğunda ‘müttefik ülke’ görülmüyor.

Bu tablo Doğu Akdeniz’de de karşımıza çıkıyor

Bu tabloyu “Bizim eksenimiz Türkiye’dir” gibi hamasi sözlerle savunanlar var!

Ama tablo aynı zamanda yalnızlık tablosudur.

Bu tablonun oluşmasında küreselleşmenin ortaya çıkardığı sorunların, mesela Batı’da aşırı sağın yükselmesinin rolü var ama bizim hatalarımızın da rolü var.

Eğer “Coğrafya milletlerin kaderi” ise, bu coğrafya, sanayi devriminden bu yana daima Batı içinde müttefikler edinmeyi gerektirmiştir.

Keşke Batılı bir devletle sorunlarımızı görüşürken bizi destekleyen etki Batılı çevreler olsaydı…

Rusya ile konuşurken Batı’yla ilişkilerimizin elimizi güçlendirdiği bir durumda konuşsaydık, değil mi?

Bu konuya devam edeceğim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
284 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...