logo

20 Kasım 2018

Devlet dersinden çıkmasa iyiydi bakan!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Yüz elli yıllık demokratikleşme deneyiminden sonra şunu da duyduk ya bir devletlinin ağzından…“Devlet bir şey söylüyorsa tereddüt etmeden inanmak gerekir” dendi ya biz vatandaşlara…

Lafı eden ismin kabinenin en okumuşlarından, doktoralı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli olmasına mı yanarsınız…

Lafı etme nedeninin, yurtdışından ihalesiz getirilen bir parti ithal etle ilgili eleştirileri püskürtmek olmasına mı…

Lafı, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yani bakanlık harcamalarını biz vatandaşlar adına denetlemekle, yediğimizden içtiğimizden kesilen vergilerin nasıl kullanıldığının hesabını sormakla görevli bir heyet önünde etmesine mi…

Hangisine daha çok yanarsınız, bilemedim.

Dediği kanun padişahların mutlak yetkilerini sınırlandıran meşrutiyet ilanları yaşanmamış, mutlakiyetçilik ve saltanat kaldırılmamış, halk idaresi cumhuriyet kurulmamış, tek partiden çok partili demokrasiye geçilmemiş ve bu kazanımların hepsi, yüz elli yıldır devlete karşı verilen mücadelelerle elde edilmemiş gibi…

Bakan Bey başa döndürüyor bizi, tebaanın itaatten başka hakkının olmadığı en başa.

Ne şeffaflık isteme, ne bütçe ve ne de hesap sorma hakkının tanındığı, vatandaşın henüz kul köle sayıldığı dönemler geride kalmamış gibi…Bütün bir demokratikleşme tarihi tecrübemizi kaldırıp çöpe atıyor. Bir tek cümleyle hem de!..

Bu hesap sordurmama yetkisini, bulunduğu devlet görevine onu atayan iradeden almadığı muhakkak.

Çünkü aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimse layüsel, kimse eleştirilemez değildir” diyordu.

Yani kimse padişah değil bugünkü rejimde.

AK Parti deseniz, ‘önce devlet’ anlayışının karşısına ‘önce insan’ prensibini koyarak iktidara geldi.

Halk, devleti yönetenlerin iki dudağı arasında yaşamaya, her söyleneni peşinen doğru kabul etmeye mahkum değil.

İtiraz hakkından, ikna edilme talebinden niye vazgeçsin millet?

Vergisinin doğru yere harcanıp harcanmadığının, suistimal ve usulsüzlük yapılıp yapılmadığının tatminkar bir şekilde açıklamasını yapmak çok mu zor da…Soru soran gazeteciyi azarlayarak, kaşınmasını kurcalanmasını yasaklayan çıkışmalarla işi yokuşa sürüyor Bakan?

Paranın da, memleketin de, devletin de sahibi millet. Vaaz ve nasihat dinlemek değil açıklama bekliyor emanetçisi olan yöneticilerden…

Orhan Baba’dan kopya çekiyorsa daha sittin sene geçemez bu dersi. Demokratik devletin tanımında kafa ve kavram karışıklığına düşerek bocalamaya devam eder.

Devlete saygı duymayı, devleti kim yönetse ona sınırsız kredi açarak gözü kapalı bağlanmak zannederken nasıl kalmayacak sınıfta?

Ecevit varken Ecevitçi, Özal’la Özalcı, Demirel’le Demirelci, Erdoğan’la da en koyu Erdoğancı olup devlete saygının nimetlerinden yararlanmanın karşısında ‘makbul vatandaş’ yazıyor o kopyada.

Şahıslarla ilgisi yok, sadakat makamadır gerekçesiyle, başa kim gelirse sorgusuz sualsiz her dediğine inanmayı savunmak ‘her devrin adamlığı ve ulufecilik’ti eskiden. Yeni bir içtihatla sadık ve sorumlu vatandaşlık mı oldu şimdi?

(KARAR)

Etiketler:
Share
358 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...